Yapayalnız

11.5K 140 20
                                    

Ne yani akşam ki tartışma yüzünden mi gitti? Bu mudur? Hemen Deniz’i aradım ama kapalıydı tahmin ettiğim gibi. Ardından Tülü’yü aradım:

“Tülü Deniz gitmiş.”

“Nereye?”

“Bilmiyorum işte eşyalarını toplayıp gitmiş.” Olayı baştan anlattım.

“Al işte dediğim çıkıyo bak. Aradın mı?”

“Telefonu kapalı.”

"Üçlüğe sor bi de. Bende Murat’ı ariyim tamam?” Kapatıp üçlüğü aradım.

“Alo?” Barda olduğu belliydi gürültülü bi yerdi.

“Deniz yanında mı?”

“Yoo Doruk’layım ben. Noldu ki?”

“Deniz eşyalarını alıp gitti evden.”

“Haydaa niye ki?”

“Anlatırım sonra.” O sırada Üçlük, Doruk’a da durumu söyledi. Söylemese şaşarım zaten.

“Neyse kapat hadi.” Diyip kapadım. Ve Tülü’den haber beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra Doruk aradı. Telefon ekranına bakılı kaldım.

Doruk beni arıyordu. Telefonu açtığımda hayal kırıklığı yaşadım.

“Niye yüzüme kapatıyosun kızım?” Bu Üçlük’tü.

“Niye kendi telefonundan aramıyosun?” dedim.

“Kontörüm yok napim?  Neyse Deniz’in grup var ya? Taylan’ı falan ariyim onlarla mı diye. Haber veririm.” Ardından Tülü aradı.

“Murat’ta değil. “

“Üçlük’le de değil.”

“Sen bugün kalabilecek misin tek başına?”

“Kalırım sorun değil.” İnsanları aramam bitince balkona çıkıp bi sigara yaktım. Yok. Kimseyle değil. E nerede bu çocuk? Bir kaç saat sonra kapı çaldı. Gelen Üçlüktü. Doruk yoktu.

“Niye geldin?”

“Kızım tek başına kalma diye. Doruk bi kaç bara bakalım buluruz belki dedi. Aradık ama yok. Sonra evlere dağıldık işte.”

“Of ya çocuk kendi evini terk etti. Beni kovsa bi şey demicem.”

“Niye kovsun ya? Sen anlatsana nolduğunu.” Durumu anlattım.

“Deniz harbiden hoşlanıyo muymuş lan senden? Vay be. Yalnız Deniz bi kız için gidecek biri değil lan. Başka bi şey var bu işte.”

“Bi tek bu konuda tartıştık. Başka bi şey yoktu.”

“Söylememiştir belki bize. Yani inanasım gelmiyo kızım Deniz kız için gidecek? Valla inanasım gelmiyo... neyse çıkar bi yerden Deniz bu, başının çaresine bakar. Yarın ararız yine.”

“Bu konuyu ona buna yaymicaksın tamam mı?” diye tembihledim Üçlüğü.

Ertesi gün Üçlükle çıkıp bir kaç yere daha bakıp eve döndük. Telefon susmuyordu. Murat arayıp buluşalım dedi. Üçlük’le tekrar çıktık.

“Şimdi bana sorucak niye gitti evden diye ne dicem?”

Üçlük:

“Rahat ol toparlarız.” Kafenin bahçesine girdiğimizde sadece Murat’ıgörücem sanıyordum. Ama Murat, Tülü, Ufuk ve Doruk karşımdaydı.

Doruk’u gördüm. O kadar özlemişim ki sarılasım geldi. 2 hafta olmuştu görmeyeli, sesini duymayalı. Doruk’un yanına ben oturdum. Tülü’nün marifeti olacak ki, Doruk’un diğer yanını boş bırakmış yine. Keşke dokunabilsem ama bana bu da yeterdi. Sıktığı parfümün kokusunu hafif rüzgarla alabiliyordum. Üstelik masa küçük ve yuvarlak olduğundan tıkış tıkış oturmuştuk.

İyi Biri DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin