BÖLÜM 2: HEYECAN✨

4.7K 346 65
                                    



Beyza'dan...
7 yıl sonra...

Evet Yasin gideli 7 yıl oldu. Çok uzun bir süre. Çok şey yaşamıştım. Çok şey değişmişti. İstediğim bölümü kazanmıştım. Eczacılıkta 3.senemdi 21 yaşına gelmiştim. Hayatıma devam etsem de özlem duygusu hep benimleydi. Ne büyük ve acı bir duyguydu. Geçen zamanda bu duyguya kendimi iyiden iyiye kaptırmıştım. Yaşanan bir şey yoktu. Yasinle aramızda bir iletişim yoktu. Ama benim kafamda kurduğum şeyler onu içimden atamamam için yeterliydi.

Bazen kızlar biraz kafamı kaldırmam gerektiğini Yasin'in orada verdiği sözü çoktan unuttuğunu söylüyorlardı. Öyle sorular yöneltiyorlardı ki kafamı karıştırıyorlardı. Yüreğimde o mu vardı emin olamıyordum artık. Onlara da suç atmam biraz yersizdi aslında ama cevaplayamadım her soru beynimin karıncalanmasına sebep oluyordu. Yasin'i 7 yıldır görmemiştim. Çocukluktan kalan bir alışmışlık olduğunu söylüyorlardı. Öyle değil diye diretiyordum ama sanırım ben gerçekleri görmek istemiyordum.

Yasin döndüğünde ne mi olacaktı, o konuda da hiç bir fikrim yoktu.
Bir sevdanın arkasına takılmış gidiyordum. Eğer beni istemezse ya da bir başkasıyla gelirse elimden gelen hiçbir şey olmazdı ama umut ya işte bekleyecektim. Eğer hayırlısı değilse nasip der yoluma bakardım. Bakar mıydım? Bakabilir miydim? Bu düşünce kalbimi tırmalasa da hayırlısı olsun lafını dilimden de kalbimden de düşürmemek için elimden geleni yapıyordum.

Sevmek gerçekten en büyük imtihanlardan biriydi. Çünkü emin olamıyordu insan.
İnsan sevildiğinden emin olamaz ama sevdiğinden olur diyorlardı. Öyle miydi gerçekten? Ben artık ondanda emin olamıyordum. Bazen düşünüyordum ya bana yazılan kişi Yasin değil de bir başkasıysa. Şimdiye kadar yaptıklarım ona büyük bir ihanet sayılmaz mıydı? Af Allah'ım çok kez af. Ne yapacağını bilmeden sevmek çok zordu. İnsan ne yaparsa yapsın sevmekten vazgeçemiyordu.
Ve sevmek bir çocuğun buluşacağı en tehlikeli oyundu. Ben küçük yaşımdan beri bu oyunun ilk oynayanlarındandım. Bence anneler çocuklarını dışarıya bırakırken kendine mukayyet ol demek yerine kalbine mukayyet ol demelilerdi.
Çünkü düşersen kanayan dizin ilk gün ki gibi olur. Kesilen parmağın iyileşir. Ama kalbin ilk gün ki gibi olamıyordu. Ya da onu o hale getirecek kişi geç geliyordu.

Daldığım düşüncelerden sıyrılıp ayndadan son kez kendime baktıktan sonra alt kata indim.

"Anne kızlar gelmiş sokağın başındalar çıkıyorum ben." Sümeyye'lere gidecektik bugün. 1 ay sonra düğünü vardı küçük hanımın.

"Tamam kızım iyice bakın ne eksiği varsa söyleyin bize de elimizden geldiğince halletmeye çalışırız." anne ve babası olmadığı için bizim ailelerimiz ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordu. Tabi ki yerleri doldurulamazdı ama bir nebze olsun içindeki burukluğu dindirmeye çalışıyorduk. 18 yaşına kadar yurtta kardeşleriyle kalmıştı. 18 yaşına gelince babasından kalma evlerden birine yerleşmişti. Evler diyorum çünkü ailesi baya varlıklıydı. Tabi ki anne babasının yanında olması hiçbir şeye değişilmezdi. Ama sonuç olarak onlardan kalan şeyler Sümeyye'nin de hayatını fazlasıyla kolaylaştırmışlardı.
Evden çıkıp hızla caddeye doğru yürümeye başladım biraz daha geç kalırsam kızlardan sağlam bir fırça yeme olasılığım artıyordu.

••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••

"Gelin hanım hemen hemen her şey tamam." dedim çeyiz odasından çıkarken.

"Sizlerin yardımı olmasa bu kadar güzel olur muydu bilemiyorum. Hepinize çok teşekkür ederim." Dedi gözleri dolarak. Zor zamanlar geçirmişti evet ama Yusuf ona fazlasıyla iyi gelmişti. Lise yıllarından beri ona öyle güzel sahip çıkmıştı ki. Ona hissettirmeden her daim gölgesini üzerinden eksik etmemişti. Onu koruyup kollamıştı. Gerçekten çok güzel sevmişti Yusuf. Ve Sümeyye'yi sonuna kadar hak etmişti. Aslında Yusuf ve Sümeyye'nin aileleri çok yakın dostlarmış. Sümeyye ailesi ile o kazayı yaptıktan sonra kısmi bir hafıza kaybı yaşamıştı. Yani her şeyi değil ama son 5 yıldaki bir çok şeyi unutmuştu. Yusuf da ne yazık ki bu unuttuğu zaman aralığında hayatına girmişti. Yusuf'un ailesi kazadan geç haber almış ve çocukların hangi yurda verildiğini bulamamıştı bir türlü. Ama nasip ya işte yıllar sonra aynı lisede Rabbim yollarını kesiştirdi. Yusuf hiçbir zaman onu hatırlaması için zorlamamıştı. Zamanla eski evde tekrardan yaşadığı için mi yoksa Yusuf'un onun yoluna bıraktığı küçüklük anılarını hatırlatacak şeylerden mi bilmiyoruz ama doktorunun söylediğine göre bir mucize gibi Sümeyye Yusufu da ailesini de hatırlamıştı. Sonrası da işte evliliğe kadar gelmişti.

GİZLİ SAYE "SESLENDİRİLDİ"Where stories live. Discover now