Geçmişi görmek istiyorsan gökyüzüne bakman yeterli.
Milyarlarca yıl geriden gelen Ölü Yıldızlar'ın çözmeni istedikleri esrarengiz ve acımasız sırları var. Hadi, kapıyı arala ve içeri gir.
Ama unutma, içeri girersen sırrı çözmeden çıkamazsın...
Yeniden merhaba. Bu bölümde psikoterapi üzerinde durdum. Kısa olacağını düşünmüştüm fakat 5 bin kelime oldu. Umarım sıkılmadan okursunuz. Bu bölüm bazı şeylerin de başlangıcı olacak ;)
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
'BİR HAFTA SONRA...'
Henüz kapıyı çalma fırsatım olmadan açılmıştı. Beni güler yüzüyle karşıladı. "Hoş geldiniz, Derin Hanım." İçeri girdiğimde uzattığı eli sıktım. "Hoş buldum." Ardımdan kapıyı kapatırken koltuğa geçtim. Kendi yerine geçmek yerine hemen karşımdaki koltuğa oturdu. Kaşlarının havalandığını fark edince neye hayret ettiğini anlayamadım.
"Sanki..." dedi kuşkuyla, ama gülümsüyordu. "Bu hafta bir şeyler olmuş gibi?" Merakla alnım kırışırken boğazımı temizledim ve hafifçe öne doğru meylettim. "Nereden anladınız?" Zafer kazanmış gibi sırrıttı. "Terapiye başladığımızdan beri ilk kez yüzünüzde tebessüm görüyorum."
Cidden tebessüm mü ediyordum? Aptal gibi farkında bile değildim.
Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Aslında... birkaç şey oldu diyebiliriz."
"Öyleyse dinleyelim bakalım neler olmuş." Uzanıp masanın üzerindeki mavi kapaklı tanıdık defteri aldı ve üst üste attığı dizinin üzerine yerleştirdi.
"Kenan'la aramız düzeldi. Daha doğrusu, bir nebze de olsa yumuşadı." Daha sonra, unutmuş olma ihtimali bile olmamasına rağmen ekledim. "Biliyorsunuz, geçen seans aramızdaki tartışmadan size bahsetmiştim." Kafasını salladı. "Evet, biliyorum. Aranızın düzelmesine çok sevindim. Neler oldu peki?" İç çektim. "Bir süre ikimiz de konuşmadık ama daha sonra yanıma gelen o oldu. Benden özür diledi. Elbette o anki kırgınlığımı henüz unutmuş değilim ama kendi hatalarımın da farkındayım, bu yüzden Kenan'a karşı suçlayıcı tavrımı devam ettirmek haksızlık gibi geldi. Konuyu uzatmama kararı aldım."
Gözlerini benden ayırmadan bir şeyler karaladı.
"Kenan Bey'in size yaklaşımı nasıldı peki? Ve bu bahsettiğiniz süreçte kendinizi nasıl hissettiniz, biraz bahseder misiniz?"
İç çektim. Aklım karışıktı. "Aramız daha önce de defalarca kez bozuldu. Hatta çok daha geriye gidersek uzunca bir dönem hiç konuşmadığımız buzul çağı gibi dönemlerimiz oldu; hiçbir sebep yokken bile... Ama hiçbir zaman bu seferki kadar kendimi kötü hissetmemiştim. Onunla kötü olmak beni üzüyordu."
