Yalnız Kalmak...

13.5K 161 22
                                    

Hava bugün baya güzeldi.  Yağmur yok, çamur yok, üstüme giymek zorunda kaldığım montum yok... Üstelik sabah erken kalkmamla beraber güzel havanın ilk kahvaltısını moda çay bahçesinde yapasım gelmişti herkes uyurken.

Evet, tek başıma.

Bir sigara yaktım. Havanın hafif esintili olması süperdi. Tam istediğim hava.  Ne terliyorsun, ne de üşüyor. Sigaram bittiğinde tam kalkarken Tülü aradı.

“Nerdesin Eses?”

“Erken uyandım modaya geldim kahvaltıya.”

“Uyandırsaydın keşke ya. Bekle bende geliyorum.”  Bunun üzerine masaya geri oturdum. Bir saat sonra Tülü, Deniz ve Üçlük’te geldi. Üçlük:

“Oğlum hava süper ya. Ne yapsak ki?”

“Lunaparka gitsek mi ya? Lunapark mevsimini açalım.” Dedi Tülü.

“Güzel karı varsa gidelim kanka.” Dedi üçlük. Neyse sonunda Tülü’nün istediği oldu. Tam kalkarken Ufuk Tülü’yü aradı. Konuşmaları bitince yanında bittim.

“Ee ne diyor?”

“Lunaparkta buluşcaz. O da gelicek.”

Tülü’yle Ufuk başlayalı daha 2 gün olmuştu. Tülü en son konuşmamızdan sonra vazgeçer gibi olmuştu ama sonra yine kafasına yattı ve Ufuk’u kabul etti. Bu da ilk buluşmaları. Henüz baş başa buluşmadılar. Ufuk kişilik olarak Kaan’dan daha iyiydi. Tamam, milli oldum tavırları saçma, ama çocuğun gerçek yüzünü Tülü görmüştü. Bende Tülü’nün anlattığı kadarıyla biliyordum. Tülü’nün yanında baya utangaçmış. Ki Ufuk, kadınlara karşı düzgün konuşan biri. Deli gibi içse bile yerini bilen biri. Tülü ise utangaç erkekten nefret eder.

Lunaparka girdiğimizde, dönme dolabı görünce aklıma Doruk gelmişti. İlk onunla binmiştim.  Hayatımda hiç yapmadığım bir şeyi bana yaptırdı ve bu, hafızamda bir anı olarak kaldı.

“Bu beni mutlu edecek mi peki?”

Evet. Bu dönen aleti gördüğümde aklıma o gelip gülümsetiyorsa eğer,

mutlu etmiş...

Bizimkiler yavaş şeylere binmediler tabi. Bir ara Ufuk’un Tülü’ye “dönme dolaba binelim mi?” dediğini duydum. Ama Tülü dudak kıvırmıştı. Yaklaşık bir buçuk saatimizi lunaparka ayırdıktan sonra bir kafeye oturduk. Üçlük:

“Kaan ne yaptı hala evden ayrı mı?” diye sordu Ufuk’a.

“Daha dönmedi ama dönecek gibi. Para sıkıntısı var, rahatı falan kaçtı.” Tülü atladı:

“Şımarık piç.” Ufuk bunun üzerine bir şey dememişti.  

Üçlük:

“Olum havalar güzelleşti mangala başlamak lazım bir ara.”

MANGAL!!!! Bence de başlamak lazım...

Eve dönerken Tülü saçlarımla oynayıp:

“Saçların böyle çok iyi oldu ya.” Dedi. Hani kadınlar morali bozuk olduğunda saçlarının şeklini rengini falan değiştirir ya? Hayatımda ilk defa moralim bozuk olduğu için böyle bir şey yapmıştım. Koyu kahverengi saçlarımı gidip koyu kızıla boyatmış ve kestirmiştim. Deniz’le diğerlerinden ayrılıp eve girdik. Doruk’la konuşmamdan bu yana durgundum ve moralim de bozuktu. O güne dönecek olursak...

---“Sana ihtiyacım var.” Demiş öylece onu bekliyordum. Ben konuşmaya başladığımda durup yüzünü bana dönmüştü zaten. Kısa bir süre öyle bakışmıştık. Ellerim iki yanda öylece vereceği cevabı bekliyordum. Sürekli de düşünüyordum. Acaba içimdekileri dökmeye başlasam mı diye. Ama cevabını beklemeyi tercih etmiştim. Ağzını açıp bana olumlu bir şey söylese sımsıkı sarılacaktım ona. Konuşmaya hazırlandı ve bana cevap verdi.

İyi Biri DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin