28.BÖLÜM - YALNIZLIK

506 186 691
                                    


Herkese merhaba! Sizleri beklettiğim için çok üzgünüm. Bölümü bayram öncesi paylaşacağımı söylemiştim lakin yaklaşık bir aydır kendimi beklenmedik ani bir yoğunluğun içerisinde buldum. Öncelikle geciktirdiğim için sizlerden özür diliyorum. Bölümü tam anlamıyla düzenleyemedim maalesef ama sizleri bekletmemek adına atmak istiyorum. Diğer bölümde bu düzenleme durumunu telafi edeceğimi bilmenizi isterim.


Oy, yorum ve destekleriniz benim için çok değerli. Hepinize oy, yorum ve desteğiniz için çokça teşekkür ediyorum.


Yıldızları parlatmayı unutmayalım! Satır arası yorumlarda görüşmek üzere. Keyifli okumalar...


Bölüm Şarkısı: what have I become?


Mevsimler gibi düşün onu. Senin için güneş gibi doğduğunu, yazın yakıcılığıyla seni sarıp bunalttığını unut. Gönlüne ilkbahar çiçeğini açtırıp sonrasında dikenlerinden usandığını unut. Sonbaharda dökülmeye yüz tutan yapraklar gibi seni savurduğunu, sert rüzgârıyla esip seni gönlündeki kapıdan dışarı ittiğini unut. Yağan karın altında seni soğukluğuyla buluşturduğunu, kalbinin buz kesip onun avuçlarında paramparça kaldığını unut.

Mevsimler gibi düşün onu. Hayatından geçip gitsin öylece. Kalbini paramparça eden soğukluğunu, hoyrat yağmurlarını, sert rüzgârıyla seni gönlünden kovmasını, tehlikeli ateşiyle seni yaktığını unut. Yağmuruyla, karıyla, sıcağıyla, soğuğuyla sana dokunmadan geçip seni yalnızlığınla bıraksın.

Yalnızlık, bütün olacak gibi olup sonrasında olmayacağını fark ettiğin her durumdan çok daha iyidir. Bırak geçip gitsin ama seni sana bırakarak geçip gitsin. Bir tane olan kalbini kimsenin ellerine öylece veremezsin. Yağmurların sonunda bittiği gibi düşün. Yazın sonunda geçtiğini, çiçeklerin solduğunu, karın her şeyin üzerini örtecek kadar yağdığını hatırla.

Bize kalacak olan sadece yalnızlıktır. Yolun başında, ortasında yahut sonunda, yalnızlık orada hep görebileceğimiz yerdedir. Acıtsa da mevsimler gibi düşün onu. Acıtsa da hayatından geçip gitsin öylece.

                                                                                                                                                       Gidişinin ertesi...


"Zili sökeceksin zili "incelemekte olduğum dosyayı beyaz ama kullanılmaktan sarı rengine çalan sehpanın üzerine bırakıp ayaklandım. Zili bu şekilde çaldığına bin pişman edeceğim kişiye bakmak için kapıyı açtığımda konuşmama fırsat vermeden omzuma kasten çarparak elindeki market poşetleriyle gürültülü bir şekilde içeri girdi.

"Zili artık bu şekilde çalmayacağınız konusunda anlaştık sanıyordum "dedim huysuz bir şekilde. Buraya taşındığım zaman aramızda sadece dördümüzün bileceği, bir kısa, bir uzun, iki kısa ve son kez uzun şekilde zili çalacağımız konusunda anlaşmış bir süre sonra buna gerek olmadığına kanaat getirmiştik.

Lakin Eskef inatla her seferinde zili böyle çalarak beni sinir etmeyi hedeflemiş ve amacına ulaşmıştı. Eskef ve Peder beni dinlemediklerini belli edercesine Amerikan mutfağa doğru yürüyüp ellerindeki alışveriş poşetlerini ve nereden çıktığına dair bir bilgim olmayan büyük ahşap kutuyu tezgâha bırakmışlardı.

"Seni sinir etmek hoşuma gittiği için ısrarla böyle çalıyorum "Eskef davranışı yetmiyormuş gibi sözleriyle utanmadan beni çıldırtmaya devam ederken onu onaylamaz bir şekilde başımı salladım.

YORGUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin