《36》Sanırım Gözlerini Seviyorum

3.4K 232 50
                                    

ZÜMRÜT'TEN :

Hastane koridorundaki bekleme koltuğunda otururken Ahenk'in uyanmasını bekliyorduk. Ciddi bir şeyi yoktu, kaşı patlamıştı ve sarsıntıdan dolayı bayılmıştı. Giray okuldan uzaklaştırma cezası aldığı için onu görmemiştik ve hepimiz sinirliydik. Utku onu dövemediği için, biz ise sadece bir hafta uzaklaştırma aldığı için.

 Okul müdürümüz, Ahenk'in ailesine haber vermiş olsa bile gelmemişlerdi. Daha önemli işleri varmış, kızlarından daha önemli ne olabilirdi ki?

"Çocuklar arkadaşınız uyandı, içe-" hemşirenin sözünü bitirmesini beklemeden dokuz kişi birden kapıya koştuk.

Ahenk oturur vaziyette duruyordu. Üzerindeki hastane kıyafetinin altına siyah pantolon giymişti ve dizleri üstüne düştüğü için pantolonun yırtıklarından dizlerinin morlukları belli oluyordu. Utku Erva'nın getirdiği siyah poşetten asker yeşili bir sweatshirt çıkardı.

"Al şunu giy."

Ahenk onu görmezden gelip kafasını Erva'ya çevirdi.

"Bunlar kim Erva?" 

Hepimizin ağzından şaşkınlık nidaları çıkarken Ahenk'in göz kırpmasıyla sırıtmaya başladık.

"Çok komik Ahenk."
"Komik olmasa yapmazdım."
"Haydi gidelim."

Hepimiz dışarıya çıktığımızda Utku içeride kaldı. Polat diğerlerine döndü.

"Onlar sonra gelecekmiş, biz gidelim."

Herkes onayladığını belirten mırıltılar çıkardığında hastaneden çıktık.

♧♧

Okul kantininde her zaman oturduğumuz masaya oturmuştuk ve Bediz tostları alma görevini yerine getiriyordu.

"Nasıl hissediyorsun Ahenk?"
"Yumruklanmış gibi."
"Çenesi çalışıyorsa iyidir iyi." dedim birkaç kez hafifçe sırtına vurarak. Endişeden deliye dönmüştüm ama bunu belli ederek kızı sıkmanın anlamı yoktu.

Bediz savsak adımlarla masaya geldiğinde, Ahenk gözlerini açarak ona baktı. Savaştan çıkmış gibi görünüyordu ve Eftalya'nın özenle topladığı saçları dağılmıştı.

"The maze runner' daki deliler bile insan görünce böyle saldırmıyor ebesini satayım. Bu nasıl okul be! sanırsın eğitim kurumu değil, Survivor!"

Kafasını birbirlerini ezmeye çalışan öğrencilere çevirdi.

"Kıtlıktan mı çıktınız! Evde beslemiyorlar mı sizi?"

Ancak "Sırada kalmak ya da kalmamak bütün mesele bu" felsefi görüşünün tiryakisi olmuş öğrenciler dönüp bakmadılar bile.

"En son biri elimi ısırınca, yemişim sırasını deyip döve döve geçtim aralarından."

Elindeki diş izlerini göstererek devam etti.

"Tostları alıp kaçmaya çalışan bile oldu. Hayır okul değil mülteci kampı ebesini satayım."

Buruşuk tostlarımızı elimize verdiğinde Ahenk'e döndüm.

"New york'a gideceksin değil mi?"

Başını sallayarak tostunu ısırdı.

"Yarı yıl tatilinde orada olacağım."
"Gavurlarla Türkçe konuş!" diye gereksiz yükseldi Bediz. Her ne kadar internetteki bazı videolarla alay etmek için söylemiş olduğunu düşünsem de oldukça ciddi görünüyordu.

Ahen baş parmağıyla tamam işareti yapıp başını salladı. Bu onun dilinde 'Tabikiside' gibi saçma bir kelimeye tekabül ediyordu.

Telefonum Polat'a özel koyduğum bildirim sesiyle titreyince telefonumu cebimden çıkardım.

Yatılı OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin