Zifiri 12 | Hesaplaşma

204K 9.4K 1K
                                    

BÖLÜM 7:HESAPLAŞMA

Bazı anlar göğsümün içine düşerdi. Hissederdim, işlerdi bir ağacın kökleri gibi göğsümdeki toprağa kendini. Üzerinden ne geçerse geçsin o hep tutunurdu oraya. Belki çok az oldukları için, belki de ben çok yalnız olduğum için.

Kapının önüne çıktım. Kapıyı ardımdan çektim fakat beynimin içinde kapılarını aralık bıraktığımı düşünlerin sesleri benimle birlikte gelmeye devam etti. Hangi kapıyı uzanıp kapatmak istediğimde kendimi o kapından içeri girerken buluyordum. Başımı göğe çevirip derin bir nefes aldım. Hava yine kapalıydı. Gri bulutlar güneşi ardına saklamış, göğü esareti altına almıştı. Önüme dönüp ellerimi montumun ceplerine yerleştirdim. Yağmur yağmadan okula varsam iyi olacaktı. Babam daha iyileşmeden görevine döndüğü için erken çıkıp gitmişti. Gidip gelişlerini kapı tıkırtılarından anlayabiliyordum, tartışacağımızı bildiği ne ben onun karşısına dikiliyordum ne o benim. Yaralı olmasına rağmen bugünlerde her zamankinden daha çok çalışması canımı sıkıyordu. Her zaman çok çalışırdı ama bu günlerde gecesini gündüzüne katığına yemin edebilirdim. Evdeyken bile sürekli telefonda, hep dosyaların arasında geziniyordu. Aynı evde iki yabancıydık.

Adımlarımı hızlandırırken durağın olduğu sokağa girip benim gibi otobüslere yetişmeye çalışan öğrencilerin arasına karıştım. Neyse ki bekleme gereği duymadan durağa gelmemle eş zamanlı olarak sevgili okuluma giden otobüste gelmişti. Bulduğum boş yere kendimi attıktan sonra kulaklığımı takıp geriye doğru yaslandım. Şarkının yüksek sesi belki kafamın içindekileri sustururdu.

Kafamın içindeki kapıların gıcırtısını duymamak için çalan şarkının sesini sonuna kadar kaldırırken başımı yavaşça sağ omzuma doğru bıraktım. Uykum yoktu ama gözlerim çok ağrıyordu. O geceden sonra hiçbir şey düşünmemek için sürekli ders çalışmıştım. Hırsımı da öfkemi de kırgınlığımı da yine kendimden çıkarmıştım. Düşüncelerimi meşgul etmeye çalıştıkça kendimi göz ardı ediyordum. Gerçekten ne düşündüğümü, kalbimden geçen asıl duyguları öğrenmek bile istemiyordum.

Onu düşünmek bile canımı yakıyordu. Çünkü kafamın içinde gıcırdayan tüm kapıların ardında onun olduğunu biliyordum.

Hızla gözlerimi araladım. İstemeden de olsa yine onu düşünürken bulmuştum işte yine kendimi. Aklımın her bir köşesini ele geçirmişti. Karnıma yanlışlıkla da olsa geçirdiği dirseği yüzünden etimdeki çürük iz üzerinden üç gün geçmesine rağmen hala yerindeydi. Tenimdeki izi silinse bile o an hissettiğim korkuyu, gözlerinde kopan fırtınayı ve ruhuma bıraktığı izi geçiremezdim.

Okulun yakınındaki durağa geldiğimizi fark ettiğimde yerimden kalkıp demirlere tutunarak kapıya doğru yürümeye başladım. Özel okul olduğu için okuldan otobüsü kullanan benden başka kimse yoktu sanırım. Son model araçlarını bırakıp kim otobüse binerdi ki zaten? Durağa yaklaştığımızda durma düğmesine bastıktan sonra kapının açılmasını bekledim. Otobüsün kapıları iki yana açılıp kendimi dışarı attığımda esen rüzgar saçlarımın arasına karışıp dalgalandı. Okulla durak arasında kalan yola girdiğimde zilin çalmasına daha vardı. Gamze ve Emir'le de kantinde buluşacağımız için ilk önce kantine gidecektim. Beni o geceden sonra bir dakika bile yalnız bırakmıyorlardı. Emir Rüzgar'la konuştuğunu söylemişti. Bundan sonra bir sorun olmayacağının sözünü vermişti fakat gözündeki morluktan konuşmalarının hiç iyi gitmediğini anlamıştım o kabul etmese de. Rüzgar asla pes etmeyecekti. Asla. İkimizde biliyorduk en yakının arkadaşının onu durduracak bir gücün olmadığı. Onu demirden bir kafesin içine koysalar toprağı kazıp çıkardı.

Okuldan ayrılmak gibi olan hayallerimde babama teklif etmemle birlikte reddedilmesi bir olmuştu. Söz bahsi bile edemeyeceğim bir konu olup kesin bir şekilde susturmuştu beni.

ZİFİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin