BÖLÜM 11: GÜLGÜZELİ✨

3.6K 358 75
                                    



Sevmek ne asil bir duygu. İnsanı mutlu eden üzen sevinçlere acılara boğan her ruh halini yaşatan.
Ama sevilmek...
Anlatılması gerçekten çok zordu. Hani içimde birşey var ama...

Diyip öyle kalıyordum işte. Devamı yok. Gerçekten sevilmek ve buna inanmak zor bi zanaat.
Bundan sonra hayatım ikiye ayrılıyordu.

Enis'i tanıdığım gün ve sonrası.
Öncesi yok. Başkası sağı solu geçmişi yok. Sadık bir sevda bulmak kolay değildi. Bende elimden geldiğince Enisin sadakat ve sevgisine karşılık vermeye çalışacaktım.

Nişan günün üstüne 2 hafta geçmişti. Feride teyze bize gelmişti bugün çaya. Annemle düğün ve düğün tarihi hakkında konuşacaklarmış. Çayları doldurup bende içeri yanlarına geçtim.

"Ellerine sağlık gelinim." dedi. Zaten heyecanlıydım birde şöyle aniden gelen şeyler iyice heyecanlandırıyordu.
O da tepsinin titrediğini görünce gülümsedi.

"Tamam tamam heyecanlanma hadi otur bakalım sende yanımıza konuşalım şu düğün işlerini." Dedi. Anneminde çayını verdikten sonra tekli koltuklardan birine oturdum.

"Enis araya uzun bi süre girmesini istemiyor yani tabi öyle aceleye getirir gibi de olmasın istiyor hani herşeyi rahat rahat yapalım ama öyle fazla da uzatmayalım diyor. Sen nasıl istersin aklında birşey var mı herşey gönlünüzce olsun istiyoruz biz." Dedi sesindeki samimiyet sözlerinin gerçek olduğunun kanıtıydı.
Ben hiç düşünmemiştim tarih felan ama bencede fazla uzatmaya gerek yoktu. Ne kadar uzasa o kadar sıkıntılı oluyordu herşey.

"Herşey usulünce olsun tabi ama bence de araya fazla bir zaman koymaya gerek yok. İşlerimizi yetiştirebileceğimiz kadar bir süre olsa yeter."

"Ev işi hal oldumu zaten diğer işler kolay olur." Dedi annem.

"Bizde öyle düşündük. Hatta birkaç ev buldu bile Enis. Eğer sizin için de uygunsa yarın gidip bakalım diyoruz." Şaşırmıştım açıkçası. Enis bey oldukça hızlı davranıyordu.

"Uygundur uygundur. Enis oğlumla konuş bize haber edersiniz." Dedi annem. Annemin oğlum demesi hoşuma gitse de sürekli sırıtan bir tip gibi görünmemek için kendi zorladım. Ama ne yapayım konular konuşuldukça içimdeki heyecan artıyor ve gülümsememe engel olamıyordum.

"Düğün nerede olsun kızımızın aklında birşey var mı istediği özel şeyler varsa çekinmesin. Benim tek bir oğlum sizinde tek bir kızınız var herşey istedikleri gibi en güzelinden olsun istiyorum." Dedi Feride teyze.

Sağolsunlar her türlü rahatlığı veriyorlardı onlarda. Sonuçta öyle iki tarafta çok zengin aileler değildi. Ama ne istesem anında yapmaya hazırlardı.

"Öyle özel bi isteğim yok bay bayan ayrı olsun bide zaten kına gecesi müzikli olacağı için düğün mevlütlü olsa daha mı iyi olur sanki ?" Dedim.

Zaten kına gecesinde herkes istediği kadar oynayacaktı. Düğünün mevlütlü ve yemekli olması yeterliydi bence.

Çünkü Resulullah Efendimiz;
"Evlenmenin en hayırlısı, en kolay ve külfetsiz olandır." buyururken bize bir yol haritası çiziyordu.

Önceleri düğün yapmayı bile gereksiz bulurdum ama bunu ve bunun gibi başka sözleri duyunca daha farklı düşünceler edinmiştim.

"Nikahı ilan edin, onu mescitlerde yapın, üzerine de def vurun." (Tirmizî, Sünen, Nikâh, 6)

"Eniste öyle düşündü ama biz önce bi sana soralım dedik. Belki başka türlü istersin diye. Madem çoğu konuda hem fikirsiz yarın ev bakmaya gidelim eğer istediğiniz gibi bir ev bulursak diğer işleri o zaman konuşmaya başlarız." Dedi.

GİZLİ SAYE "SESLENDİRİLDİ"Where stories live. Discover now