*24. Bölüm * Beklenmedik Bir Olay

149 11 7
                                    

Ella

Kurtadamdan beri her şey çok değişmişti. Daha da çok. Dean artık Dean değildi. Konuşma şekli, davranışları, bakışları, karakteri...  Mühür sanki Dean'in vücudunda tamamıyla başka birini yaşatıyordu.

Sessizce oturmuş yemek yiyorduk. Sam ile arada bakışıyorduk fakat bir sonuca varmıyordu. O da şuan kardeşini tanıyamıyordu. Sam sahte olduğu belli bir şekilde hafifçe öksürdü. "Metatron. Yakında ondan haber alacağımızı söylemişti. Araştırmalı mıyız? " Dedi Sam. Dean birasından bir yudum aldı. " Metatron benim omdan haber alacağımı söylemişti. Ne yapıp yapmayacağını keyfi bilir. Ancak araştırma gerekliyse kendi araştırmamı kendim yaparım." Dedi Dean ve birasını alıp mutfaktan çıktı. Dirseklerimi masaya dayayıp başıma masaj yapmaya başladım. "Sam," Dedim derin bir nefes alarak. Başını salladı, "Biliyorum Ella, biliyorum."

—————————————————————————————————————————————————————————

Evdeki yorucu atmosferden kaçmanın tek yolu sadece işe gitmekti. O yüzden olabildiğince işimi sevmeye çalışıyordum. Vardiyam bittiğinde olabildiğince yavaşça üstümdekileri değiştirdim, eve gitmek istemediğimden kafeye oturup kahve söyledim. Vardiyaya başlayan Tyler isimli biriydi. Aynı üniversitede okuyorduk. O psikoloji okuyordu. " Evde işler zor mu ?" Diye sordu kahvemi doldururken. Güldüm. "Nerden anladın?" O da güldü. "Bir kaç sebebi var Parker. Öncelikle ben işe ilk başladığımda vardiyanın bitmesi için saniyeleri sayarken şimdi sanki dakikalar uzasın diye dua ediyorsun, ayrıca şu yüzündeki ifade, somurtkanlık, karamsarlık, Joshla kavga edince bende öyle geziyorum. ". Son dediğine güldüm. Eminim ki onun erkek arkadaşıyla yaşadığı sorunlar Josh'un ilk insanlardan kalma lanetli bir mühürü dünyayı bir kez daha kurtarmak amacıyla ilk katilden alması değildi. " Biliyorsun, seni her zaman anormal psikoloji sınıfıma örnek olarak götürebilirim" Dedi Tyler. Güldüm. "Ha-ha. Çok komiksin Tyler. Belki bende seni beynin normal mi diye nöroloji sınıfıma götürebilirim." İkimizde güldük. Kahvemi içerken biraz daha sohbet ettik sonra da zaman geçtiği için kalktım ve eve gittim.

Eve yaklaştığımda Dean verandada oturuyordu. "Sonunda gelebildin!" Dedi Dean sinirle. Kaşlarımı çattım. "Pardon?" Dedim. Dean ayağa kalktı. "Vardiyan yedi buçukta bitiyor, saat dokuz. Nerdeydin?" Diye sordu Dean sesini yükselterek. "Dean!" Dedim sinirle. " Son haftadır varlığımı reddetiyordun. Ondan önceki hafta yüzüme bile bakmıyordun. Şimdi mi umursuyorsun?" Dedim bende sinirli bir şekilde ve yazından geçerek merdivenleri çıktım. " Değdi mi bari?" Diye sordu Dean. Arkamı döndüm. "Ne değdi mi Dean?". Dean alayla gülümsedi. "O çocuk! Eve saatinde gelmeyince seni merak ettim. İş yerine geldiğimde dışarıdan seni gördüm. O çocukla birlikte. Gülüşürken. Bir kaç hafta aramızda sorun oldu ve hemen yeni birine mi koştun?!" Dedi Dean bağırarak. Şoke olmuştum. Kanım donmuştu. Nasıl böyle bir şey söyleyebilir, düşünenebilirdi? " Dean, kendine gel! O Tyler'dı. Okuldan arkadaşım. Benden sonraki vardiyada çalışıyor, tüm bu olanlardan yorulduğum için somurtuyordum ve bir kahve içmeye karar verdim. O da beni neşelendirmeye çalışıyordu." Dedim. Dean omzunu silkti. " Neden yoruluyorsun ki? İlişkimizden mi? Hadi o zaman arkadaşın olan Tyler'a koş Aynı benim Laura ile randevulaşmamdan sonra senin hemen arkadaşın olan Brad'e koşman gibi!" Dedi Dean bağırarak ve üstüme doğru yürürken. Gözleri ateş saçıyordu. Kendinde değildi, fakat daha fazla davranışlarını alttan alamazdım, beni haksız şeyler ile suçluyordu. Sinirle Dean'e tokat attım. "İlişkimizden değil, senden kaçıyorum. Beni çok yaralıyorsun, üzüyorsun, yoruyorsun. Tanrı aşkına, fark etmiyor musun?"  Diye yüzüne bağırdım.

Dean durakladı. Gözleri öfkeyle parıldıyordu. Gözlerini kapattı. Açtığında Dean gitmişti. Gözlerindeki ışık sönmüş karanlık kalmıştı, ruhsuzca bakıyordu. Derin bir nefes alarak beni duvara doğru itekledi. Ardından ellerini boğazımda hissettim. Alabildiğim ilk nefes ile bir çığlık koparttım. Çok kısa bir süre Sam kapıdan çıktı. " Kavga etmeyi bitirdi– DEAN SEN NE YAPIYORSUN?" Diye bağırdı ve Dean'in üstüne atıldı. Dean beni bıraktığı an bacaklarım beni taşıyamadı ve yere düştüm. Refleks olarak derin derin nefes almaya başladım. Az önce olanları sindiremiyordum. İnanamıyordum. Çok kısa süre önce beni sevgiyle kucaklayan ellerin az önce boğazımın etrafında olduğuna inanamıyordum. Sam ve Dean debelenirken bir anda bir hışırtı sesi geldi. Dean ve Sam'in çok yakınına kanlar içinde bir insan belirdi. "Winchester!" Diye haykırdı insan. Hafif doğrulduğunda bunun bir insan değil de bir iblis olduğunu fark ettim. Sam ve Dean kavgalarını bırakmış iblisim yanına yaklaşmışlardı. İblis derin bir nefes aldı. "Bu, bu bir uyarıydı. O geliyor. Abbadon geliyor. Ve daha da güçlü!" dedi İblis ve ardından ağzını açtı. Siyah duman zavallı adamın ağzından uçarak Havada kayboldu. Sam adamın başının ucuna eğilip boynuna parmaklarını koydu. "Ölü".

Supernatural / New HomeWhere stories live. Discover now