《36》Sanırım Gözlerini Seviyorum

Start from the beginning
                                    

Aşağıya gel.

Gel?

Aşağıya gel lütfen.

Gözlerimi devirerek cevap yazdım.

Tamam.

'Gelir misin?' dese parmakları eksilecek sanki, görgüsüz kaba yaratık.

"Ben bahçeye çıkıyorum."

Kimse umursamadığından seri adımlarla çardakta oturan Polat'ın yanına oturdum.

"E, beni neden çağırdın?"
"Sevgilimi çağırmak için bir nedene mi ihtiyacım var?"

Söylediği kelimeyle yüzümü buruşturdum.
"Demesene şöyle!"
"Ya kızım ne diyeyim sana, hiçbir şey beğenmiyorsun."
"Benim bir adım var."

Dilini şaklatarak yüzüme eğildi.

"Herkes adını kullanıyor hiç orijinal değil."
"Orijinal olan neymiş?" dedim ondan birkaç santim uzaklaşarak.

Sırıtarak açtığım boşluğu yeniden kapattı. "Çöl Ahusu."

Havanın sıcaklığıyla bunaldığımdan onu ittirdim. Aslında o kadar sıcak değildi, hep nem vardı işte. Yüzüne aval aval baktığımı fark edip kafamı iki yana salladım.

"Neyse kızlar merak etmiştir, ben bir onlara bakayım."

Islık çalarak ayaklarını karşı banka uzattı.

"Ne var?!" dedim öfkeyle.
Keyifli yüzü beni görünce ışıldadı. "Kızardın."

"Hayır."
"Kızardın." dedi tekrardan. Birkaç geniş adımla yanıma geldi.
"O benim normal rengim." dedim direterek. Başımı yere eğip saçlarımın yüzümü kapatmasına izin verdim.

Polat cıkladı. Saçlarımı dikkatle kulağımın arkasına sıkıştırdığında geri çekilip ona hâlâ ters ters bakan yüzümü izledi. "Kızardın Çöl ahusu."

Ona cevap vermeden merdivenlere yöneldim. Polat'ın şiir okuduğuna mı yoksa bana 'Leyla' benzetmesi yaptığına mı şaşırsam bilemedim. Neden şiir okuduğu düşüncesi bana inanılmaz geliyor onu da anlamış değilim. Yine de dışarıdan çok sığ ve kaba göründüğünü kendi bile reddetmezdi.

"Biz de yarı yıl tatilinde neler yapacağımızdan bahsediyorduk, sen ne yapacaksın?" dedi Eftalya yanlarına gelir gelmez.

"Otelde çalışacağım." Başını sallayıp Erva'ya döndü.
"Annemle babam tatile gidecek, ben de onlarla gideceğim işte."
"Keman çalmayı öğrenmek için kursa gideceğim."

Bediz'in tek çalabildiği enstürmanın melodika olduğunu bildiğimizden kıkırdadık.

"Ne gülüyorsunuz be! Ben çalmayı bir öğreneyim keman virtüözü olacağım!"

"Sen voleybola başladığında Misty May'den daha güzel oynayacaktın ama sonuç; kursa devam etmemen için antrenörün sana yalvardı."

Erva'yı kafamla onaylayıp masada yayıldım. Bediz voleybolda gerçekten kötüydü.

Bediz gözlerini kısarak kollarını göğsünde birleştirdi. "Görürsünüz."

♧♧

Öldür onu!" yatağın üzerinde zıplayan Eftalya bağırdığında yüzümü buruşturdum.
Çünkü sesi daha çok 'Öldü Oooonuouoğğ' gibi çıkmıştı.

Bediz elindeki sinekliği Eftalya'ya vurduğunda ekledi. "Çık önümden Gerizekalı!"

"İnternetteki viral videoları taklit etmeyi kesin." Eftalya dönüp itiraz edecek olduysa da ayağı takılıp sendeledi. Onu kolundan yakalayan Bediz ise sırıttı. "Dikkat et bebeğim."

"Sizden nefret ediyorum." dedim öfkeyle. Bu onları daha da keyiflendirdi.

"Ya, salak mısınız! sineklikle böcek mi öldürülür? Ne sanıyorsunuz siz kendinizi!"

Erva pembe bornozuyla kapıda belirdiğinde, herkes dudaklarındaki sırıtışı gizlemeye çalışıyordu. Yılbaşı çekilişinde Ahenk'in aldığı hediyeydi.

"O bir böcek! Biraz aksiyonlu ölmek onun da hakkı!"

Erva kafasını Ahenk'e çevirdi, bakışları oldukça ürkütücüydü.

"Ya da sadece dışarı atabilirsiniz. Böylece ölmesine gerek kalmaz."

"Hayır."
"Ona dokunmayı reddediyorum."

Gövlerimi devirip ortak dolaptaki sinek ilacını çıkarttığımda Eftalya irkildildi. "Harika, şimdi de kimyasallarla mutasyon geçirip bedenimizi falan ele geçirecek." Erva homurdanarak koridora çıktığında (muhtemelen süpürge ve faraş getirmek için) ben de el kızartmaca oynayan Ahenk ve Bediz ikilisine döndüm.

"Eftalya'ya çok fazla labirent izletmeyin."

♧♧

"Ben sıkıldım."

Hepimiz yere oturmuş sıkıntıdan patlıyorduk. Bediz, Ahenk'i halıda yuvarlamayı bırakıp bana döndü.

"Ben de."

Bir süre daha birbirimizle bakıştıktan sonra kapı çaldı.

"Ahenk kapıyı açsana."
"Niye?"
"Sen daha yakınsın."
"Benim kapı açmaya alerjim var."
"AHENK!"

Ahenk'in gözleri bir süre kapı ve Eftalya arasında gidip geldikten sonra kalkıp kapıyı açtık. İçeriye ninja kaplumbağalı pijamasıyla gelen Ender hepimizi şaşırttı. 
Gözleri odada dolaştıktan sonra Erva'da durdu.

"Sanırım gözlerini seviyorum."
"Ne!"
"What!"

Ender bize ve Ahenk'e şaşırmış göründükten sonra sırıttı.

"Niye öyle bakıyorsunuz? Mavi benim en sevdiğim göz rengi."

Erva'nın çatılan kaşları daha da çatılırken mırıldandı.

"Benim gözlerim kahverengi."

...

Yatılı OkulWhere stories live. Discover now