-2-

3.2K 213 279
                                    

Günüm bok gibi geçmişti. Yatağımın altına geçtim ve uyumaya çalıştım.

Uyuyamıyorum hasiktir?!?

Güzel bir uyku istiyordum. Kim bilir belkide rüyamda prens olacaktım.



'12 gün sonra'

Dünyanın en boktan gününe hoşgeldiniz! Ben sunucunuz Park Jimin ve bugün okul var. Hadi ağlayalım biçız.

Ne diyordum ben ya? Sadece okuldan nefret ettiğim için bütün gün saçma sapan konuşabilirim. Aklıma geldikçe beynim sarsılıyor.

Çantamı hazırladım ve ayakkabılarımı giymek üzere kapının önüne giderken Hoseok'u gördüm. İnek öğrenciler gibi giyinmişti.

Zaten inekti ama olsun. Biz ona sınıfta at diyoruz. Tek fark o.

"Okula mı gidiyorsun? Bari saçını tarasaydın haha."

Bu çocuk benim sinirimi bozuyordu. Sanırım ilk günden canının acımasını istiyor.

"Ne varmış tipimde be?"

Hemen gidip boy aynasına baktım. Aslında belki haklı olabilirdi. Kendime bakmıyorum.

Saçlarımı taradıktan sonra biraz makyaj yapmaya karar verdim. Ruj, fondöten ve allık sürdükten sonra çıkmaya karar verdim. Son kez göz kalemi çektim.

Bir idol olmak istiyordum. Onlar gibi süslendim. Belki okulda fanlarım olur.

Kapı çaldı. Kapıyı çalan Tae'ydi.

"Hey kanka nasıl olmuşum? Çok çekiciyim değil mi?"

"Evet çok yakışıklısın. Çok."

Hoseok'a göz kırptı. Anlam veremiyordum ne boklar karıştırıyordu bunlar.

Hoseok hemen ordan atladı. At kafalı.

"Açıkcası maymuna benziyorsun. Seni bu halde okula alıcaklarını mı sanıyorsun?"

Ne? Amacım sadece çekici olabilmekti!

"Taehyung! Yürü gidiyoruz."

Gerizekalı dinlemedi beni.

"Far sürmeyi unutmuşsun. Ayrıca fondöteni dağıtamamışsın. Kabarık duruyor."

Sertçe kapıyı çekip okulun yolunu tuttum.

Taehyung, Hoseok ile gitmeyi tercih etti. Ondan hoşlandığını biliyorum. Hatta H yazan bilekliği bile var. Kardeşi kopardığı için bilekliği bantladı. Dünyanın en beyinsiz insanı.

Okula geldiğimde sınıfta 5-6 kişi hariç herkes vardı. Birde şu bahsedilen yeni çocuk için sıra çekmişlerdi.

Yerime oturduktan sonra Yugyeom özürlüsü yanıma geldi. Aslında onu seviyorum fakat bazen çok sinir bozucu olabiliyor.

"Jimin seni gördüğüme sevindim. Twitte çok küfürlü konuşuyorsun. Onun dışında seni çok özledim."

Sinirimi belli etmemeye çalıştım.

"Bende seni özledim fakat ben küfür etmiyorum."

Gülümsedikten sonra sırama oturdum. Hoseok'ta sonunda gelebilmişti. Yüzüme bakıpta gülen kızlar yüzünden ağlicak gibi oldum. Ne var yani azcık makyaj yaptıysam!

"Tae nerde? Araba falan mı çarptı?"

Dediğim şeye güldü. Hiçte komik değildi.

"Yeni gelen çocukla konuşuyorlar. Utangaç birine benziyor. Fakat boyu çok uzun."

Bir an kendimi kısa hissettim. Sınıfın en kısa erkeğiydim. Yoongi bile benden 1 cm uzundu!

"Siz doğarken 2 metre mi doğuyorsunuz?"

Lisa arkadan burnunu soktu.

"Hayır. Sen çok kısasın."

Tüm sınıf 1.55 olduğum hakkında itiraflar savuruyordu.

"İnşallah boyum kadar size girer."

Hoseok gülmeden edemedi. Eh bende güldüm bir hayliye.

• • •

Yeni gelen çocuk ile Tae hala gelememişlerdi. Koridorda ne konuşuyorlardı merak ettim. Koridora çıkıp bağırmaya başladım.

"Burası ilkokul değil. Yoksa bizden mi korkuyorsun velet. Gel artık şu sınıfa."

Başımı yeni çocuğa çevirince şaşırmadan edemedim. Tanıdık geldi.

Yeni gelen çocukta şaşırmış gibiydi. Benle konuşmaya başladı.

"Sen.. Sen o dondurmacı çocuk değil misin? Aynı sınıfta mıyız? Seni benden küçük sanmıştım. Ayrıca güzel rujmuş bayan."

Tae kahkahalar atıyordu. Prensesimiz diye bağırmaya başladı.

"BEN KIZ DEĞİLİM! HEM SANANE DAHA YENİ GELDİN ZATEN DİREK BANA BULAŞAMAZSIN!"

"Mızmızlanmayı kes Jimin. Siz dondurmacıda mı tanıştınız?"

"Hayır tanışmadık. Sadece bana zorla dondurma almamı söyledi."

Büyük adımlarla sırama oturdum. Ardından onlar da sınıfa geldi.

En önde oturuyordum lanet olsun. Yüzüm gerçekten cadılar bayramında sakso çekme meraklısı olan ergenlere benziyordu. Disiplinlik olmadan tuvalete gittim.

Yüzümü iyice yıkadıktan sonra biraz bile olsun yüzüm normale dönmüştü. Fakat hala yüzümde etkisi vardı. Ama çok belli olmuyordu.

Yeni çocuk gene geldi. Siktiğimin çocuğu.

"Aynaya bakman iyi olmuş. Gerçekten kötü gözüküyordun."

"Bundan sanane? Sen kimsin ki?"

"Ben Jeon Jungkook. Sende Park Jimin olmalısın. Tae senden bahsetti."

"Memnun olmadım Canım."

Bana tuhaf tuhaf baktı. Ne yapıyordu bu? Beni süzüyor falan mıydı?

"Ne bakıyorsun be?"

"Benimle düzgün konuşmanı tavsiye ediyorum. Ne sana bakacağım. Seni kısa boyunla baş başa bırakıyorum. Ayrıca zil çaldı derse geç kalacaksın.

Bu köpekte neyin nesiydi? Ağzına sıçmadığım kalmıştı.

• • •

DEVAM EDECEK...

Dangerous Boy | Jikook Where stories live. Discover now