ZİFİRİ 21 | KATİL

209K 9K 957
                                    

"Evimizi dikizleyen sen olamazsın değil mi?"

Gözlerimin içine uzak bir mesafeden bakmaya devam etti. İnkar etmiyordu. Yalan söyleme ihtiyacı da yoktu zaten. Nedense yalan söylemeyeceğini biliyordum. Çekindiği bir şeyi yoktu nasıl olsa. Sessizliğini evet olarak aldım ve "Neden?" diye mırıldandım hayretler içinde.

Önündeki araca makas atıp önüne geçtikten sonra "Seni öldürme planları yapıyordum." Dedi, soğukkanlılıkla. "Planların suya düştü sanırım." Dedim başımı iki yana sallayıp. "İnsan sadece bedenen ölmez polisin kızı." Dümdüz yola düşürdüm bakışlarımı Doğru söylüyordu. "Sadece bir kez değil, binlerce kez öldürebilirsin birini."

"Binlerce kez katil olacaksın."

"Hayır, binlerce kez intikam alacağım."

"Ya sen ölürsen." Diye fısıldadım. "Ya sen de öldürülürsen."

"Benden kurtulmuş olursun." Gülümsedim ama canım acımıştı. "Senin katilin ben olmayacağım."

"Ama seninki ben olacağım." Ceketini parmaklarımın arasına sıkıştırıp, ellerimi yumruk haline getirdim. Arabası bu kez duraksadığında bir gece kulübünün önündeydik. Saat sekize geliyordu, karanlık günün son perdesini çekerken Rüzgar benden önce arabadan indi. Yaptığımız konuşmadan dolayı darmadağındım. Biri kapımı açtığında içeri sızan soğukla irkildim. Kapımı açan oydu, yüzünde sahte bir tebessümle bana elini uzattı. "Sadece bu gecelik." Diye mırıldandı uzattığı eline attığım şaşkın bakışlarıma son vermek ister gibi. O kapımı açmıştı ve çıkmama yardım etmek için elini uzatıyordu. O bu kadar nazik biri değildi, kesinlikle numara yapıyordu. "Kuralları unutma Adacık." Çok konuşma! Sözümden çıkma ve asla ondan uzaklaşma! Evet, tehditleri yüzünden kurallarını unutmam imkansızdı.

Sağ elimi sol elinin avucuna bıraktığımda beni ona yakışmayan bir naziklikle dışarı doğru çekti. Topuklu ayakkabıların üzerinde zorda olsa dengemi sağladığım. Eteğimin uçlarından çekiştirip kendime son bir çeki düzen verdiğimde parmaklarının parmaklarıma dolanmasıyla bu geceyi ikinci şoku avuçlarımın içine bıraktı. O elimi tutuyordu. Parmakları parmaklarımın arasındaydı ve beni arkasından çekiştirirken fazlasıyla umursamazdı. Oysa benim birazdan kalbim kar gibi eriyip yere akacaktı. Arabasının anahtarlarını merdivenlerin başında bekleyen valeye attıktan sonra bana yürümem için başıyla işaret verdiğinde şaşkınlığımı kenara bıraktım. Sımsıkı tuttuğu ellerimden gözlerimi çektiğimde tek başıma asla giremeyeceğim gece kulübünün kapısından kolaylıkla geçtik. Güvenlikler onu selamlayarak geri çekilirken merakla etrafımı inceliyor, aynı zamanda beni arkasında sürüklemesine izin veriyordum. İçeri girer girmez bizi karşılayan görevli Rüzgar'ın daha önceden ayırttığını anladığım masasına doğru bizi yönlerdi. Mekanın ortasında dans eden bir topluluk vardı, topluluğu etrafına saran bir de ünlü bir dj. Tam ortaya konulmuş dj  sahnesi. Kalabalık karşısında tedirginlikle ona sokulduğumda kuş gibi tuttuğum ellerindeki tutuşumu sertleştirdim. Kalabalıktan sıyrılmaya çalışırken bir saniyeliğine gözleri omzunun üzerinden gözlerimi buldu. Onun her daim takıldığı Nokta Bardan tek farklı buradaki kişilerin daha zengin görünüyor olmasıydı. Herkes şıktı ve gözlerimi kapatma istediği uyandıracak görüntüler yoktu. Bana bu yüzden kıyafet almış olmalıydı. Mekana ve yanına yakışabilmem için. Neden bu kadar zahmete girdiğini bilmiyordum ama emin olduğum tek şey, kafasının içinde cirit atan tilkilerin bir kuyruğu da bana dolamıştı. Hiçbir açıklama yapmayacağından artık sormayı bıraktım. Yerimize oturduktan sonra elimi bıraktığında, avuçlarımda sıcaklığın geçmesi biraz zaman aldı.

Garson siparişlerimizi aldı. Daha doğrusu o garsonun kulağına bir şeyler söyledi, garson not aldı ve gülümseyerek uzaklaştı. Bende müzikten dolayı hiçbir şey duyamadım. Nezaketi buraya kadardı herhalde, ne istediğimi bile sormamıştı. Etrafı incelemeyi bırakıp kollarımı birbirine doladım. Arkama yaslanırken içten içe gecenin bir an önce bitmesi için dua ediyordum.

ZİFİRİWhere stories live. Discover now