32. BÖLÜM

67 18 83
                                    

Yeni bölümden herkese selamlar. Nasılsınız?
Ben iyiyim, yani bölümü yazmaya başlarken iyiydim ama ilerleyen zamanlarda nasıl olacağım meçhul :)

Pekala, sizi daha fazla sıkmadan yeni bölümle başbaşa bırakayım.

Pekala, sizi daha fazla sıkmadan yeni bölümle başbaşa bırakayım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.



Keyifli Okumalar :)

"Şimdi sağa döneceksin." dedim telefonumdaki yol tarifine bakarak.
"Şuradan mı?"
"Aynen, evet."
Sinyal verip sağa saptı. Böylece evin olduğu sempte girmiş olduk.

Göz ucuyla Kenan'a baktım. Üzerinde tuhaf bir gerginlik vardı ama anlam veremiyordum. Canı bir şeye sıkkındı.
"İyi misin?" diye sordum kuşkulanarak.
"İyiyim. Neden sordun?" dedi yüzüme bakmadan.
Omuzlarımı silktim. "Huzursuz gibisin de o yüzden. Bir sorun yok, öyle değil mi?"
Kafasını iki yana salladı. "Yok. İşle alakalı; kafama takılan bir şeyler var da... onları çözmeye çalışıyorum."

Umarım öyledir, dedim içimden.

"Aras'ın haberi var mı bu ödev işinden?" diye sordu.
Aras'ın haberi mi? Neden bunu merak etmişti?
"Hayır, yok. Olması mı gerekiyor?"
Dudağını büktü. "Bilmem, yani gerekmiyor elbette ama ona söylemişsindir diye düşünmüştüm. Bu aralar aranız iyi gibi." Yüzüme baktı.

Fark ettirmeden yutkundum.
"Evet, iyi sayılır. Ama bilmesi gereken bir şey olmadığı için söylemedim."
"Tabii," dedi gülerek. "Haber vermek pek sana göre değil, biliyorum."

"Sola döneceksin." dedim kaşlarım çatılırken.
Dediğimi yaptı.

İçime bir kurt düşmüş ve her yeri kemirmeye başlamıştı.

Ya Kenan Aras'ı görürse ve ona nerede olduğumu söylerse?

Evden çıkmadan önce Aras'a alışveriş merkezine gideceğimi söylemiştim; bugün, tamamen kendime ayırmam gerektiğini söylediğimde sorgulamadan anlayışla karşılamıştı. Ama Kenan'ın Aras'ı gördüğü an bu ödev işinden bahsedeceğine kalıbımı basabilirdim.

"Aras'a bahsetme." dedim birden.
"Anlamadım. Neyden?"
"Bu ödev işinden."
Merakla alnını kırıştırdı. "Neden? Mahsuru mu var?"
"Evet, var." Omuzlarımı kaldırdım. "Savaş ve Aras pek iyi anlaşmıyorlar. Hatta, hiç iyi anlaşmıyorlar. Buna rağmen Savaş'a yardım ettiğimi öğrenirse... bana kırılabilir."

'Çıldırabilir demek daha yerinde olur...'

"Araları neden bozuk peki?"
Bıkkınca omuzlarımı silktim. "Bilmiyorum ki... Bir mesele var ama ne olduğunu bilmiyorum. Birbirlerine düşman gibiler."
"Ve sen de dostunun düşmanına yardım ediyorsun?" dedi gülerek ama hâlâ gergin olduğunu görebiliyordum.

Onun gözleri yolda olsa da dik dik yüzüne baktım. "Aralarındaki mesele beni ilgilendirmiyor, zaten meselenin ne olduğunu da bilmiyorum. Savaş'a yakın olmamdan hiç hoşlanmasa da bu Aras'ı ilgilendirmez."
"Belki de kıskanıyordur?"

ÖLÜ YILDIZLAR Where stories live. Discover now