-1-

28.6K 695 133
                                    

Hafifçe alnını yokladım. Cayır cayır yanıyordu. Ağzımdan çıkacak küfürleri yutarak koşarak banyoya gittim. Küçük bez yoktu o yüzden bulabildiğim en küçük havluyu ıslattım. İçeri döndüğümde bir an onu göremedim.


Bir yerinde durmuyordu ki dağ ayısı.


Elimdeki bez yere damlıyordu. Bir de bunları silmek için uğraşacaktım. Salondan geçip antreye girdim. Yatak odasının kapısı açıktı. İçeri girdim.


Üstündeki terden sırılsıklam tişörtünü çıkarmış yatağa oturmuştu. Gerilen sırt kaslarını görebiliyordum. Normalde bu tür fırsatları kaçırmazdım ama şu an içinde bulunduğumuz durumdan dolayı gözlerimi kaçırarak yanına gittim. Elimdeki havluyu yandaki komodine koyup omuzlarını tutarak onu yatağa yatırdım. Tam havluyu alacaktım ki bileğimden tutarak ani bir hareketle beni üstüne çekti.


Yarım ağız gülümseyerek üstünden kalkmaya çalıştım ama izin vermedi. Bileklerimi tutarak beni yatağa çivileyip üstüme çıktı.


"Hastasın."


"Evet."


Sesi hırıltılı bir şekilde çıkmıştı. Mavi gözleri gözlerimin içine bakıyordu. İçime işliyordu. Böyle zamanlarda pili bitmeye yakın robot gibi hissediyordum. Üstümde bıraktığı etkinin o da farkındaydı. Ben düz bir renktim, o ise üstümde oluşan desenlerdi. Beni daha canlı, daha fark edilebilir yapıyordu. Gözleri gözlerime her değdiğinde içimde varlığını bilmediğim hücreleri canlandırıyordu. Onunla tanışmadan önce içimde ölü bir ruh taşıyordum ama böyle zamanlarda onunla tanışmamı sağlayan yüce güce dualar ediyordum.


Çünkü bana her bakışında beni tekrar yaşatıyordu. Yaşadığımı hissettiriyordu.


İrademi zorlayarak onu yana doğru ittim. Beni çekmesine fırsat kalmadan hemen ayağa kalkıp komodine gittim. Bu sefer onu ittiğim yerden kalkmamıştı. Kollarını yana uzatmış, tavanı izliyordu.


Çok düşünüyordu. Ne düşündüğünü merak ediyordum. Sorduğumda bilmemin benim zararıma olduğunu söylüyordu.


Ondan gelecek her zarara razıydım. Her bir darbesine kadar razıydım. Beraber olduğumuz sürece atlatamayacağımız hiçbir şey yoktu.


Islak havluyu alıp alnına yerleştirdim. Eğer bu da işe yaramazsa eczaneye gidip ilaç alacaktım. Hasta olmadığını iddia ediyordu ama tuttuğu bileklerime yayılan ısıdan anlaşılacağı üzere hala ateşi vardı.


Onun dokunuşlarıyla ilgili de olabilirdi bu tabi.


Biraz yana kaymasını sağlayarak yanına oturdum. Ateşi bu kadar yüksek ve bu kadar halsizken nasıl bu kadar güçlü durabildiğine şaşırdım. Usulca elini elimin içine alıp avucunu öptüm. Elim, elinin içinde küçücük kalmıştı. Normalde küçük olmayı da gözükmeyi de sevmezdim ama onun yanında iyi hissediyordum. İyi hissettiriyordu. Hayatımda en azından birinin yanında güçlü durmak zorunda değildim. Her an tetikte olmama, korunmama gerek kalmıyordu. Savunmamı indirebiliyordum. Bana asla zarar vermezdi.

İntikamWhere stories live. Discover now