*-*MÜHÜR*-*

3.2K 93 7
                                    

GİRİŞ

 Güneş ağaçların arasından hızla görünüp kayboluyor. Ağaçlar yanımdan kayıyor adeta.

 Onlar olduğu yerdeler. Hızla koşan benim.

 Hedefime odaklanmıştım. Lezzetli bir dağ tavşanı. Duyunca kulağa komik gelebilir ama dağ tavşanları diğer hayvanlara göre oldukça lezzetli ve daha doyurucudur. Küçük bir hayvan olması fark etmez. Şu an çok açım ve doymak istiyorum!

 Adım mı? Esmer. Esmer Demirkan.

 Vampirliğin ve şekil değiştiriciliğin salgın bir hastalık gibi yayıldığı bir dünyaya doğdum ben. Azalan insan nüfusu bu salgından kurtulmak için oluşturulan korumalı alanlarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

 Salgın ben doğmadan çok önce başlamış. Babam bir kurt adam. Annem, babamın bu durumunu ve sonuçlarına katlanacağını bilerek evlenmiş onunla. Ve salgından annemde nasibini almış. O bir şahin kadın. Çocukluğundan beri uçmak istediğini söyler hep. Onu uçarken görmenizi isterim. Uçmak için hevesleneceğinize adım gibi eminim. Küçük bir kızken bende onun gibi olmak istemiştim. Göklerde süzülmek, yeryüzüne tepeden bakmak… ama olmadı.

 Ben puma kız Esmer Demirkan. Lezzetli dağ tavşanları peşinde koşturan puma kız.

 Tavşan can havliyle önümde koştururken aramızdaki mesafeyi hızla kapattım. Sağ pençemi hızla savurup yakaladım. Hala pençelerimden kurtulmaya çalışıyor. Boğazını sıkarak bir çırpıda öldürdüm. Canlıyken yemek prensiplerim arasında değildir. Dişlerimin arasında hareket etmeye çalışması hiçte iç açıcı bir durum değil. Garip ama bir tanesiyle hemen doyuyorum. Puma formundayken bir hafta boyunca bir şey yemeden dayanabilirim. Daha uzun bir süre Azrail’in kapına dayandığı anlamına gelir. Yiyecek bulamazsan güçsüz düşer ve açlıktan ölürsün.

 Puma halimi pekte sevdiğim söylenemez. Daha çok iki ayak üzerinde durmayı severim. Saçlarımı taramayı, çatal kaşıkla yemek yemeyi seviyorum. Ama avlanmak zorunda olduğum da bir gerçek.

 Lezzetli yemeğimden sonra çimlere sere serpe uzandım. Karnımı doyurduktan sonra hep böyle olur. Yavaş yavaş dönüşümümü izlerim. Pençelerimi ağır çekimde parmaklara dönüşürken izlemek hoşuma gidiyor. Sağ ayağımı havaya kaldırdım. Kot pantolonum bacağımda, lacivert konverslerim ayağımda. Şaşılacak durum sapasağlamlar. Bu bir ilk! Onca koşturmacadan sonra sağlam kalmaları büyük şans!

 “Tahmin etmiştim. Başka yerde avlanmazsın.” Başımı kaldırmadan ona doğru baktım. Biraz zor olmuştu ama görebiliyordum.

 “Buraya gel. Tepe takla görmek istemiyorum seni.” Artık boynum ağrımaya başlamıştı.

 Gelip yanıma oturdu. “Buranın senin için özel bir anlamı olmalı.”

 “Sana daha öncede söylemiştim. İlk avımı burada yapmıştım. Ayrıca buradaki tavşanlar çok lezzetli.”

 Kahkaha attı. “Tavşanlarda ne bulduğunu anlamıyorum. Seni nasıl doyurduğuna da şaşıyorum doğrusu.”

 “En azından ilk avımda doyuyorum. İkinci ve ya üçüncü bir ava gerek kalmıyor senin gibi.”

 “Sen sadece avlanmak için dönüşüyorsun. Bir av yetiyor sana.” Ayakkabılarıma baktı. “Kutlama yapmamız gerek. Parçalanmamışlar.” Güldü. Bu gülüşüyle beni etkilememiş miydi zaten. 

 “Bir ilki gerçekleştirdim. Ama kutlama yapmak için daha önemli bir şeyimiz var.” Dedim parmağımdaki alyansa bakarken.

 “Ama sevinmemiş gibisin.” Gülümsemesi solarken yanıma uzandı.

 “Aksine. Çok mutluyum. Ama babam aklıma geldikçe hevesim kursağımda kalıyor.”

 “O kadar çok kızar mı?”

