KARDEŞ

392 26 12
                                    

Etrafıma baktım. Bir sürü insan vardı. Yaşlı insanlara o olup olmadığını sordum ama kimse cevap vermedi. Sonra küçük çocuklara sordum onlarda cevap vermedi. Tam başka birine soracaktım ki karşımda bana bakan ve gülümseyen birini gördüm.

- Beni gördün.

Karşımda olan kişi aklımdaki kişiyle hiç uyuşmuyordu. Bana doğru yaklaşmaya başladı. Sonra elimden tuttu ve dönme dolaba doğru koştuk. Diğerleri binmeye hazırlanıyorlardı. Bizi binerken gördüler. Alet hareket etti. Bir süre ona hiç konuşmadık. Elimi hala bırakmamıştı. Ayrıca çok yakışıklıydı. Utanarak elimi çektim.

- Neden bindik?

- Herkes binerken ezik gibi orada oturmak yerine bence başka biriyle binmek daha havalı.

O an aklıma çok saçma bir fikir geldi. Ve aniden söyledim.

- Yalandan sevgilim olur musun?

- Ne?

- Seninde dediğin gibi ezik gibi görünüyorum. Sadece bugünlük. Kabul etmezsen birşey diyecek halim yo-...

- Tamam.

- Ne? Niye bu kadar çabuk kabul ettin?

- Benimde canım sıkılıyor zaten. Biraz eğlenirim. Ama bir şartım var.

- Ne?

- Ben ne dersem onu yapacaksın. Saçma veya değil. Her şeyi. Ayrıca bana " mal, salak, gerizekalı" demek yok. Kısaca senin sahibin olacağım. Ne dersem o.

- Peki.

Artık ezik gibi durmayacağım için mutluydum.

- Kaç yaşındasın?

- Niye sordun?

- Öylesine.

- 19.

- Peki.

- Hadi iniyoruz.

Elimi yine tuttu ve indik. Diğerleri de indiler.

Min Jae:

- Yoona bu kim?

- Evet unni bu kim? Ayrıca el ele tutuşuyorlar .

Öne çıktı.

- Ben sevgilisiyim.

Wonwoo:

- Pek de yakışıklı değilsin.

- Zaten önemli olan senin değil Yoona'nın düşüncesi. Tanıştığıma memnun oldum.

Suzy:

- Ay abi çok yakışıklı baksana. Bende Suzy. Tanıştığıma memnun oldum. Senin ismin ne?

- In Ho.

Min Jae:

- Bende Min Jae.

- Tanıştığıma memnun oldum.

Wonwoo:

- Hadi şimdi trene binelim.

Bu sefer tek kalmayacaktım. Oturduk. Tren ilk başta yavaştı. Sonra hızlandıkça korkmaya başladım. Ve o korkmamam için elimi tuttu. Bir an tüm korkum gitti. Trenden indik. Bir cafede oturduk. Ben onu başka bir masaya çağırdım.

- Gerçek adın In Ho mu?

- Hayır.

- Ne?

- Joon Seo.

- Soyadın yok mu?

- Var ama sana söyleyemem.

- Sadece sana nasıl sesleneceğimi bulmak için sormuştum.

KATİL KİM? Where stories live. Discover now