•56•Elveda•

11.3K 1K 260
                                    

Chansoo'nun bedeni yere yığılırken korkuyla geri çekildim.

Polisler çoktan eve girdiğinde beni dışarı çılarttılar. Evin önüne 4 tane ambulans gelmişti. Biri yaralı polis memuru için, biri Chansoo 'nun cesedi için biri de annem için...

Hastaneye giderken pansuman yapılsa bile acıyı hissetmiyormuş gibi tepkisiz kaldım.

Hastaneye geldiğimde bir yakınımı aramamı istemişlerdi, Jungkook'u aradım fakat açmamıştı.

Saatler sonrasında telefonunu kullandığım polisi memuru yanıma geldi ve aradığım numaranın kendisini aradığını söyledi.

"Alo? "

Sesi uykulu gibiydi.

"J-jungkook, benim, Minjae-ya. "

"Sen miydin?  Ben de seni arayacaktım, bugün doğum günün! "

Bugün 27 Mart 2013'dü.

"Ben... Ben-"

"Sana oynadığım oyunu beğendin mi?  Aslında yurt dışına çıkıp sana hediye almıştım. "

Telefonu yüzüne kapatıp ağladım. Diyecek o kadar fazla şeyim varken ağzımdan tek bir kelime bile çıkmıyordu.

Annemi kaybetmiştim.

sözcüklerin kiyafetsiz kaldığı anlardan biriydi.

İfadem alındıktan sonra Seri Katil polis memuru dosyası kapandı.

O da ölmüştü hem de arkasında koca bir sır bırakarak...

Oğlu mu vardı?

Hastanede öğrendiğime göre annem ve Chansoo tüm mal varlığını bana bırakmıştı.

Annemi anlamıştım fakat Chansoo....

Gerçekten de oğlu var mıydı?  Belki de çocuğuna bakmam için bırakmıştı mirası?

Hastaneden çıktıktan sonra annemin cenazesini yaptım.

Yakın arkadaşları ve kardeşleri geldiğinde yaşanan üzücü olaylardan dolayı hepsi perişan olmuştu. Teyzelerim bana Busan'a gelmemi teklif etse de dinlememiştim.

Ben, annemin istediği gibi avukat olacaktım.

2 hafta sonra fakülteye gittiğimde çoğu kişi yaşananları bilmiyordu. Medyanın ağzını kapamayı becermiş, olayın yayılmasını engellemiştim.

Yorgun ve çökük bedenim kampüsün bahçesinde ilerlerken Jungkook ile karşılaştım.

"Minjae-ya! "

Yanıma koşarak geldiğinde elimle onu durdurdum.

"Daha fazla yaklaşma. "

"Ne oldu Minjae-ya?  Doğum günün için sana parti ayarladım ama sen gelmedin. Neden telefonlarıma cevap vermiyorsun? "

"Jungkook, artık seninle görüşmek istemiyorum. "

"Ne? "

"Çok yoruyorsun beni, artık seninle uğraşamam. Beni çok boğuyorsun. "

"Ah!  Anladım, benim sana yaptığım gibi sen de bana yapıyorsun! "

Dediğinde eğildim ve dudağını öptüm. Hemen sonrasında kafasını göğsüme yasladım.

"Duyuyor musun kalbimi?  Bak, artık atmıyor. Kalbim artık senin için atmıyor. "

Dedim ve karşımdaki bedeni yavaşça geçtim.

"Elveda Jungkook... "








Ya tam dayaklığım he. Flfnlfmf

BLOOD OF JUNGKOOK¹ • JJKWhere stories live. Discover now