•34•Jin•

13.8K 1.2K 185
                                    

Yoğun karanlık ve soğuk suyun tenimden ayrıldığı vakit, kurtulduğumu idrak ettim.

"Yah! Minjae-ya! Yah! Yardım edin! "

Ses tanıdıktı fakat duymak istediğim bir ses değildi.

"Yardım edin! Kimse yok mu?!

En sonunda burnum kapandı ve sunni teneffüs için dudaklarım kalın dudaklarla kapandı.

Derin bir nefes alarak doğruluğumda burnumdan sular akıyordu.

"İyi misin?! "

Seokjin karşımda endişeyle bana bakarken yorgun yakışlarım ayağımdaydı.

O lanet kız az daha beni öldürecekti.

"İyiyim... "

"Kalk ,hastaneye gidiyoruz."

"Ben, istemiyorum. "

"Salak salak, yoksa sen intihar mı ediyordun? "

"Elbette ki hayır! "

"O zaman söyle, sana bunu kim yaptı? "

Sustuğumda üşüdüm ve titremeye başladım.

Beni kaldırıp soyunma odasına götürdü.

"Üstünü değiştir, benim eşofman takımın burada var. "

"Kolum acıyor. "

Dedim ve arkamı döndüm. Jin'e döndüğümde gözlerini pörtletti.

"Ne oldu? "

"Bıçak izi... "

"Ne?! "

Dedim ve elimi koluma attım, sırtımdaki sızı çoğalırken gözlerim doldu.

O ise dolabından kıyafetleri çıkarıp kenara koydu.

"Üstündeki gömleği çıkartmana yardım edeyim mi? Yoksa kuzenimi mi çağırayım? "

"Kimseyi çağırma. Gel şunu Çıkart üstümden. "

Dedim ve sızlayan kolumu daha çok tuttum.

Yaklaştı ve bakmadan düğmeleri çözmeye çalıştı, bu nazik tavrı gülmeme neden olmuştu.

"A-ah! "

"Acıttım mı? Daha yavaş olacağım. "

Dedi ve gömleği yavaşça kolumdan çıkarttı.

"Sanırım revire gitmen gerekiyor, düşündüğümden derin gibi. "

Dediğinde umursamazca sweatshirtü giydim.

Öylesine acımıştı ki....

"Minjae-ya , ben kuzenimi çağırayım sana yardım etsi-"

"Kimse bilmeyecek. "

"N-ne saçmalıyorsun? Ne demek kimse bilmesin? "

"O kızı kendi ellerimle öldüreceğim. "

Dedim ve altıma zoraki giydiğim eşofman altıyla sınıfıma girdim. Polar üstün altından kanayan kolum açıkça gözüküyordu.

Kırmızı lekeler her geçen saniyede büyüyordu.

Çantamı alıp okuldan çıktım.

Karakola gittiğimde artık kolumu hissetmiyordum.

"Minjae-ya! "

Koluma dikkat ederek bir sandalyeye oturdum. Chansoo geldiğinde hastaneye gitmiştik.

"Bunu o kız yaptı. "

"Anladım. "

Dedi.

Ertesi gün okula gittiğimde herkes birbiriyle konuşuyor, harıl harıl sohbet ediyordu.

"Kangnam'ın eski kız arkadaşı ölmüş... "

"Kıza yazık oldu... "

Duyduğum şeylerle vücudumdaki kanın çekildiğini hissettim.

Kalabalığın arasından Seokjin'in yanına gittiğimde o daha endişeliydi.

"Duydun mu? "

Dediğimde bana bakmadı bile.

"Yah! Jin, sana diyorum. "

Dediğimde bana döndü ve kulağıma fısıldadı.

"Başımız dertte. "

Gittiği yeri takip ederek onun peşinden ilerledim.

"Ne oldu? "

"Minjae-ya, seni havuzdan çıkarttığım fotoğrafları yayılmış. "

"Ne nasıl? "

"Hem de fotoğrafların üstünde oynama yapılmış, seni öpüyormuşum gibi çıkmışsın. "

"İnanamıyorum... Peki nasıl oldu da herkes bizi konuşmuyor? "

"Jungkook siteyi hacklemiş. Ben ve sen etikeylendiği için bildirim geldi. Ama yakında okula yayılır. "

Jungkook o fotoğrafları görmüş müydü?

"Fotoğraf nasıldı? "

Dediğimde cebinden çıkardığı telefondan fotoğrafı gösterdi.

"Siktir, bunu Jungkook gördü mü? "

Dediğimde sinirle bahçeye çıktım.

Ben şimdi ne yapacaktım? Benim boğulmama neden olan kız, Jungkook ile işbirliği içerisindeydi.

Kız öldü ve Jungkook yaşıyordu.

En önemlisi yaşamaması gereken ben sapasağlamdım.

Eğer katil Jungkook katil ise, kesinlikle beni en müsait bir anda öldürecekti.

Ne yapmam gerekiyordu?

Chansoo'yu aramalı mıydım?

O sırada birisi yaralı omzumu sıkarak beni dürttü.

Arkamı döndüğümde sert bir yüzle karşılaştım.

"Sanırım konuşmamız gerekiyor, Min. "

Dediğinde yutkundum.

Bu sefer gerçek bir katili andıran gözlerine uzunca baktım.

Bu gözler tek bir kişiye ait olabilirdi.

Jeon Jungkook.
.
.
.
.
.
.
Naberrtr fkkflfmf ekşınnn

BLOOD OF JUNGKOOK¹ • JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin