Zifiri 11|İz

212K 9.9K 1.4K
                                    

RÜZGAR KARAHANLI

İz kokan parmak uçlarımı şakaklarıma tüm gücümle bastırdığımı fark ettiğimde, inleyerek sağ dirseğimi dizime yasladım. Kafatasımın içindeki kaosta beynime saplanan bıçakların ardı arkası yoktu. Elimde olsa beynimin içindeki sesleri susturmak için parmaklarımla beynimi deşer o sesleri teker teker öldürürdüm. Kağan'ın önüme doğru iteklediği viskiyle beraber bana seslendiğini duyduğumda boynumu yukarı kaldırıp hafifçe kaşlarımı ne var der gibi kaldırdım. "Ne yapacaksın diyorum, duymuyorsun kardeşim sabahtan beri bizi?" Bıkkınca nefesimi dışarı verdim. Hemen karşımdaki koltukta oturmuş, yanındaki kızdan uzaklaşarak masaya doğru eğilmişti. "Hiçbir şey." diye mırıldandım. Mekanın gürültüsünden sesim ona ne kadar ulaştı emin değildim, umurumda da değildi. "Nasıl hiçbir şey?" diye cevapladığında, beni duyduğunu da göstermiş oldu. "Kapat şu konuyu artık Kağan, Günlerdir başımın etini yedin. Benim bu saatten sonra hiç kimseye güvenim olmaz. Bu işi sadece ikimiz bitireceğiz. Şimdi bu konuyu kapat ve ilk önce git bana o kızı araştır." Babası savcı olduğu için birçok bilgiye kolaylıkla ulaşabiliyordu. Daha doğrusu gizlice adamın bilgisayarına girip istediğim bilgiye kolaylıkla erişebiliyordu.

Kız yeniden ona sokulmaya çalışırken bana cevap vermek yerine ilk önce kıza yöneldi. "Tatlım odaya gidene kadar sabretsen mi azıcık, ha ne dersin?" Gözlerimi hafifçe kıstım. Benim yanımda oturan kız onunla ilgilenmediğim için kendi halinde takılmaya devam etmişti. Başımı hafifçe ona çevirmem bile hemen gülümseyip sırtını bana doğru kaydırmasına yetmişti. Siyah saçları açık beline kadar uzanan, esmer tenli siyah gözlü bir kızdı. Kağan beni yeniden odağına aldığında "Niye kafayı taktın bu kadar bu kıza, Anlamıyorum." Dedi, meraklı bir sesle. Bakışlarımı kızdan ayırıp aniden Kağanın yeşil göz bebeklerine diktim. "Ne?" dedi omzunu indirip kaldırırken. "Takmadın mı kafayı kıza?" diyerek irdelemeye devam etti. Bu çocuk bugün bütün sabrımı kullanmıştı. O aptal kız umurumda bile değildi. Öğrenmek istediğim tek şey Furkan'la ne kadar ilgisi vardı, onu hangi işlerinde kullanıyordu? Tesadüflere olan inancım sıfırdı. O kız mutlaka benim yoluma taş koymak için gönderilmişti. "Kağan, saçma sapan konuşup sabrımı zorlama benim. Senin için hiç iyi olmaz." Masada duran içkiye uzanıp kristal bardağı parmaklarımın arasına yerleştirdim. "Kız melek gibi, nasıl bir geçmiş bekliyorsun bilmiyorum ama benim bile yüzüne bakarken ilahi söylemek geliyor içimden."

Kadehi tek yudumla kafama diktim. "Kağan." Dedim, aynı onun gibi masaya eğilerek. "Gebertirim seni." Kağan korkup kaçmak yerine kaşlarını çatarak saçlarını karıştırdı. "Sen bana bir kız için kızdın mı az önce?"

Kaşlarını çatma sırası bana gelmişti. Ne demek istiyordu? "Baya baya kızdın." Derin bir nefes alıp geri arkama yaslandım. Kimseyle uğraşacak sabrım yoktu bugün. Hiçbir zaman yoktu aslında. Gün geçtikçe de artık içimde patlamak için hazırda bekleyen el bombasının pimi biraz daha çekiliyordu. "Salak salak konuşmayı kes artık. Yarın uyandığımda tüm bilgiler elimde olacak Kağan, duydun mu beni?"

Sırtımı koltuğun deri zeminine yaslayıp kafamı geriye doğru attığımda içki kokan bir nefesin kulağımdaki sesini duydum. "Başının ağrısını geçirebilirim istersen." Göz ucuyla kıza baktım. Dibime kadar gelmişti. Siyah gözlerini üzerimde gezdirirken sağ avucunu araladı. "Keyfini yerine getirmek istiyorum Rüzgar Karahanlı. "Avucundaki haplardan birini dudaklarının arasına yerleştirip biraz daha dibime girdiğinde. "Keyfimi yerine getirebileceğini mi düşünüyorsun?" diye fısıldadım. Kırmızıya boyadığı dudaklarının üzerinde dilini gezdirip hapı ağzının içine doğru yuvarladı. "Evet, Hayatımda hiçbir şeyi bu kadar istememiştim." Yeni bir hapı bu sefer benim için dudaklarının arasına yerleştirdiğinde dudağımın bir kenarı hafifçe kıvrıldı. Ben aklımı başımdan alacak hiçbir şey kullanmazdım. Adım ve soyadımdan başka bir bildikleri yoktu hiçbirinin. Küçümseyici bir ifadeyle fısıldadım. "İnsan, hep ulaşamayacağını ister zaten." Kızı geriye doğru itekleyip oturduğum yerden doğruldum. İçki kadehini sert bir şekilde masaya bıraktıktan sonra Kağan'a kalkması anlamında bir işaret verdim. Anlamasa da üzerine yapışan kızı itekleyip hemen yerinde kalktı. Omzumun üzerinden kıza baktım. "Furkan itine söyle, onunla işim daha bitmedi."

ZİFİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin