25.BÖLÜM-TEK İHTİYACIMIZ ZAMAN

3.6K 191 19
                                    

Merhabalar,
Bölümü elimden geldiğince erken yayımlamaya çalıştım, umarım beğenirsiniz
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın❤

Keyifli okumalar dilerim,
________________________________________

"Bunu nasıl yapar anlamıyorum ya!"

"Nil tamam sakinleş artık. Bak hala hayatta bir şey olmamış işte."

"Ne sakinleşmesi Kutay? İlki tamam haklıydı, tek kurtuluşuydu yaptı. Peki bu sefer?" Uzaktan gelen sesler beynimde yankılandı durdu. Gözlerimi zorlukla aralarken beynimde oluşan ağrı ile yüzümü buruşturdum. Gözlerimi açmaya çalıştım. Gördüğüm ilk şey beyaz tavandı. Elimi kaldırıp başıma götüreceğim sırada elimin üstünde hissettiğim acı ile inledim. 'Serum mu? Bir dakika ben neredeyim?' diye düşünürken son hatırladığım şey ile gözlerim kocaman açılmıştı.

"Nil?" seslendiğimde endişeli bir şekilde ikisi de aynı anda dönüp yanıma gelerek Nil soluma, Kutay ise sağıma geçmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Nil?" seslendiğimde endişeli bir şekilde ikisi de aynı anda dönüp yanıma gelerek Nil soluma, Kutay ise sağıma geçmişti.

"İyi misin?" Az önce sinirli gelen sesi şimdi daha sakin ve endişe dolu geliyordu.

"Ben neden buradayım. Yani en son..." derken devam edememiştim. Nil aklıma nasıl gelmemişti o an? Onu yalnız bırakmaya nasıl kalkışmıştım?

"En son ne Aisha? En son arabada Cesur ile beraber uçuruma doğru mu gidiyordun? Aklından ne geçiyordu? Bunu nasıl yaparsın bize? Nasıl öl-" devam edememişti. Gözlerim hissettiğim suçluluk ile dolmuştu. Ağlamamak için alt dudağımı kemirmeye başladım fakat engelleyemiyor ve gözyaşlarım daha hızlı akmaya başlıyordu.

"Nil sakin olur musun artık? Bir açıklaması vardır herhalde?" diyerek düşünceli bir şekilde bakışlarını Nil'den çekip bana sabitleyerek bekledi.

Nil de sakinleşmeye çalışarak "Bu sefer ne yaptı?" dedi. Cesur'dan bahsediyordu fakat ben nasıl başlayacağımı bile bilmiyordum.

"Eve gitmek istiyorum." Üzerimdeki örtüyü açıp doğrularak ayaklarımı yataktan yere sarkıttım. Başımın fazlasıyla zonklaması görüş alanımı kısa süreli bulanıklaştırmıştı.

"Serumun bitmedi hala. Bittikten sonra gidebilirsiniz dedi doktor." sesi uyarır gibi çıkmıştı.

"Ben iyiyim Kutay, sorun yok." diyerek Nil'e bakıp omuzlarımı düşürerek ayağa kalktım. İlk başta baş dönmem olsa da dengemi sağlayabilmiştim. Adımlarımı hızlandırarak hemşirelerin ve hastaların bulunduğu uzun koridora çıktım. Nil ve Kutay arkamdaydılar ve onlara bir açıklama borçluydum fakat bunu yapabilecek gücü şu an için kendimde bulamıyordum. Hastanenin çıkışına doğru dalgın bir şekilde yürümeye devam ettim.

"Yağız?" Nil'in dudaklarından dökülen adı duymamla olduğum yere çakıldım. Kalbim ismine bile bu kadar tepki verirken nasıl onu unutacaktım? Arkamdaki Nil'e dönüp baktığımda bir yere bakıyordu. 'Ne olur orada olma.' Korkak bakışlarla Nil'in baktığı yere baktığımda oradaydı. Bakışları endişe doluyken, göğüş kafesi hızla inip kalkmasından anladığım kadarıyla bir o kadar da sinirliydi. Duygularımı ona göstermemem gerekiyordu. Onun için yapabileceğim tek şey, onun şu an yapamadığı şeyi yapmaktı.

SİYAHA BOYANMIŞ - AYISITWhere stories live. Discover now