34.Bölüm

148 88 20
                                    

Rüzgarın bir kerede benden yana esmesini bekliyorum....

Rüzgar senden yana eseli çoķ oldu. Farkında değil misin? Anne neden geldin? Kriz geçirdin? Tama ağzımı açmıştım ki.... Birde bu halde o kadına kanı veriyorsun. Sakın bana yalan söylemeye kalkma. Peki ne yapsaydım? Yiğit anneni kurtarma şansim vardı. Ama buna değmezdi mi deseydim. İkiniz geberip gitseniz Yiğit'e ne olacak peki?  Sen bakardın. İki çoçuğun sorumluluğu çok fazla değil mi? Ne yapsaydım yurda mı verseydim. Senin gibi yurt köşelerinde mi büyüseydi? Ruhu kaybolana kadar. Ne dersin? Duygu sömürüsü yapma hatalısın kabul et. Hadi ettim. Sonra ne olacak? Annenin dediği olacak? Anne tüm rüzgarları sana doğru estirecek deyip beni kan merkezinden içeri soktu. Bizim mahalleden iki teyze vardı. Onlar ne alaka? Hiç seni merak etmişler? Şanşımıza kan verebilicekler iyi bakalım. Sen neden vermiyorsun? Ben egzema ilacı kullanıyorum. Neyse hadi içer geç donmuşsun. Tamam deyip içeri geçtim. Ben bir Asel'i arayayım. Niye ne oldu. Yiğit'i merak ettim. Asel Yiğit'in yanında değil. Kaşlarımı çattım.  Yiğit'in yanında kim var. Burak var. Asel niye beklemedi. Baban izin vermedi. Ben kalmaya gittim. Burak'tan kriz geçirdiğini öğrendim. Nasılsın merak ettim. İyiyim ne oldu anlamadım. Birden öksürmeye başladım. Neyse iyiki sarıkafa yanındaymış. Bende "değil mi" deyip abartılı bir şekilde göz devirdim. Kadının durumu nasıl? İyi değil.  Belalar yağmur gibi yağıyor. Öyle  valla. Annemle ameliyat hanenin önüne gittiğimizde Barış'ta ordaydı. Ona doğru sen istersen git. Hayır sen ne zaman gidersen bende o zaman giderim. Ameliyatı dört beş saat sürermiş. İyi o halde hep birlikte bekliyoruz. Anne o zaman sen eve git. Olmaz ya yine kriz geçirirsen? Merak etme bir daha geçirmem. Elindeydi zaten. Yok ama zaten geçirsemde hastanedeyim. Hem Gamzeye o yarım akıllı Asel bakamaz. Peki o halde gidiyorum. Ama en ufak birşey olsa beni arıyorsun. Tamam anne merak etme. Teyzeleride al git. Annem gidince derince bir nefes aldım. Ben mi derin nefes. Nefes içime kaçtı. Tabiki de hastane kokusundan. Öksürünce Barış sırtıma iki yumruk geçirdi. Yavaş öküz. Ciğerlerimi boğazımdan çıkacak. Ben bir doktor cağırayım. Zorlukla dur gitme dedim. Çantayı işaret ettim. Bana bön bön bakınca "spreyimi ver" . Tamam deyip çantadan spreyi bulup uzattı. Iki fıs fıs cigerlerim havasını buluyordu. Biraz daha rahatlayınca. Barış "daha iyi misin diye" sordu. Gören de çok umrundayım sanacak. Değil misin? Partide ki tavrını düşününce? Artık ön yargılı değilim. Peki inanmış gibi yapayım. Ameliyattan bir hemşire  çıkıp bir ünitede daha kana ihtiyacımız var. İki ünite vermiştik. Bir üniteye daha ihtiyaç var hastanın iç kanaması var. Pekala sanırım ben verebilirim. "Barış olmaz izin vermiyorum" dedi. Senden izin sorduğumu hatırlamıyorum. Geberip gideceksin başıma.  