4.Bölüm

360 282 78
                                    

Selam millet nasılsınız?

Aylin'den Partinin verildiği otel dışarıya adım attığımda içimi bir ürperti aldı. Bela geliyorum diyordu. Benim yarım akıllı kardeşim hala fotoğraf çekme derdindeydi. Yürü kızım saat farkında olmadan epey geç olmuş . O telefonla oynarken böyle devam edersen otuz yıl içinde Wi-fi kanserinden öleceksin. Bakıyorum da espiri modun halen kapanmamış. Kes hadide yürü. Babam bizi topuklarımızdan vuracak. Bu elbiseleri ne yapacağız?

Şu bizim janti yapımcı nerelerde? Etrafa baktım. Bak geliyor. Burak beye bakarak. Elbiselerimizi değiştirmemiz gerekiyor. Anlamamış gibi baktı. Bilirsin babamın haberi yok. "Tamam" dedi. Asel bana doğru yanaşarak "annem bizi bu halde görse çok mutlu olurdu" dedi . Babamda bir daha güneşi görmememizi garantilerdi ama.

Asel'in elinden tutup Burak'a baktım. Üzerimizi nerede değiştireceğiz? Benim evime gidebiliriz? Hayır şimdi gazeteciler orada bekliyor olabilir. Otelde değiştirin. Orada birine yakalanabiliriz. Zaten yeterince afişe olduk. Arabanda değişmek daha uygun sanırım. Tamam deyip arabayı açtı. Hem bu sayede eve geç kalmamış oluruz. "Tamam hadi geçin siz" deyip aracın yanında durdu. Ona doğru sakın içeri girme? Çokta meraklıyım der gibi baktı.

Ben önce Asel'i sonra kendimi arka koltuğa attım. Allahtan camları film kaplıydı. Tam soyunma kabini Allah'tan otelin oto parkındaydık. Üstümü değiştirecektim. Ama benim formaya çamaşır suyu dökülmüştü. Ben astım hastasıydım bu beni tıkardı.Camı açıp Burak bey hiç yedek tişörtünüz var mı? Diye sorunca kafasını salladı Bana bakıp. Arabanın arka bagajından bir tişort uzattı. Sağ olun. Üstümü değiştirince Asel'e yardım ettim ayakta zor duruyordu.

İşimiz bitince? Camı açıp "gelebilirsiniz" dedim. O da araca bindi. Bana bakıp gülümseyip
arabayı sürdü. Araç hızı o kadar artmıştı ki Asel koluma mengene gibi yapışmıştı. En son dayanamadım. "Ne yaptığını sanıyorsun sen ? Aracı kullanıyorum. Yavaş sür. Olmaz ben sizin on iki de orada olacağınıza söz verdim. Şimdi de sözumde duruyorum. Allah'ın cezası sana dur diyorum. Bak orda gelenler var. İstersen gazetecilere selam verelim. Ne dersin benim için sakıncası yok. Tamam lanet olası sür şu arabayı bizi burdan çıkar. Bir anda viraj dönerken "pardon" deyip dikiz aynasından bakan öküz Burak'lan karşılaştım. Nereye baķıyorsun yine önüne dön. "Zaten önüme bakıyorum. İstersen arkamı dönebilirim" deyip yan dönünce hayır seni pis sapık deyip gözlerini kapattım. Gözleri mi kapatırsan nasıl araba sürebilirim? Bir daha o kara gözlerini dikip bakarsan kafanı kırarım anlaştık mı?

Asel bakın gazeteciler yine peşimizdeler. Ne gerçekten mi? Dememle arkamız gazeteci konvoyuyla dolmuştu. Allah kahretsin bas gaza Lady Diana gibi gazetecileri peşimize taktın. Sağa dön sonra yine sağa dön ha bak şurada taksi durağı var . Bizi şurada bırak. Halen arkamızdalar mı ? Sanırım kırmızı ışığa takıldılar. Neyse şimdilik atlattık. İsterseniz eve kadar bırakabilirim. Mümkünse bir daha görüşmeyelim zira benim kalbim bu tür heyecanlara dayanamıyor. Hadi hemen taksiye koş . Asel "iyi geceler Burak bey çok eğlenceli bir gece" dedi . Ya ne demesin ne eğlendik ne eğlendik?

Hadi atla bakalım. Koşarak bekleyen taksiye bindik ? Hoş geldin gerçek hayat. Abi sen bizi en yakın metrobüs durağına at? Tamam abla? Taksiyle metrobüs durağına doğru yollandık. Abla taksiyle gitseydik keşke. Tabi zaten baban Sakıp Sabancı değil mi? Allahım sen sabır ver .Mecidiyeköyden Cennet'e kaç yazar biliyor musun? İyi tamam bir şey demedik. Deme de zaten bunlar başımıza senin ve o anan olacak kadın yüzünden başımıza geldi. Abla sende ne uzattın ama eğlendik mi eğlendik? Biraz hayatın tadını çıkar . Benim hayatımdan her türlü halt çıkar tat çıkmaz. Ayaklı depresyon gibisin. Tamam abi sen biz şuradan indir. Sonra metrobüsle Cennet'te geçip. Oradan eve yürüdük. Çünkü bu saatte minibüs yoktu.

Yanık Ünitesi  #wattys 2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin