Odanın kapısı hafifçe tıklandığında Cynan geriye döndü ve kapıya yürüdü. Gelen kişi ona yardımcı olan askerlerden biriydi.

"Efendim, Kral uyandı ve sizi görmek istiyor.."

Cynan duyduklarına sevinerek hafifçe gülümsedi. Bu, gece boyunca ayakta kalmasına gerek olmadığı anlamına geliyordu.

Tabi Rohan kral olabilecek kabiliyete sahipse, diye düşündü içinden.

"Gidelim" dediğinde yan tarafındaki odanın kapısı açıldı ve Jaysen gözleri yarı açık bir halde dışarı çıktı.

"Cynan.." dedi hırıltılı sesiyle. Yüzünde renk yoktu ve çok kötü görünüyordu. "Ben de senin yanına gelecektim."

"Bir sorun mu var?" diye sordu Cynan ayakta sallanan adamın yanına yaklaşarak. "İkizler-"

"Onlar iyi" dedi Jaysen. "Yaralanmışsın.. seni iyileştireyim diye-"

"Gerek yok" dediğinde Cynan Lysbet kafasının içine tısladı. Cynan beden ısısının artmasıyla konuşmaya devam etti. "Ben iyiyim sen gücünü toparlamaya bak-"

Jaysen onu tutup kolundan içeri çektiğinde Cynan'ı çağırmaya gelen asker ileri atıldı. Cynan ona dışarıda beklemesini söylediğinde Jaysen'a bakmayı bıraktı ve itaatkarca başını salladı. Galiba askerler onu benimsemişti.

İçeri girip kapıyı kapattıklarında Jaysen yorgunca güldü.

"Bu seni içinde gördüğüm üçüncü saray" dedi sessizce mırıldanarak. "Üçünde de senin sözün geçiyor."

Cynan odadaki büyük yatakta kıvrılıp uyuyan ikizleri gördüğünde hafifçe gülümsedi ve Jaysen'ın odaya sonradan koyulmuş olan küçük yatağa kendisini çekmesine izin verdi.

"Birine ihtiyaçları vardı" dedi fısıldayarak, Jaysen arkasına geçip onun gömleğini yukarı sıyırırken. Hafifçe öne itildiğinde yarasının olduğu kısım gerildi ve dişlerinin arasından bir inleme kaçtı.

"Ben uyumadan önce Alin söyledi yaralandığını" dedi Jaysen. "Tüm gün bu yarayla koşturman delilik! Daha önce yanıma gelmeliydin ve beni uyandırmalıydın-"

"Önemli bir şey değil Jaysen" dedi Cynan sırtında hissettiği sıcaklıkla gözlerini kapatarak. "Tamamen iyileştirmene gerek yok-"

"Sus be" diye mırıldandı Jaysen. "Şu kadarcık yarayı iyileştirmek beni öldürmez."

Cynan sıcaklıkla beraber acısının da kaybolmasıyla Jaysen'a teşekkür etti ve gerindi. Tüm gün kambur gezmek kaslarını fena yormuştu.

"Alon nasıl?" diye sordu ikizlere bakarken.

"Sabaha uyanır diye düşünüyorum" dedi Jaysen. "Yarası iyi. Şimdi de Rein'e bakmaya gideceğim. Sonra yine dinlenmem gerek, bir şeyler yesem de iyi olur aslında aç hissediyorum.."

"Odaya getirmelerini söyleyeceğim" dedi Cynan başını sallayarak. "Yiyecek pek fazla çeşit yok ama karnını doyurur."

Jaysen ona önemli değil dercesine elini salladı ve kapıya doğru yürüdü. Cynan onun peşinden gitmeden önce büyük yatağa yaklaştı ve Alin'in üstünden kayan örtüyü yukarı çekti. İkisi de mışıl mışıl uyuyordu. Cynan onlara oda ayarladığında Jaysen'a Alin'i uyutacak bir şey vermesini söylemişti. Alin'in de dinlenmeye ihtiyacı vardı ve zorla olmadığı sürece bunu yapmayacağını Cynan biliyordu. Üstelik yanı başında olup durmadan konuşmasını kaldırabileceğini sanmıyordu. Tonla işi vardı sonuçta.

"Gidelim" dedi bir kez daha askere. Asker başını sallayıp önüne geçti ve hızlı adımlarla yürümeye başladı. Cynan onu aynı şekilde takip ederken bedeninin hafifliğine sevinmediğini söyleyemezdi.

KIZIL EJDERİN UYANIŞIWhere stories live. Discover now