Rein 'yürüyüşe gidiyorum, hemen dönerim' yazdığı kağıdı yatağının üstüne koydu. Dün herkesin bugün bir işi olduğundan emin olmuştu. Kimse ona bakmaya gelmeyecekti. En azından akşama kadar. Akşam yemeğini hep birlikte yediklerinden o zamana geri dönmesi gerekiyordu.

"Hadi gidelim" dedi Rein.

Raviel yanına yaklaştı. Elini kolunu sallayarak saraydan çıkamazdı çünkü aşağıda bir sürü asker vardı. Bildiği tüm gizli geçitler de dedesi tarafından kapatıldığından Rein hava perisinin yardımıyla saraydan çıkacaktı.

"Çok yüksek" diye mırıldandı pencereden baktığında. Sonra Raviel'e bakıp gülümsedi. "Beni düşürme sakın."

"Sanki düşürürüm de.." diye homurdandı Raviel ve pencereden çıkıp havada durdu. Rein onun kendisine uzattığı eli tuttu ve derin bir nefes alarak boşluğa adım attı.

"Vay be havada duruyorum!"

Rein ayağını kaldırıp indirdi. Sanki ayağının altında boşluk değil de toprak varmış gibiydi. Sertti. Rein Raviel'in çekiştirmesiyle ileri doğru bir adım attı.

"Senin için havayı sertleştiriyorum" dedi Raviel. "Şimdi izninle, biri seni görmeden hızlıca yere inelim."

Raviel kolunu onun omzuna doladı ve birlikte hızla alçalmaya başladılar. Düşüyorlarmış gibi Rein'i korkutacak bir hız değildi bu. Rein kalbinin heyecanla kasıldığını hissetti.

Babasının anlattığı gibi gökyüzünde olmak güzeldi.

"Gökyüzü.." diye fısıldadı Dha özlemle. Onun için bunun anlamı Rein için olduğundan farklıydı.

O ejderha olandı. Gökyüzüne ait olandı.

Uçuşları kısa sürdü. Bahçeye yavaşça indiler. Yuran uzanıp Rein'in dağılan saçlarını düzeltirken Raviel'e çemkirdi.

"Ne yaptın ya? Üstü başı dağılmış.."

"Uçuyoruz yani normal bu" dedi Raviel Yuran'ın ellerini itip Rein'den uzaklaştırarak. "Bırak ben düzeltirim."

"Ben senin-"

"Hey sakinleşin.." diyen su perisi Rein'den önce araya girdiğinde Rein gülümsedi. "Şimdi burada oyalanmanın zamanı mı?"

"O haklı" diyerek aralarından çıktı ve su perisinin yanında durdu Rein. "Hadi biri görmeden gidelim."

Yuran elindeki pelerini Rein'in üzerine örttü ve onu iyice gizledi. Su perisi ve hava perisi çok dikkat çektiğinden görünmez olduğunda Yuran da başka bir pelerinle kendisini gizledi.

"Şimdi olması gereken tek şey Lukan'ın bizi takip etmesi" dedi Rein Dha'ya gergin bir sesle.

Diğerlerinden uzaklaşıyor olmak onu biraz rahatlatıyordu ama biraz da korkutuyordu. Rüyalarında Lukan hep diğerlerine zarar veriyordu ve Rein bunun gerçekleşmesinden korkuyordu.

Ya Lukan onu takip etmeyip diğerlerine zarar verirse?

Bu düşünceyle saraydan uzaklaşırken gergindi. Olabildiğince hızlı ilerliyordu ama hala Lukan'ın onu izlediğine dair bir şey hissetmemişti. Saraydan çıkıp -duvarın üstünden atlamasına Raviel yardım etmişti- ormana daldı. Yuran ona yol gösteriyordu. Önceden gelip ormanda uygun yeri bulmuştu. Sarayın arkasındaki bu ormanın ağaçları çok sıktı ve Yuran bir boşluk yaratmak için birkaç tane ağacı köklediğini söylemişti. Daha sonra yerine yenilerini dikecekti.

Rein ormanın içinde yürürken hissettiği uğursuz hisle gülümsedi.

"İşe yaradı!" dedi Dha'ya. "Bizi takip ediyor!"

KIZIL EJDERİN UYANIŞIWhere stories live. Discover now