Dangerous Boy | Jikook

-14-

Herkes arabadan inmişti. Sadece ben ve Jungkook hala bagajda salak gibi dikiliyorduk. Jungkook inmemek için ne kadar ısrar etse bile zorla indirildik o iğrenç bagajdan.

Herkes elini yüzünü yıkıyordu. Kafeteryanın lavabosuna girdik.

Şansımıza 5 tane lavabo vardı. Ben ve Jungkook beklemek zorunda kaldık.

"Bir dakika gelir misin Jimin?"

Neden herkes bize bakıyordu? Jin bana göz kaş hareketleri yapıyordu. Gitmemi söylüyor gibiydi.

Ayrıca Jungkook'un sesi hiç olmadığı kadar sinirliydi. Onu ilk kez sinirli görüyordum.

"Jimin. Benimle gelmeni istiyorum."

Mecburen gitmek zorunda kaldım. Onu kızdıracak ne yapmıştım ki? Acaba Tae ile mi kavga etti?

Beni bir yere çekti ve sesini yükseltti.

"Jimin ben artık dayanamıyorum. Yeter! Neden benden uzak duruyorsun kim sana ne yaptı ben artık öğrenmek istiyorum anlıyor musun? Madem beni seviyorsun aramızdaki engel ne? Anlamıyor musun beni!"

Titriyordum. Sesi hiç olmadığı kadar huzursuz ve çatallıydı.

"P-pekala. Ne zaman anlatmamı istersin?"

"Yarın, derhal."

Ne! Bu bir rüya mıydı yoksa aptal olan ben miydim? Böyle şeylerin yaşanmaması gerekiyordu. Kafamla onaylamak zorunda kaldım. Her ne kadar istemesem bile.

Bizimkilerin yanına gidecekken Jungkook'un hala içeride olduğunu farkettim. Yanına koştum. Ağlama sesine benzer sesler duyuyordum. Ağlıyor muydu bu şapşal?

"Jungkook iyi misin?"

"Beni boşversene."

"Yarını düşün canım."

Onun iyi olmasını istiyordum. Nedensiz bir şekilde benide ağlattı. Allahtan kimse görmedi ağladığımı.

Kapıyı açtı ve kolumdan tuttu. Bizimkilerin yanına beni sapa sağlam götürdü.

"Bu tutuşta neydi?"

"Koruyucu centilmen adam duruşu diyorlar buna yavrum. Ben hep yanındayım."

Gene şımardı. Sadece sesi ciddiydi.

Bizimkiler ise gülmelerini tutamadılar. Bunlar içeride naptılar diye merak ettiklerini düşünmüştüm oysaki.

~ ~ ~

Eve geldik ve gelir gelmez yattım. Sabah uyandığımda Hoseok haberleri izliyordu. Aşkla ilgili hiç bir şey yoktu. Hayret ediciydi.

"Bugün Tae yok hayret."

"Suga ile kahve içmeye gittiler."

"AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞIN DUYUYOR MU SENİN!?"

"Onlar sadece arkadaş, unuttun mu?"

Ben kavga ederler manasında söylemiştim. Ama anlamamış salak. İşte benim arkadaşım.

Salatalıkları keserken elimi kestim. Saçma sapan hayaller kurarken böyle oluyordu genelde.

Bugün Jungkook gelecekti. Onu oyalamam lazımdı. Hasta olmuş numarası falan mı yapsaydım?

Tam o sırada telefon çaldı. Arayan oydu. Sanırım.

Numarasını hala kaydetmemiştim.

"Alo Jimin Bey sizinle mi görüşüyorum?"

Numara yapmaya başladım. Hem bey neydi ya? Ah şu yaramaz.

"Hayır Jimin Bey hasta bir şekilde yatıyor."

"İlaç içmesini söyleyin efendim. İyileşsin o bana lazım."

Bana lazım? Ben cidden sıçmıştım ancak beni anlayan kimse yoktu işte.

Canım çok sıkılmıştı. Keşke okul olsaydı diyordum içinden.

Okulda yeni tango takımları seçimi vardı yarın. Katılmazsam delirirdim.

Tangoda hep güzel kızlar var. Saçlarını açıp elbise ile geliyorlar. Jungkook bizim grupta olursa kesin azardı. Kızların ise Jungkook'un peşinde havlamaktan sesleri kısılırdı. Hayal gücüm harikaydı.

O sırada kapı gene çaldı. İlk başta Yoongi sandım. Kapıyı açınca ise Jin vardı. Yüzümde şaşkınlık belirdi.

"Kusura bakma rahatsız ettiysem. Seninle bir şey konuşmam lazım."

Onu içeriye davet ettim. Mutfağa geçtik.

"Kötü bir şey mi oldu? Aman Tanrım birine bir şey mi oldu!"

Ani panik yaptım. Seokjin hyung beni sakinleştirmeye çalıştı.

"Jungkook ile diyorum, bu gün mü buluşuyorsunuz?"

Ne!

"E-evet. N-n-niyeki?"

"Ona her şeyi açıklamanın zamanı gelmedi mi? Sonuçta ona deliller gibi aşıksın ve her şeyi döksen daha iyi olacak. Onun için ıslanıyorsun."

Asla yapamazdım.

"Nasıl yani? B-ben mi!"

"Başka kim var babam mı!"

Endişeliydim. Hem açıklamaktan hem de onunla asla beraber olamayacağıma. O beni tamamlayan tek parçaydı. Onsuz yaşayamıyordum

Bunu yapamazdım gururum el vermiyrodu

Ama en sonunda bir karar vermek zorunda kaldım

"Tamam evet? Bu akşama hazırım. Son kararım."

Naptım ben!

Jin gülümsemeye çalışıyordu. Ben ise gelecekteki sevgilimi izleyip dingilleşiyorum.

Ardından Jungkook geldi.

"Anlatacak misin canlı?"

Baya ciddiydi ve tedirgindi.

Fakat ona her şeyi açıklamaya karar verdim