Merak etme kötüye bir şey olmaz. İyiyi de allah korur. Her şekilde yırtarım diyorsun? Evet öyle diyorum. İyi gidip verelim. O halde deyip yürümeye başladı. Kan merkezine gidip. Kan istediklerini söyledim. Onlar fazla sorgulamadan kanımı aldılar. Yaklaşık yarım saat kan verdim. Sonra bana  vişne suyu verip biraz dinlememi söylediler. Nasılsın? İyiyim Barış şu kanı götürürsek daha iyi olacağım. Tamam deyip bir elinde kan bir elini bana uzattı. Hiç ikiletmeden koluna girdim. Oda fır fır dönüyordu. Acil ameliyat hanesi allahtan zemin kattaydı. Biraz yürüdükten sonra başım daha bir döndü. Biraz oturalım mı ben iyi degilim . Ne oldu? Neyin var? Başım dönüyor.  Dedim sana hiç laf dinlemiyorsun? Yolda geçen bir hasta bakıcıya kanı uzattı. Bunu bizimle beraber getir misin? Arkadaşım iyi degil. Tabi tabi verin siz.  Adama kanı uzatti. Beni kucağına aldi. Uyarayım seni ben tüy siklet degilim. Kaç kilosun. Enson atmış beştim. Yarım kilo kan verdim.  Atmış dör buçuk oldum. Başın donuyor sanıyordum. Sorma resmen senden beş tane var. Hasta bakıcıya siz acil ameliyathanesine kanı bırakabilir misiniz? Tabi abiciğim sen yengeyi götür. Yenge mi o mu deyip beni gosterdi. Yok ya allah yazdıysa bozsun. 
Barış bana dönerek "bakıyorumda sesin kesildi" dedi. Ağzımı açarsam kusacağım. Sakın! Bu benim en sevdiğim gömleğim.  İyi o halde çabuk bir lavabo bul! Çöp olur mu? Olur valla dedim. Acil sıra bekleyen onca insanın arasında tramva odasının yanındaki çöpe kustum. Sen misin iki dürüm yiyen. Kus kus bitmiyordu. En son Barıs birinden aldığı su şişesini uzattı. Ağzını çalkala.  Dediğini yaptım. Yüzünü yıka biraz ferahlarsın. Yüzümü yıkadım. Halen başın dönüyor mu? Deli gibi hemde.... Mide bulantın nasıl?  Daha iyiyim teşekkürler.  Beni tramva odasına aldı. Ona tutunarak doktorun yanına vardım. Doktor neyi var? Diye sordu. Az önce kan verdi. Baş dönmesi ve kusması var. Onu boş bir yatağa alın serum takalım hemşire hanım. Hemşire  boş yatağın bulunduğu yerin etrafındaki perdeleru çekti bende yatağa geçtim. Ayakkabı bağlarımı çözemiyordum. Sağolsun hemsire çözdü. Barış yatağa yatmama yardım etti. İyi misin? Evet sağ ol?Bu olanlardan anneme yada başka irine bahsetmezsen sevinirim. Bu kadar saf olduğundan mı? Bu fırsatı kaçıracağımı nasıl düşünürsü? Üstüne kusarım bak. Bir de tehdit artık beni hiç susturamazsın. Bende senin cırcır böceği oldugunu söylerim. Tamam anlaştık ikimizde ölümüne susuyoruz. Hemşire yanımıza geldi. Damar yolu açacağım diye bilgi verdi. Hayır sanki soran oldu. Gözüm kapalı zaten sormadan aç. Beni kan tutuyor damar yolu falan açmayın. Barış hadi ordan yalancı çoban biraz önce kan aldılar. Doğru ama nasıl alacaklarını bilmiyordum. Hadi bak ben elinden tutuyorum. Sen elimdem tutma. Hemşireye döndüm.  Bayılırsam korkma? Mileti başıma toplamayın. Hem çok yoruldum. Hemşire kafasını salladı. Barış tepemde dikiliyordu. Dikilme tepemde git kadının durumunu ögren. Emir cümlesi mi duydum. El mahkum sözlerimi yumaşattım. Sarıkafa gidip Yiğit'in annesinin durumunu öğrenir misin?Sesindeki alayı sezmedim sanma! Yiğit'in hatırına kadına bakarım. O çıkınca bende biraz durup uyumuşum iki dakikada yuh yani. Hemşire koluma iğne batırınca kendime geldim. Bakmayın siz. Önce sizden..... Yüzümü buruşturup.  Sormadım sayın ne yapacaksanız yapın.   Tamam deyip baya oyalandı. Bende meraktan gözümü açtım. Birde ne göreyim.  