23.BÖLÜM-GERÇEKLER

3.5K 201 20
                                    

Merhabalar,
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın ❤🤗

Keyif okumalar dilerim,
__________________________________
"Aisha ne alaka lan! Onu karıştırma bu konuya!" Odanın içinde Cesur'un kahkahası yankılanırken, uyuşan beynime inat olanları anlamaya çalışıyordum.

"Anlamıyor musun? Konunun merkezi zaten Aisha." Bu konunun benimle ne alakası olduğunu anlamaya çalışırken gelen olup olmadığına bakmak için arkamı kontrol ediyordum. "Nisan, onu değil Aisha'yı sevdiğin için intihar etmedi mi?" Haftalardır berbat durumda olmasını şimdi daha iyi anlıyordum. En kötüsü de Nisan'ın benim yüzümden intihar etmiş olmasını kabul edemiyordum. Bir insan nasıl kendi canına kıyabilir? Tamam, bende kendi canıma kıymaya kalktım fakat tek kurtuluşum bu olduğu için yapmıştım. İçeri girmek ve girmemek arasında gidip gelirken Yağız'ın sorduğu soru ile doğru zamanın gelmesini beklemeyi seçtim.

"Bunun Umay ile ne alakası var lan?" Bu sorunun cevabını bende merak ediyordum.

"Umay neden intihar etti Yağız? Onu terk ettiğim için değil mi? Peki ben onu sence kimin için terk ettim?" Aklıma gelen cevap ile gözlerim şokla açıldı.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Umay'ı Aisha için terk ettim." Bu imkansız... Ben olamam! Bu gerçek olamaz. Yağız'ın hayatını mahveden ben olamam.

"Kes sesini lan!!! Bu da yeni oyunun mu? O zaman Aisha'yı tanımıyordun. Burada bile değildin lan!"

"Onu ne zamandan beri tanıdığımı nereden biliyorsun ki Yağız?" Bu sefer susmayı tercih etti Yağız. Konuşmuyordu ve bu durum gerilmeme neden oldu. İçeri girmem gerekiyordu. Yanında olup Cesur'un saçmalıklarına bir son vermem gerekiyordu. Ortamda oluşan gergin sessizliği Cesur bozdu. "Yazları geldiğimi unutmuş gibisin. Onu ilk ne zaman gördüm, biliyor musun? Sen, ben, Adem, Umay ve Nisan... Gittiğimiz ilk yaz şenliği... Onu ilk o zaman gördüm. 20 Temmuz 2014..." Dehşetle açılan gözlerim dolmaya başlamıştı. "Ben olamam." cümlem ağzımdan fısıltı ile çıktı. Bu tarih evinin şifresiydi. 20 Ağustos 2014'de hayatını mahvettiğim insanlarla beraberdim. Bu nasıl olabilirdi?

"Arkadaşları ile beraber gelmişti. Nil, Kutay dediği o it, Eylül ve diğer arkadaşları. O gülüşü, hayat dolu bakışları, dans edişi. O an içimi öyle huzur kaplamıştı ki buraya geri dönmek için en büyük nedenimi bulmuştum sanki. Sonra Baston'a geri döndüm ve tabi benim için Umay da döndü. Yanımda Umay olsa da aklım fikrim Aisha'daydı." Sonra bir patırtı koptu içeride. İçeri girmek istedim. Yanında olmak istedim fakat olduğum yere ayaklarım çivilenmiş gibiydi. Nefes alamıyordum. Nefes aldığım an burada olduğumu anlayacaklardı sanki.

"Benim kardeşim seviyordu seni lan! Tüm ailesini arkasında bırakıp sana gelmişti! Benim kardeşimde hayat doluydu! Oda huzur doluydu! Sen onu harabeye çevirdin! Sen onu mahvettin! Senin yüzünden hastanede o hala! Lan ben sana dostum dedim, kardeşim dedim! Sen bana ihanet ettin lan!" Bu bir abinin kardeşi için ettiği feryadıydı. Ayaklarımdaki gücün azalması ile daha fazla ayakta duramadım ve olduğum yerde dizlerimin üzerine çöktüm.

"Evet ama onun kadar değildi. Bunu sende iyi biliyorsun. Bu yüzden sende onu sevmiyor musun?" Yutkundum. İçerideki sessizlik ölüm gibiydi. Yağız sustu. Diyecek bir şey bulamıyor gibi sustu. Neden bilmiyorum ama bir şey demesini, benim suçumun olmadığını söylemesini istedim. Fakat o hiç bir şey diyemedi. Ölüm sessizliği olmuştu içeride. Duvardan destek alarak ayağa kalktım. Arkamı döndüğüm sırada Adem karşımda kaşları çatılmış halde bana bakarken, Yağız'ın sekreteri de merak dolu bakışlarla bana bakıyordu.

Yavaş adımlarla aralarından geçip gittim. Adem'in arkamdan seslenmesini umursamadan asansöre binip düğmeye bastığım sıra kapı kapanacakken Adem elini uzatarak kapanmasına engel olup asansöre bindi.

SİYAHA BOYANMIŞ - AYISITDonde viven las historias. Descúbrelo ahora