Zifiri 5 | Polisin Kızı

264K 11.3K 1.5K
                                    

Bölüm 5: Polisin Kızı

Kapı önünde duran Gamze elini sallayarak onu görmemi sağladığında babam "Arkadaş mı edindin sen?" diye sormuştu, benden bu güne kadar sosyalleşme adına hiçbir adım görmediğinden. "Galiba öyle oldu." dedim ben de emin olmayarak. Memnun bir ifadeyle "Sevindim, sevimli kıza benziyor." Dedi. Gamze soğuktan titreyen ellerini hadi dercesine sallarken gerçekten sevimli görünüyordu. Şişme beyaz bir mont giymiş, boynuna sardığı kalın atkıyla da gözü hariç tüm yüzünü kapatmayı başarmıştı. "Öyle." diyerek onayladım babamı. "Hadi soğukta bekletme arkadaşını, akşam beraberiz nasıl olsa."

Babamı başımla onayladım. "Görüşürüz." derken eğilip ellerini öptüm istemsizce. "Seni tam burada bekleyeceğim ona göre." dedim geç kalmamasını belirten bir ifadeyle. "Tam burada olacağım."

Ben kapıyı açarken telefonu yeniden çalmıştı. Soğuk önce bacaklarıma vurduğunda, ellerimi birbirine sürterek yere ayak bastım. Kapıyı kapatmadan önce babamın telefonu cevapladığını duydum. "Geliyorum hemen, ekipleri hazırlamaya başlayın." Kapı ellerimden kaydı. "Güvendiğiniz adamlar olsun sadece."

Onu duymadığımı düşünüp, göz göze geldiğimizde gülümsemişti. Gergince gülümsedim ve arabayı çalıştırıp gittiğinde orada öylece kalakaldım. Gece gördüğüm rüyadan sonra zaten içim hiç rahat değildi, bir de operasyona gitmesi iyice canımı sıkmıştı. "Ada." Biri kulaklarımın dibinde cırlayıp koluma girdiğinde tepkisizce yüzüne baktım. "Ne diye dikiliyorsun ki iki saattir burada? Gelmeni beklerken kardan adama dönecektim, yürü hadi. Ders başlamadan bir kahve içelim de içimiz ısınsın." Sesi titrerken bile neşeliydi, sabahın körü olması somurtmamasına engel değildi. "Olur, içelim." dedim aklım hala babamdayken.

Dersin başlamasına daha vardı, ayılmamı sağlayacak bir kahve fena olmazdı. "Ne kadar da yakışıklı bir baban var senin öyle, güzelliğini babandan aldın galiba." Buruk bir gülümsemeyle önüme baktım. Yavaş yavaş yürümeye başlamıştık. "Aslında anneme çektiğimi söyler babam."

"Eminim o da çok güzeldi." dedi samimi bir sesle. Hafifçe gözlerime kısıp yüzüne baktığımda "Seni izleyip, seninle gurur duyuyordur şimdi." diye ekledi. Bana üzüntüsünü belli eden sözler söylemek yerine güzel şeyler söylemesi hoşuma gitmişti. Acımı paylaşmak yerine acımı unutturacak şeylere ihtiyacım vardı. "Teşekkür ederim."

İstemsizce kolumdaki kolunu kabullenmeye başladığımı hissettim. O kolunu çıkardığında ben giriyordum koluna. "Ee, parti işini düşündün mü?" diye sordu kantine girdiğimizde. Aklıma bile gelmemişti. "Babamla konuşmadım." dedim. "Ve hala olumsuz bakıyorum ama seni de yalnız bırakmak istemiyorum."

Kantinciye para uzatıp kahveleri söyledi. "O zaman geliyorsun." Ela gözlerini heyecanla büyüttüğünde gözlerimi devirip gülümsedim. "Bilmiyorum, önce babamla konuşmam lazım. O izin verirse gelirim."

"Ah, çok rahatladım. Gelmeyeceksin diye çok korkuyordum." Tek kaşımı kaldırdım. "Geleceğimi söylemedim daha. Son sözü babam söyleyecek."

Omuzlarını silkti ve sırıttı. "Orası kolay." Kantincinin uzattığı karton bardaklardan birini bana uzatıp diğerini kendi avuçlarına aldı. Ağzına kapattığı atkıyı biraz çekiştirip sadece boynunun kapanmasını sağlayacak şekilde gevşetti. Kantin kalabalık olduğu için yeniden bahçeye çıkıp bir banka oturduk. "Çantamda harika bir katalog var. Annemin modacı bir arkadaşının elbiseleri. Hepsi o kadar güzel ki birinde karar vermek çok zor, bana seçerken yardım edersin değil mi?" Çok mu büyütüyordu acaba bu parti işini? Aslında onu bu hale sokan parti değil Emir'e güzel görünme çabasıydı. Farkındaydım ama bir yerden sonra saçma geliyordu. "Hiç aşık oldun mu Ada?"

ZİFİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin