4.2

814 28 73
                                    

Melsi'den;

"Demiştim."diyerek tepemde dikelen Lara'yı duymamaya çalışarak elimdeki hamilelik testine şaşkınca bakıyordum.Bunu beklemiyordum,tuvalete girerken bile gülüyordum ve ciddi anlamda bunu beklemiyordum.Hem... Bir kere bu saçma şeyin yanılma ihtimali vardı,güvenmiyordum.Güvenmek istemiyordum da denebilir.Derin bir nefes aldım ve "Hayır,hayır... Buna güvenmiyorum."dedim ve dediklerini duymazlıktan gelip tuvalete girip hamilelik testini çöpe attım.Almam başlı başına saçmalıktı.

İreöm'den;

Öylece esneyerek yataktan doğrulurken;kapı açıldı.Calum,ondan hiç beklemediğim bir tatlılıkla;elinde tepsiyle odaya girdi.O kadar sevimli gülümsüyordu ki,elimde olmadan tebessüm ettim ve sırtımı,yatağın başlığına dayadım.Bugün benim doğum günümdü,sanırım bu romatikliğinin sebebi çok açıktı.Yanıma geldi ve tepsiyi kucağıma bırakıp yatağın kenarına hafifçe oturdu.Krep yapmışlardı ve krebin üstünde nutella sürülüydü,üzerine çileklerden kalp yapmışlardı.Portakal suyu vardı ve ayrı küçük bir tabak da çileklerim vardı.Başımı kaldırdığımda,Calum'un aşk dolu bakışlarıyla içimin eridiğini ve kalbimin atışlarının hızlandığını hissettim.Tanrım... Sol elini yanağıma koydu,alnını alnıma yasladı ve "Hayatımı mükemmelleştiren insan,benim tatlı küçük bebeğim iyiki varsın.Seni her şeyden çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?"diye mırıldandı.Sadece... Ufak birkaç dokunuş ve sözle,nasıl oluyordu da kalbimin bu denli hızlı atmasını saylıyordu bilmiyordum ama,ona aşık olan küçük kızmışım gibi hep hissettiriyordu ve bu sanırım,hiç sona ermeyecekti.Hah,gerçi sona ermesini de istemiyordum.

"Biliyorum Hood,bende seni çok seviyorum."diye mırıldandım.

"Yakında sende Bayan Hood olacaksın."dedi sırıtarak ve dudağıma minik bir öpücük kondurdu.Hangisine daha çok heyecanlanmalıydım bilemiyordum.Ama kesinlikle şanslıydım,buna emindim.Geri çekildiğinde,elini yavaşça yanağımdan çekti ve "Şimdi kahvaltını et bakalım doğum günü kızı,güzel ve yorucu bir gün seni bekliyor."derken göz kırptı.Bunu nasıl anlamam gerekiyordu bilmiyordum ama çoktan fesat anlayıp kızarmış ve kıkırdamıştım.

"Pekala o halde babacık,sen kahvaltını ettin mi?"dedim gözlerimi kısarak.Elini ensesine attığında,bunun hayır olduğunu anlamıştım.Göz devirdim ve krebin,çilekli bir kısmını kesip Calum'un ağzına doğru götürdüm.

"Güzelim,o senin."

"Senin,benim diye bir şey yok Hood,şimdi aç ağızını."dedim kıkırdayarak... Bazen gerçekten küçük bir çocuk gibi oluyordu.Fazlasıyla mızmız,fazlasıyla tatlı oluyordu ve öyle anlarda ben,küçük bir bebeğimiz olsa;tıpkı ona benzeyen... Nasıl olurdu diye düşünmeden kendimi alıkoyamıyordum.

------

"Pekala,doğum günümü kutlamak için bir yere gittiğimizi biliyorum ama artık nereye gittiğimizi söyler misiniz?"dedim göz devirip arkama yaslanırken.Sabahtan beri zaten bir şeyler yapıyorduk,dışarıda kutlamaya gerek olmadığı gibi bir de Calumlar önceden oraya gitmiş ve bizi bekliyorlardı ve neredeyse 20 dakikadır yoldaydık.Melis göz devirdi ve "Yeter."diye mırıldandı.Yetmezdi.Bende göz devirdim minik gri el çantamdan telefonumu çıkardım.Saat 8'e geliyordu.Ofladım ve geri koyup kızlara baktım.Hepsi elinde telefonla başka alemlerdeydi.Melis;siyah,dar,kısa ve sırtı fazlasıyla açık bir elbise giymiş,saçlarını da düzleştirip önden 2 tane örmüştü ve fazlasıyla güzeldi.Gerçi hepsi öyleydi çünkü benim arkadaşlarımdı.İstemsizce gülümserken,Lara'ya baktım.Siyah bir tulum giymişti ve saçlarını tepeden toplamıştı.Esin,kırmızı göğüsü dekolteli bir elbise giymişti ve saçları hafif dalgalıydı.Bense... Tabiki pembe bir elbise giymiş,göğüs dekoltesi olan ve dar bir elbiseydi.Saçlarımı hem dalgalandırmış hem de Melis'inki gibi örmüştük.

Baby •5Sos•Where stories live. Discover now