Kan alıyordu. Benim kanım kırmızı kırmızı. O sıra bayılmışım.  Kalktığımda ilk nerede olduğumu anlayamadım. Etrafa bakındım.  Kimse yoktu. Baş dönmem geçmişti. Etrafa baktığımda 1 ünite kan verildiğini gördüm.  Yine bayıldım. Biri burnuma alkol dayayıp yüzümü tokatlayıp duruyordu. Alkolden nefesim kesilince elimi hareket ettirip. Burnumdaki alkollü şeyi uzaklaştırdım. Kan alan hemşireydi. Doktor bey hasta kendine geldi. Bu sefer doktor başımda dikilip gözüme ışık tuttu. Gözlerim ışıktan kör olacaktı. Aylin hanım beni duyuyor musunuz? Ağızımda bir türlü kelimeler çıkmadı.  Peki elimi sıkar mısınız? Elimi tuttu bende sıktım. İyisiniz merak etmeyin. Ay çok merak ederim. Dedim tee allam ya... Doktırın dediği gibi beş dakika sonra onca çabayla gözümü açtım. Barış bana bakıp gülümsedi. Hilkat garibesine benziyorsun. Mutsuluğunu enjekte ettiğine göre kadın nasıl oldu. Ameliyattan çıktı. Doktorlar yoğun bakıma aldı.48 saat kritik. Durumu pek iç açıcı değil. Beni oraya götürür müsün? Hayır tabiki... Neden ama düşersen seni taşıyamam. Merak etme artık başım dönmüyor. Neden acaba? Bilmem ilaclardan herhalde? Sen öyle san köylü güzeli. Ya neden sana kan verdim. Tabiya uyandığımda birde senin kanını görüp bayıldım. Aynen deyip sırıttı. Artık ölümüne kankayız. Hadiya keşke sorsaydın? Pek sorulacak halde değildin. Biraz su verir misin? Tamam burda bekle gidip getireyim. Odadan çıktı. Bende gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. İçeri giren Barış sakın uyuma? Neden? Uyursan ölürsün. Fena mı sende kına yakarsın. O kadarda değil köylü güzeli? Neden bana köylü güzeli diyorsun? Bilmem köylü güzelisinde ondan. Senin köyün varmıydı? Bilmem herhalde vardır. Hadi sana yiyecek birşey aldım. Birde vişne suyu? Sağol hakkını ödeyemem. Merak etme zamanı gelince isterim. Sandviçimi yemeye başladım. Ben mümkünse birşey yemeyeyim. Kokusu bile midemi bulandırıyor? O zaman sende vişne suyunu iç? Benim içesim yok. Olmaz bayılıp kalıcan başıma ? Merak etme bayılırsam bırak git.  Abimde sonra beni bıraksın. Sahi Yigit nasıl? Akşama doğru hastaneden çıkarmış. Dr yanına gidelim kadını soralım ve gidelim. Aslında kadının naklini sağlasak fena olmaz? Birşeyler ayarlamaya çalışacağım.  Devlet hastanesi olsun ama? Yoğun bakımlık hasta yeri bulmak kolay olmaz. Bakıyorumda ünün devlette para etmiyor? Geveze? Sensin o ? Ye biran önce yatağımı özledim. Gidebilirsin. Gitmem gitmiyorum. Hadi öyleyse kalkmama yardım et. Elimden tutup kaldırdı beni? Biraz durayım dedim. Tamam. Biraz bekledikten sonra ayakabılarımi giymek için eğildim. Ne yapıyorsun dir ben yaparım. Yine düşüp kalacaksın. Tamam haklısın hadi yap deyip masanın üstünden telefonumu çıkardım. O ayakkabımı bağlarken fotosunu çektim. Hey ne yapıyorsun? Hiçseni çekiyorum. Ne demiştin bir röportajında kızlar önüde asla eğilmem mi? Evet hasta olduğun için ver şu telefonu? Merak etme sırrın bende güvende ama bir anlaşma yapalım. Sen bana kan verdiğini söyleme bende önumde eğildiğini? Anlaştık dedi. Hadi gel baş belası? Yiğit'in annesinin doktorunun odasına gittik? Hatice hanım nasıl? Bizi şöyle süzen doktor. Durumu kritik? Eşi vefat etti. Ne zaman bu sabah? Peki haice hanımı nakletmek mümkün mü? Bu konu biraz sakıncalı? Peki o halde bizim yapabileceğimiz birşey var mı? Yok siz gidebilirsiniz? Bundan sonrası sadece bekleme? Peki o halde biz yine geliriz. Numaramı yazdım. Ve birkaç numara daha bir gelişme olursa ararsanız sevinirim. Tamam olur. Hastayı nakil etmek mümkün oluncada arayın iki küçük çocuğu var. Buraya gelemeyecek kadar küçükler. Peki tamam dedi. Bizde Barış'la odasından çıktık. Ne olacak bu doların hali? "Efendim" dedim. Diyorumki şimdi ne yapıyoruz? Ben eve gidiyorum. Sende istediğin her yere herşey için teşekkürler. Olmaz dur bakalım orda küçük hanım bizim iyiliğin süresi seni sağ salim abime.... Neeee ? Şey eve ulaştırınca doluyor? Desene fena dua almışım. Harca harca bitmiyor iyilik kartım. Atla öyleyse deyip beni arabanın yanına yönlendirdi. Arabaya binince sesiz sedasız giderken ben uyuya kalmışım. Biri bana sesleniyordu. Alo bak seni bir daha taşıyamam uyan yada sudökerim. Göz kapaklarım uyanmayı red ediyordu. Üstüme buz gibi su dökülmesiyle irkildim. Ne oluyor ya? İyiliğin süresi doldu evdeyiz. Hastaneye gitsrydik keşke. Annen ve abim srni bu halde görürse beni vurabilirler. Ayrıca Asel ve Gamzeyi bekletme? Evin kapısında su sürahisiyle bekleyen Asel'e göz kırptı. Suç aletide bulunduğuna göre gidebilirsin. Sanada teşekkür ederim Aylin hanım.  Teşekkür hakkını suyu dökerek kaybettin. Bence şansıni zorlama. Bana göz kırpıp doğru söylüyorsun köylü güzeli? Hadisosyete bekleme yapma? Arabadan inip Gamzenin yanina gittim. Güzelim nasılsın. Aselin yanından benim yanıma koşarak geldi. Anne anne diye? Tamam haniymiş benim prensesim. Prensesler hiç ağlarmı? Annne nerde? Tamam bak bugün uslu olursan belki Yiğit abi gelir. Deyince sustu bende içeri geçtim.  Geldiğin iyi oldu bende dışarı çıkacaktım. Biraz daha çocuğun yaninda dur leş gibiyim duş almam lazim. Annesi nasıl. Geldigimizde iyiydi.  Peki on dakikaya çıkmış ol? Şaka yapıyorsun? Bu ayakla nasıl olacak?tamam hadi 15 dakika olsun.  Tamam hadi ben gittim deyip. Önce mutfaktaki streçi sargıya doladım. Sonra hızlı duş aldım. Banyadan çıkınca kapı sesi geldi. Asel sen misin? Gamze koltukta uyuyordu. Odama girip üstümü giydim. Dişari çıkınca birden irkildim. Gamzenin üstü örtülmüştü. Halbuki üstünde birşey yoktu. Asel sen misin? Hayır benim dedi. Mutfaktan dışarı çıkan Burak. Ne yapıyorsun burda? Kahve hazırladım kendime? Yiğit nasıl? İyi iyi olacak? Yanında  kim var? Annen babanın gelecegini söyleyince ayrıldım yanlarından.  Anladım peki Yiğit ne zaman çıkacak. Akşam çikar son bir test daha yapılması gerekiyormuş. Sen burda ne yapıyorsun? Nasılsın diye bakmaya geldim. İyiyim deyince . İyi o halde ben gidip biraz uyuyayım. Burak .... duraklayınca cesaretim azaldı. Gitmesen. Gitmem gerek çok yorgunum. Bende ama aynı zamanda pişmanım. Yani  seni ve arkadaşlığımızı özledim. Bilemiyorum . Neyi bilemiyorsun? Sana pek güvenemiyorum. Düşunmem gerek peki sen bilirsin. Bana bakıp kapıdan çıktı. Bende Gamzenin karşısindaki ikili koltuğa kıvrıldım. Uyuya kalmışım. Yüzmde minik bir el hissedince