 Yüzüne baktım. “Acar farkında mısın babamdan habersiz nişanlandık. Ve sen bana ‘kızar mı?’ diyorsun. Seni yeni kabullenmişti. Her şey berbat olmak üzere.”

 “Ama sende istedin.”

 “Yüzükleri görünce kim istemez. Burada tek sorun babam. Seninle evlenmeyi bende istiyorum. Hatta senden bile çok. Ama bunu gizli yapmamalıyız.”

 “Peki o zaman.” Yüzü asıldı. “Yüzükleri takmamış gibi mi davranacağız.”

 “Evlenmedik ya. Nişanlandık. Yine aynı devam edeceğiz. Nişanlandığımızı babama da söyleyeceğiz. Zamanı gelince. Annemin kızacağını sanmıyorum. O benim mutlu olmamı ister. Asıl sorun babam.”

 “Benimkiler dünden razı. Seni çok sevdiklerini biliyorsun.”

 “Babanın beni sevdiği kadar babam seni sevmiyor Acar.”

 Yüzünü yaklaştırdı yüzüme. “O da sevecek.”

 “Seni ilk duyduğundaki tavrını görseydin bunları söylemezdin. Babamı yeterince tanımıyorsun.”

 “Seni ne kadar çok sevdiğimi, seni üzmeyeceğimi anladığı zaman kızmaktan vazgeçecek eminim.”

 Dudağına küçük bir öpücük kondurdum. “Bende. Ama bu uzuuuun bir zaman alabilir.”

 “O zamana kadar beklerim.”

 “Beklemeyi sevmezsin sen. Çok acelecisin.”

 “Senin için beklerim.”

  “Beklemek için o kadar uzun ömrün olmayabilir.” Sesin geldiği yöne baktık aynı anda. Vampir kalın gövdeli ağaca yaslanmış, bize bakıyordu. Kan kırmızı gözleri bizim üzerimizdeydi.

 Acar vampire doğru atılmıştı ki kolundan sıkıca yakaladım. “Lütfen yapma. Zarar görmeni istemiyorum.” Kin dolu gözlerle vampire bakıyordu Acar. Hırladı. Beni duyduğunu pek sanmıyorum.

 Vampire baktım. Gözleri üzerimdeydi. gözlerinde parlayan istek bariz ortadaydı!

 Ne yapacağını anlamıştım. Beni mühürlemeyi planlıyordu. Kölesi olmamı istiyordu.

 Ensene bastıkları o küçücük noktayla yönetebiliyordu vampirler. Mührün etkisindeyken oyuncak bir bebekten farkın olmuyordu.

 Acar kolunu sertçe silkeleyip elimden kurtardı. Vampir doğru atıldı. “Hayır! Acar dur!” Ona yetişemedim. Dev bir kaplana dönüştü. Vampirin olduğu ağaca hızla pençesini savurdu. Vampir ondan hızlı davrandı. Göz açıp kapayıncaya kadar başka bir köşedeydi. “Acar! Lütfen!” Bağırmam bir işe yaramıyordu. Duyuramıyordum sesimi. Sanki büyülenmiş gibiydi. Vampire odaklanmıştı sadece. Ya da gerçekten bu sülük büyülemişti onu.

 Vampir aniden karşısında belirdi. Boğazından yakaladı. “Dur! Dur dedim sana! Dur!” nefes almaya çalışan Acardaydı gözlerim. Zorlukla nefes almaya çalışıyordu.

 Tüm vücudum derin bir titremeyle sarsıldı. Ellerim dev pençelere dönüşmüştü. Tüm gücümle vampire doğru atıldım.Boşta kalan eliyle beni bir köşeye savurdu. Ağır çekimde süzülüyordum sanki havada. Ama ağaca çarpışım hiçte ağır çekimde değildi. Acılıydı da.

 Gözümün önünde uçuşan benekleri savuşturmaya çalıştım. Gözlerimi kırpıştırmak bir işe yaramıyordu. “Acar!” avazım çıktığı kadar bağırana kadar dönüştüğümü fark edemedim.

 Vampir acarın göğüs kafesini parçaladı. Lanet olsun! Acar ölüyordu ve ben hiç bir şey yapamıyordum. Nefes almakta zorlanmaya başladım. Kalbim sıkışıyordu. Acar’ın hissettikleriydi bunlar. Yüzükleri takmamız bile aramızdaki bağı ortaya çıkarmıştı.

 Acar’ın kalbi parçalanırken son bir çığlık duydum. Acıyla birlikte hepsi karanlığa gömüldü.

 ...

*-*MÜHÜR*-*Where stories live. Discover now