Kör büyücü!

13 0 0
                                    


Konağın arka tarafından ürkek bir baş uzanıp etrafa bakındı. Kimsenin olmadığını fark edince hızlı hızlı toprak yola girdi. Köyün üzerine çöken karanlık ıssız yolları daha da uğursuzlaştırıyordu. Uluçamlara yakın harabelere korku dolu adımlarla yürüdü. Amaçsızca taşlara basıyor, dikenleri eziyor, eteklerinin ucu parçalanıyordu. Yaşadığı zulme son vermeli, adını temizlemeliydi. Kızıl saçlarını örten yazmayı hınçla başından sıyırıp eline aldı. Dağ keçisi gibi pat pat yerleri döverek yürüyüp yığın olmuş çalılıktan içeri daldı. İki adım ötesinde duran harabe tek odalı eve baktı. Baykuş uğultularına mesken olan viranelerden biriydi. Tepesinde içine korkular salarak öten baykuşlara baktı. Yüreğinde sıkıntılarla bir iki adım yaklaşıp gıcırdayan tahta kapıyı iteledi. Burnuna dolan iğrenç kokuyla öğürecekken "Kim var orada?" dedi kart ve kaba bir ses.

Genç kız kollarını karnına sarıp kendine cesaret vermeye çalışarak içeriye doğru bir adım attı. Gördüğünü çirkinlik zihnini bulandırıyordu. Duvarlarda kemikler, köşede bir iki kafası yerde tahta bir çarmıh vardı. Hayvan organları, keçi ayakları, kesik bir horoz kafası ve kafası yeni koparılmış beyaz bir güvercin vardı eski tahta masanın üzerinde. Masanın başında ayakta dikilen şişman ve çirkince kadını görünce korkudan kocaman açıldı gözleri. Bu kadın.. Yüzü yaralar içinde burnunun yarısı yoktu.

"Haa.. Hanne kadın." derken sesi titriyordu genç kızın.

Çirkin bunak terslenerek "Sen kimsin?" dedi.

"Be.. Ben vedia. Berzanoğlu konağının hizmetçisi."

"Ne istiyon?"

"Büyü... Kara büyü!"

Şişman kadın önüne atılan kemiğe koşan bir köpek gibi nefes nefese kıza yaklaştı. Boğazından çıkardığı korkunç seslerle ağzı sulanmış, biri şaşı gözleri belermişti. Pençeyi andıran kara ellerini kıza uzattı.

"Gel. Gell. Ne getirdin bana. Hediyen var mı?"

Genç kız koynundan iki altın çıkarıp büyücüye uzattı. "Bütün varlığım bu vallah. Gadınlar arasında çok duyduydum adını. Büyücü Hanne guvvetlidir dediydiler."

Kadın parmaklarının ucunda tuttuğu altınlara sırıtarak bakıyordu. Şaşı gözlerini birden kıza çevirip "Öyle ya! Yapamayacağım büyü yoktur benim. Cinlerim... Çocuklarım yardım ederler bana.

İstediğim her şeyi yaparlar. Sözümden çıkmazlar. Senin derdin ne de bakem." dedi.

"Ben... Namusuma leke sürdüler." Büyücü kadın 'ee?' der gibi başını salladı.

"Tek şey istemiyom ben. Hem kızlığımı istiyom hemi de bana bunu eden gebersin istiyom. Sürüne sürüne gebersin. Sürekli geleyo sürekli. Durmadan sıkıştırıyo. Yakaladığı yerde üstüme çullanıyo.." genç kız kendinden geçmiş, gözlerini kin bürümüş durmadan konuşuyordu. "Gece vakti saçımdan sürüyüp götürüyo. Birine deyecek olursa iftira ediyo derim. Dilini kestiririm diyo."

Çirkin kadın yüzünü ekşiterek kıza baktı. Duydukları kızdırmıştı onu.

"Tamam. Yemek yediği zaman artığını getireceksin bana oldu mu? Kan kusa kusa, böğüre böğüre geberecek."

"Ya kızlığım?"

Şişman kadın kararan yüzünü kıza çevirip "Onun için kurban gerek." dedi.

"Olur. Keçi mi getirem kuzu mu koç mu? Hepisini bulurum."

Büyücü kadın gözlerini genç kızın gözlerinden çekmeden sesinin bütün kabalığı ve korkunçluğuyla "Çocuk!" dedi. "Bakire bir kız çocuğu.."

Vedia korkuyla ellerini ağzına kapattı. Nasıl yapardı böyle bir şeyi?

"Na... Nasıl?"

"Duymadın mı? İstediğin anca o zaman olur. Bakire kanı olmadan bekâretin olmaz!"

Genç kız çılgın gibi başını iki yana salladı. Yapamazdı.

"Bu günah!" diye haykırıverdi.

Çirkin kadın kükreyerek kızın üzerine yürüdü. Delirmiş gibiydi. Dirseğine yapışıp kapıya sürükledi kızı. Hem söyleniyor hem de çekiştiriyordu.

"Günahmış! Büyüye de günah demezler mi ha? İblise ruhunu satmadan yapabilecen mi sandındı? Elbet bir bedeli olacak." diyerek kolundan bahçeye fırlattı kızı. Elindeki altınları da başına attı: "Def ol!"

Genç kız düştüğü yerden güçsüzlükle kalktı. Omuzları düşmüş, gözleri yaşlarla dolmuştu. Hala korkuyla titriyor, kadının olduğu tarafa bakamıyordu. Ne yapacaktı? O hayvan iyice yerini bellemiş her gece gelir olmuştu. Ne yapacaktı? Yapabilecek miydi? Onun ölmesi için, adını temizlemek için gerekirse.. Nasıl yapardı? Bir günahsıza nasıl kıyardı? Kendi topraklarında büyüyen kendi insanlarının evladından birinin kanına mı girecekti?

Sevdadan KalanOù les histoires vivent. Découvrez maintenant