uyandım. Gamze bana bakıyordu. Hayırdır güzellik? Acıktı... tamam ne yersin? Süt. Tamam hadi tut bakalım elimden deyip karşıdaki duvar saatine baktım. Saat üçe geliyordu. Cezvede süt ısıttım. Ben olsam çikolata koyardım ama çocuk sağlıklı olsun diye biraz muz doğradım. Biraz bal ekledim. Kapı calınca sütün altını kapattım. Gamzeyi kucağıma alıp kapıyı açtım. Tanımadığım iki kişi kapıda bekliyordu. Kime bakmıştınız? Biz sosyal hizmetlerden geliyoruz? Öyle mi ne için? Gamze ve Yiğit adlı iki çocuğun velayeti için? Anladım geçin bakalım. Onlar salona geçince siz oturun ben gamzenin sütünü alıp geleyim. Pekala dedi sinirli kıvırcık kadın. Gamzeyi kucağıma aldım. O burda kalabilir? Yok kalmasın. Gel güzellik deyip mutfaktaki sütü bir kaseye koydum. Gamzeyi yere bıraktım. Dolaptan çıkardığım yarım muzu doğradım. Hadi salona  gidiyoruz dedim. Balıda aldım. Gamzenin elinden tuttum. İceri geçip oturdum. Gamzeyi koltuğa oturttum. Sütun içine bal ekledim. Sizi dinliyoru. Çocukların annesinin durumu malum. Çocukların sosyal hizmetlere nakli için geldik. Anladım . Annesi yaralanmadan önce velayeti anneme teslim etti. Evlenirsem benim olması koşuluyla. Peki o velayet belgelerini görebilirmiyiz. Tamam sütü gamze kaşıkla verdim. Bu ne dedi . O muz prenses yemeği . Ağzını açtı.  Sizi biraz bekleteceğim. Sorun değil. Gamzeye sütü içirdim. Hadi gel yüzünü yıkayalım deyip lavaboya götürdüm. Elini yüzünü yıkayıp halıya oyuncakların yanına oturttum. Odama geçip telefonumu aldım. Avukat Gamzeyi aradım. Alo Gamze nasılsın? İyidir Aylin. Gamze sosyal hizmetlerden geldiler. Velayet belgelerini gönderir misin? "Tamam" deyince bende  "sağol" deyip kapattım. Içecek birşey alır mısınız? Hayır teşekkürler.  Velayet için genç değil misiniz? Öyleyim galiba ama 20 yaşındayım. Yiğit nerde? Ha o hastanede tedavi görüyor. Alla alla notlarım arasında yok. Nesi var? Zatüre başlangıcı. Ah yavrum. Merak etmeyin bu akşam çıkacak.  Yanında kim var annem ve arkadaşım var. Ben annesinin yanındaydım. Kaza geçirmiş. Size kim haber verdi. Oturduğu mahallenin muhtarı anne hastanede çocuklara ulaşamayınca bize bildirdi. Anladım. Bizde polisten size ulaştık. Şimdi ne olacak. Anne velayeti neden size verdi. Bilmem yeni eşiyle birlikte olmayı seçti. Çoçukları nerden tanıyorsunuz. Yiğitle mendil satarken karşılaştım. Sonra dost olduk. Peki yiğit velayeti alabilirsiniz fakat Gamzeyi alamayacağınızı biliyor musunuz? Tam o sıra kapı çaldı. Kapıyı açtığımda. Yiğit annem Burak kapıdaydı. Yiğit Burak'ın kollarında uykuya dalmıştı. Nerde kaldın kız çekil bir sakika anne sosyal hizmetlerden gelmişler Gamzeyi alabilirler? Ne diyorsun. 2 yaşında bir çoçuğu evlat edinemezmişsin. Öyle mi çekil kız diktin bizi buraya. Sen Yiğiti odana yatır. Burdan deyip Burağın Yiğit'i yatağa yatırmasını bekledim. Sonra bizde annemin yanına gittik. Aylin siz daha söylemediniz mi? Dedi annem. Neyi? Burak'la nişanlı olduğumuzu? Ne dedim. Sesizce biz bile yeni öğrendik. Kadın "öyle mi" dedi. Burak'a baktım. Oda şeytan azapta gerekiyor gibi sesizdi. 

Yanık Ünitesi  #wattys 2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin