Taam taam bu benim anlatımımdan başlayan son bölüm,ehehee...
----
İreöm'den;
Saat'e baktığımda;gecenin 4'ü olduğunu gördüm.Hala düşünmekten uyuyamıyordum.Ağlamak istiyordum ama ağlarsam;kızların kızacağını biliyordum.Calum,ona görüntülü koşunurken söylediğim şey'e;cevap bile verememişti.Bu doğru olduğu anlamına gelirdi değil mi? Yoksa cevap verirdi,inkar ederdi.O ise,susmayı tercih etmişti.
Ofladım ve sağa dönüp yastığına sarıldım.Yastığında kokusu vardı ama şuan beni mayıştırmak yerine,uyumamı zorlaştırıyordu.Ne olacaktı şimdi? Ne olacaktık biz? Bitmesi gerekiyordu,değil mi? Eğer inkar etseydi,inanmasam bile affederdim.Belki de affetmezdim,bilemiyorum.Ama o yine de bir şey dememişti.İnkar etmesini,bir şey söylemesini mi isterdim bilemiyorum ama... Sanırım öyleydi.
Birden,komidinimin üzerindeki telefonum titremeye başladığında;soluma dönüp telefonumu aldım.Arayan Calum'du.Açmak ile açmamak arasında giderken;açmış bulundum.Telefonu kulağıma götürdüm ve derin bir nefes alıp bir şey demesini bekledim.Ama o sessizdi.Duyduğum tek ses;yüksek sesli müziğin sesiydi.Kaşlarımı çattım.
Ve o sırada;Calum'un "Telefonu açtı."diye bağırdığını duydum,bu daha çok kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.
"Sevgilim?"sesini daha yakından duyduğumda;kalbimin hızladığını hissettim ve sertçe yutkunup Efendim Calum?"dedim.
"Özür dilerim."diye mırıldanırken,sarhoş olduğunu fark ettim.Hey,yarın konserleri vardı ve o içiyor muydu? Ah,yani merak ettiğimden değildi.Banane ki ondan,değil mi?
"Sen sarhoş musun?"diye sordum kendimi tutmayıp.
"Evet,aşk sarhoşuyum."dediğinde,gözlerimi kapattım ve başımı geriye atıp derin bir nefes aldım.Kalbime öküz oturmuştu...
"Yanında kim var?"dedim ağlamamak için kendimi tutarken.
"Çocuklar burada."dediğinde,gözlerimi açarken;yatakta doğruldum.Hepsi içiyor muydu,hemde bizden habersiz?! Bir şey demeden telefonu suratına kapattım ve yataktan kalktım.
Melsi'den; Gözlerimi ovuştururken,gidip koltuğa oturdum.İrem sırayla hepimizi gelip uyandırmıştı.Ve gerçekten sinirli gözüküyordu.Gecenin saat 4.30'unda,ne olmuş olabilirdi ki?
Karşımıza,tam televizyonun önüne geçti ve derin bir nefes alıp "Bizim çok sevgili,muhteşem sevgililerimiz,"dedi Esin'e bakarak "Senin çok sevgili nişanlın ve seninde kocan,"derken;önce bana sonra Lara'ya bakıp devam etti "Bizden habersiz,bardalarmış."dediğinde;gözlerim şaşkınlıkla açıldı.Bi saniye,şaka falan yapıyordu değil mi? Yarın konserleri vardı,bara falan gidemezlerdi.
"Üzgünüm,ciddiyim."dedi ve telefonunun ekranını bize çevirdi.Sadece Luke ve Ash vardı.Önce Esin'e,sonra Lara'ya baktım.Esin,şaşırmış gibi duruyordu.Lara ise ruhsuz bir şekilde,tek bir tepki vermeden durmuştu.Bu biraz... Korkutucuydu? Evet,biraz öyleydi.
"Calum aradı az önce."dedi tekli koltuğa otururken "Salak saçma bir şeyler zırvaladı,yanında kim olduğunu sordum bende,hangi salak içmesine izin verdi diye;o da 'çocukla burada'dedi.Hepsinin salak olduğunu unutmuşum."haklıydı,hepsi salaktı.Söylediği şey komikti ama;hiç birimiz buna gülemeyecek kadar sinirliydik.
"Bir de bana 'Luke'a güvenmiyor musun?'diye sordun,güvenince ne olduğunu gördük."diye bağırdı Lara yerinden kalkarken.İrem bir şey demeden sessizce yerine sindi.Lara'nın ne yapacağına bakıyorduk.Gidip İrem'in masaya bıraktığı telefonu aldı ve birini arayıp telelefonu kulağına götürdü.Ama daha fazla sinirlenmişti,telefonu koltuğa fırlatırken "Harika,telefonu kapalı."dedi.Anlaşılan Luke'u aramıştı....
Hızla yerimden kalktım ve merdivenleri koşarak çıkıp odamıza girdim.Michael'ı aramam lazımdı.
2.çalışta telefonu açmıştı,derin bir nefes alıp "Nerdesin Gordon?"diye sordum.Bir şey olduğunu anlaması gerekiyordu,genelde ciddi olduğumda ona 'Gordon'derdim...
"Uhm..."diye mırıldandı ve "Oteldeyiz."diye devam etti.Harika...
"Otelin kaldığınız bölümünde misiniz,yoksa eğlence bölümünde mi?"dedim sinirle gülerek.
"Şey,sorun ne?"dediğinde;derin bir nefes aldım ve "Soruma soruyla cevap verme,Gordon."dedim.
Melis'ten sonra,İrem ve Lara bakışırlarken;ayağa kalktım.Sanırım gidip Ashton'ı aramam lazımdı.Sevgili olmamamız,ona hesap sormayacağım anlamına gelmezdi değil mi? Sonuçta flört ediyorduk,geçen yıla dayanan bir flört dönememiz vardı.Tabiki hesap vermek zorundaydı.
Odama girip yatağa oturdum ve telefonumu elime aldım.Ve o sırada,telefonum çalmaya başladı.Ash arıyordu.Derin bir nefes alıp telefonu açtım ve telefonu kulağıma götürdüm.
"Uhm,senden önce arayıp anlatmam gerektiğini düşündüm."dediğinde,sessiz kaldım.
"Melis,Michael'o aramış.Lara'da Luke'u... Tabi Luke'un telefonu kapalı olduğu için yeni fark ediyor ama her neyse."Bu davranışı beni mutlu etmişti ama bu ona sinirli olduğum gerçeğini değiştirmezdi.
"Calum,İrem'le konuştuktan sonra içmeye gitti.Biz de doğal olarak;arkadaşlık görevimizi yaptık ve yanına gittik."dediğinde,göz devirdim ve "Ama çokta eğleniyor gibiydiniz."dedim.
"Güzelim..."diye mırıldandığında,kalbimin atışı hızladı ama yine sakinliğimi korumaya çalıştım.Güzel sözlerine kanmayacaktım.
"Sadece biraz içtik."dediğinde,göz devirdim. "Yani eğlendiniz?"cevapsız kaldığında,ben cevabımı zaten almıştım.
"Size iyi eğlenceler Fletcher."diyip telefonu suratına kapattım.
Telefonu göz devirirken açtım ve kulağıma götürdüm.Ona sinirliydim.Benden habersiz bok yediği yetmiyor gibi,bir de telefonu kapalıydı.
"Efendim?"derken,sinirimin sesime yansımasına engel olmaya çalışmadım.Derin bir nefes aldığını duydum ve "Lara,güzelim?"diye mırıldandı.Sinirle güldüm ve "Ne var Lucas?!"diye bağırdım.Sinirime hakim olmayacaktım çünkü hakkediyordu.
"Özür dil-"diyordu ki "Hangisi için Hemmings? Benden habersiz bok yediğin için mi,telefonun kapalı olduğu için mi? Ha?"dedim.
"Her ikisi içinde."
"Ne var biliyor musun? Sadece siktir git Hemmings."dedim ve telefonu kapattım...
Bana geliyolar bugünlerde... Dünden beri galiba attığım 3.bölüm bu 🌚 Bu arada bana ilham veren Ash'in hikayesi için Ash'e teşekkürler aşxöwlaqlad Onu da şöyle bırakayım 👇🏻
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
