64. BÖLÜM

9.6K 897 231
                                    


Ejderhalar gelmişti.

Cynan herkes gibi gökyüzünde süzülen ejderhalara bakarken şaşkınlıkla donup kalmıştı. Sanılanın aksine ejderhaların yok olmadığını biliyordu ve en yakınlarından birinde ejderha kanı vardı. Ama daha önce hiç ejderha görmemişti ve şimdi karşısında birden fazla ejderha vardı.

Kulağına uzaktan çığlıklar geldi. Cynan ejderhaları görüp çığlık atmayı düşünenlerin kaçıp saklanmayı da düşünmesini dilerken kaçabilecek bir yer olup olmadığını da merak etmiyor değildi.

Çığlıkları düşünmeyi bırakıp tekrar gökyüzüne baktı.

Saraya doğru uçan kahverengi ejderha dışında diğerleri gökyüzünde dolanmaya devam ederken Cynan kendisine gelmeye ve neler olduğunu çözmeye çalıştı. Bildiklerini düşündü.

Bu ejderhalar babasının anlattığı kadar büyük değildi. En büyüğü olan ejderha saraya giden kahverengi ejderhaydı ve onun da boyutu iki katlı bir ev kadardı. En küçüğü de onun yarısı kadar anca vardı. Cynan onların henüz erişkinliğe ulaşmadığını düşündü ve biraz rahatladı. Gözleri her an saldırabilirmiş gibi şehrin üzerinde dönüp duran ejderhaları taradı.

Uçup giden kahverengi ejderhayla birlikte on üç ejderha vardı.

"Cynan! Cynan!"

Alon'un onu sarsmasıyla bakışlarını gökyüzünden çekmeden konuştu. Gözlerini ejderhalardan ayırmak istemiyordu. Ejderhalar sarayın çevresinde uçmaktan vazgeçecek gibi görünmüyordu ve bu da Cynan'ın takip etme işini kolaylaştırıyordu.

"Ne?"

"Bu da ne?" diye sordu Alon. "Rein'le ilgili mi?"

"Nereden geldi bu ejderhalar?" diye sordu Alin de.

"Biliyor gibi mi görünüyorum-" dedi Cynan. Yeşil bir ejderha şehre doğru alçalınca Cynan irkildi ve ikizleri yakalarından tutarak arkasındaki evin gölgesine doğru çekti.

"Ortalıkta durmayın!" diye bağırdı diğerlerine. "Saklanın!"

Onlara yardım etmek için yanlarında olan çocuklar Cynan'ın dediğini uygulamakta gecikseler de tüm grubu sokaktaki evlerin duvarlarına dayanmıştı. Cynan ejderhanın yakınlarından uçup gitmesini sessizce izlerken güçlü kanatlarının oluşturduğu rüzgara maruz kaldı. Ejderha hiçbir şey yapmadan tekrar yükseldi ve gökyüzünde dönmeye başladı.

Bütün bunların bir açıklaması olmalıydı ve Cynan tüm benliğiyle Rein'in bu olanlarla yakından alakalı olduğunu hissedebiliyordu.

Bir şeyler öğrenmek için ejderhalara soru soramayacağına göre tek seçeneği Rein'i bulmaktı. Üstelik onun güvenliğinden de emin olmalıydı.

Saraydan bir çan sesi yükseldi ve tüm şehre yayıldı. Acil durumlar için kullandıkları bir şey olmalıydı. Ejderhalar sese aldırmadı.

"Ne yapacağız şimdi?" diye sordu Alin sabırsızlıkla. "Ne olacak?"

"Ejderhalar bize saldıracak gibi durmuyor" dedi Alin, Cynan ona cevap vermek yerine ters ters baktığında. "Bir şeyi bekliyorlarmış gibi."

"Kesinlikle" dedi Alon kardeşi susunca. "Esas soru bize saldırmaya karar verirlerse ne olacağı.. biz onlarla baş edemeyiz."

"Bu mümkün değil zaten Alon hepimizi yerler" dedi Alin bilmiş bir sesle.

Cynan hala gökyüzünü izlerken sessiz bir ortamda kalmayı tercih ederdi ama ikizleri susturmaya kalkıştığında daha büyük bir gürültüyle karşılaşma olasılığı olduğundan buna katlanmak zorunda kalmıştı. Diğer herkesin sustuğu ortamda onlar hiç etkilenmemiş gibi sohbet ediyordu.

KIZIL EJDERİN UYANIŞIWhere stories live. Discover now