•5•Hafıza•

21K 1.6K 434
                                    

Okuldaki 3. haftamdı. Artık okula alışmıştım. Yaram da iyileşmeye başlamıştı.

Bu hafta karakola gidip ifade verecektim fakat hiçbir şey hatırlamıyordum.

Ne yapacağımı kara kara düşünürken birine çarptım. Özür dileyip yoluma devam ettiğimde biri kolumu tuttu.

Kafamı kaldırdığımda bu kişinin Yoongi olduğunu fark ettim.

Son sınıflardan Taehyung'un tayfasından biriydi.

"Bakar mısın? Biraz paran var mı? Şuradaki kediye süt alacağım ama market paramı bozamıyor. "

Elimi cebime attım ve tüm bozuk paramı ortaya çıkardım. Tam elimden alacakken avcumu kapattım.

"Sana güvenmiyorum. Beraber süt alalım. "

Dediğimde sinirle gülümsedi. Marketin yolunu gösterirken 3 kutu süt almıştık. Biri muzlu diğer ikisi sade süttü. Muzlu sütü gördüğünde kailarını çattı.

"Kediler muzlu süt içmez ki? "

"O kedi için değil, benim için. "

Gözlerini devirdikten sonra kedinin bulunduğu yeri tarif etti.

Dediği yere geldiğimizde kedi yoktu. Sırıtıp ona döndüm.

"Bir daha bana yalan söyleme. Sırf büyüksün diye senden küçüklerden para koparamazsın. "

O ise bana değil arkama bakıyordu, ben de arkama döndüğümde elindeki kediyle yanımıza gelen Jungkook'u gördüm.

Gerçekten de bir kedi vardı!

Utançla başımı önüme eğip süt poşedini Yoongi'ye uzattım.

"Aynı bir kediye benziyorsun, yavru kediye. "

Duyduğum şeyle başımı kaldırdım. Yanaklarım sanırım kızarmıştı.

"Fakat kediler utançtan domatese dönmez, sen nasıl bir kedisin pisicik? "
Dedi ve kafamı okşadı. Süt poşedinden muzlu sütü çıkartıp bana uzattı.

"Sütler için teşekkürler. "

"Önemli değil. "

Diyip Jungkook 'un kucağındaki kediyi okşadım. Jungkook ise bir adım geriye gitti. Kafamı kaldırıp kaşları çattım ve bir adım daha attım.

O ise kediyi üstüme fırlattı. Kedi pençeleriyle yüzünde çizikler oluştururken acıyla bağırdım.

"Yah! Jungkook-ah! Ne yapıyorsun? "

"Hyung, bunun gibi bir orospuyla konuşmanı istemiyorum! Geçen ay sevgilisini okula getirdi ve Taehyung ile tanıştırdı. O günden beri Taehyung iyi değil, derslere bile odaklanamıyor! "

Bu benim suçum değildi. O, buna inanmak istemişti.

Azıcık bile irdelememişti, halbuki ben o öğrensin diye Chansoo'yu okula getirmiştim.

Yüzümden akıp giden kan gömleğime damladığımda hızla Jungkook 'un üstüne atladım.

Okula geldiğimden beri benimle uğraşıyordu.

Önceleri benle konuşmazdı bile!

Saçını tutup tokadı yaptırdım. Şok olmuş biçimde kala kaldığında Yoongi yere düşen kediyi yakaladı ve süt poşediyle gitti.

O kadar umursamazdı ki Jungkook'a yumruk attığımda yerdeki poşeti düzeltmekle meşguldü.

Sonunda tekrardan başbaşa kaşdığımızda hızla sordum.

"Senin derdin ne? Neden sürekli benle uğraşıyorsun? Bela mısın oğlum sen? "

"Arkadaşımın senin yüzünden üzülmesi sinirlerimi bozuyor .Ben de senin sinirlerini bozuyorum. "

"Ne o, yoksa beni öldürecek misin? "

Bunu dememle omuzlarımdan itti ve karnıma tam tekme atacakken tesr döndüm ve sırtıma gelen darbeyle sızlayan yarama elimi koydum.

Kanıyordu.

Merdivenler.
Atlamam.
Katil.

Hatırladıklarımla başıma saplanan acıyla bayıldım.

.
.
.
.
.
.
.
Gelen yorumlarla götüm kalktı ve dedim ki okurlarım bir yb hak ediyor djpdkrpfjlrmf

Yorum yapmayı unutmayınnnn

BLOOD OF JUNGKOOK¹ • JJKTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang