21.BÖLÜM-NEFES

4K 206 3
                                    


"Geçmişte ne olduğu umurumda bile değil. Az önceki itirafından sonra gitmene asla izin vermeyeceğim."

Ben az önce ne dedim? Ne dediğimi düşünürken panik halimden dolayı attığı kahkahası ruhumu şenlendirmişti. Elini uzatıp kızarmaya yüz tutmuş yanağımı okşadı. "Hadi arabaya geç. Seni eve bırakıp öyle gideceğim. Bu saatte tek başına dönme." Yutkunup başımı sallayıp arabanın ön yolcu koltuğuna oturduktan sonra kapıyı kapattım. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladığında yüzüne bakamıyordum. Evimin sokağına girmeden yol kenarında durdu.

İneceğim sırada," Yarın sınavın var mı?" diye sordu. 

"Hayır perşembe on bir buçukta var." 

"Tamam o zaman sabah beraber  kahvaltı yapalım sonra ben seni bırakırım, olur mu?"

"Olur, perşembe görüşürüz o zaman." diyerek arabadan indim. Eve girdiğimde annem ve babam içeride büyük ihtimalle bu günün değerlendirmesini yapıyorlardı ve şu an için içeriye girmek niyetinde değildim.

"Ben yatıyorum, iyi geceler." diyerek kaçarcasına odama geçip kapıyı kapattım. Telefonumdan Nil'in numarasını çevirerek telefonu kulağıma götürüp bekledim.

"Canım ablacım, nasılsın?" Kızgın olduğumu bildiği için yalakalık yapıyordu fakat boşunaydı.

"Bırak yalakalığı Nil! Beni ne kadar zor durumda bıraktın, farkında mısın? Ben ondan kaçarken böyle bir şeyi nasıl yaparsın?"

"Sakin olur musun? Evet yaptığım doğru bir şey değildi. Sana haber vermem gerekiyordu ama ben yine de pişman değilim. Ondan kaçman çok saçma. Sonuç olarak o her şeyi biliyor ve bunu kabullenerek geldi."

"Olabilir ama-" dediğimde sözümü keserek devam etti.

"Bak bir tanem. Beni biliyorsun, ben bir şeyi yapmadan önce defalarca kez düşünürüm. Sana haber vermediğim için suçlu olabilirim ama yine de doğru olanı yaptım. Bırak geçmişte kalsın Cesur. Artık üzülmeni istemiyorum. Kaçmak yerine konuş onunla." dediğinde haklı olduğunun farkındaydım fakat beni rahatsız eden bir şey vardı. Ne olduğunu bilmediğim fakat derinlerde bir yerde hissettiğim bir şey...

"Artık istesem de kaçamam zaten. " Telefonun ucundan duyulan kıkırdama sesi kızgın kalmamı zorlaştırmıştı. "Neyse kapatıyorum uyuyacağım ben. Geldiğinde görüşeceğiz seninle, iyi geceler küçük cadı." diyerek telefonu kapatıp yatağıma girerek kendimi uykuya teslim ettim.

Ertesi gün uyandığımda annemin soruları eşliginde kahvaltı yaptıktan sonra vakit kaybetmeden ders çalışmaya başlamıştım. Neyse ki bildiğim konular olduğu için zorlanmadan tüm konuları bitirmiş ve akşam da erken kalkacağım için alarmı saat 7'ye kurarak erkenden uykuya daldım.

Kulağımı tırmalayan alarm sesi ile araladığım gözlerimi içeri sızan güneş ışığı ile kısarak elimi komidinin üzerindeki telefona uzatıp alarmı kapattım. Yerimden doğrulup lavaboya giderek elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım.

"Hayırdır kızım bu saatte neden uyandın?" Odama gireceğim sırada babamın sesi ile durup ona doğru döndüm.

"11 buçukta sınavım var. Yağız sabah kahvaltı yapalım dedi. Oradan beni üniversiteye bırakacak." Başını sallayıp mutfağa doğru ilerledi. Bu durum çok garip hissettirmişti. Eğer o günden önce böyle bir şey olsa babam katiyen izin vermez ve eminim ki bu kadar sakin olmazdı. Belki hala endişe ediyordu fakat üzerime gelmek istemiyordu.

Odama girip dolaptan giyeceğim renkli küçük kelebeklerle dolu beyaz gömleğimi ve mavi jean pantolonumu yatağımın üstüne koyarak duşa girdim. Ilık su yerçekimine yenik düşüp bedenimden aşağıya süzülürken gözlerimi kapatıp olan şeyleri düşündüm.

SİYAHA BOYANMIŞ - AYISITWhere stories live. Discover now