10.BÖLÜM

449 101 75
                                    

Güncellenenmesi gereken son bölüm, ve güncellendi...

BÖLÜM ŞARKILARI:

Justin Timberlake - TKO 🎶

Demi Lovato - Confident 🎶
(Derin ve Aslı'nın kavga ettiği yerde dinleyebilirsiniz.)

KEYİFLİ OKUMALAR...

'Aloha'
Ne kadar da çocukçaydı?! Çok düşünmüş müydü acaba bu ismi? Peki 'MR.T' ye ne demeli? Onunki tam bir saçmalıktı. Onun için 'Aslı' diyordum ama mr. ne alakaydı ki?

'Ya o Aslı değilse?'

Peki kimdi? Mr.t yetmiyormuş gibi bir de Aloha saçmalığı çıkmıştı başıma.

Bütün insanlık işini gücünü bir yana bırakıp hayatını benimle uğraşmaya adamıştı herhalde! Peki sırada ne vardı?

Bu şehire geldiğimden beri hayatımın en yorgun günlerini yaşıyordum. Kafam allak bullaktı. Ne düşünmeye ne de konuşmaya mecalim kalmıştı. Biraz olsun dinlenmeye hakkım yok muydu? Bir kez olsun derin bir nefes alamayacak mıydım?

Ah, elbette alabilirdim ama önce Mr.t ve Aloha'nın kim olduğunu bulmam gerekiyordu, sonra da babamı. Kenan da listemdeydi elbette. Tabi bu arada bir de peşimdeki adamlardan kurtulmam gerekiyordu. Hayatımdaki yalanları da üzerimden atmalıydım. Sanırım sonrasında da ölüyordum. Evet, işte o zaman rahat bir nefes alabilirdim.

"Derin? İyi misin?"

Cevap vermedim. Ona hâlâ öfkeliydim. Hem de fazlasıyla. Ne sesini duymak istiyordum ne de onunla konuşmak. Bir süre yüzümü inceledi. "Halâ kızgın mısın bana?"

Çayımdan bir yudum aldım.

"Kendini boş yere öfkelendiriyorsun. Senin onaylamayacağın hiçbir şey yapmadım. Ayrıca aptal bir adam değilim; attığım her adımın da farkındayım. Bunu neden anlamak istemiyorsun?"

Hah! Akıllı adam? Güzel espri. Sesli bir kahkahayı hak ediyordu. Öfkeyle patlamamak için aklımı başka şeylerle meşgul etmeye çalışıyordum.

'Acaba bir insan yılda ortalma kaç rüya görebilir?'

"Senin için randevu aldım."

'İnsanlar yılda ortalama 1500 rüya görürler.'

İçmek üzere olduğum çay boğazıma kaçınca öksürmeye başladım. Şaşkınlıktan gözlerim büyümüştü. Elbette bu şaşkınlık yılda 1500 kez kabus gördüğüm için değildi. Daha fazlasını gördüğüme emindim.

"Randevu?" Sesimde ölümcül bir tını vardı.

"Evet, psikiyatriden randevu aldım."

Ah, sanki ona gününün nasıl geçtiğini sormuştum! Bu kadar basit miydi yani?

"Bu cumartesi, öğleden önce. Doktorunun adı Emre YILMAZ"

'Aptal!'

Bardağımı sertçe masaya vurup kalktım. Bardak binlerce zerreye ayrılmıştı ama umrumda değildi.

"Vazgeç artık! Benim adıma kararlar almaktan vaz-geç! Sen benim babam değilsin! Sen benim hiçbir şeyim değilsin! Bunu artık kafana soksan iyi edersin! Ha, yapamıyorsan o psikoloğa git ve seni bu sendromdan çıkarması için yardım iste. Çünkü ben gitmeyeceğim!"
Sert adımlarla koltuğa ilerleyip çantamı aldım ve...

ÖLÜ YILDIZLAR Where stories live. Discover now