35.BÖLÜM - ÖLÜM

297 137 74
                                    


Herkese merhaba! Otuz beşinci bölümle karşınızdayım! Yorgun'a oy veren, yorum yapan, okuyan, destekleyen herkese çok teşekkür ederim.

Satır arası yorumlarda buluşalım! Bu arada lütfen yıldızları parlatmayı unutmayalım! 

Seviliyorsunuz... Keyifli okumalar...


Bölüm Şarkısı: April Rain - Chiral Allergy


Bilemezdin hangi döşekte ölümün nöbet tuttuğunu, 

 Geceden kara gözlerini dikmiş başucuna 

 Aldığı nefeste sabrın çatlamış olduğu o puslu izleri. 

 Zamana dişlerini geçirip acımasızca parçalamış, 

 Biçilen ömrü döşekten bir çırpıda almış, 

 Sadrında yeşeren koca hayatın o zehirli umutsuzluğu 

 Fikirlerinde büyük bir gürültüyle patlamış. 

 Dudaklarında geçmişin acısı yaşanamayan geleceğin çığlığı 

 Bilemezdin hangi döşekte ölümün nöbet tuttuğunu.

"Neler oluyor? "Kamer'in şaşkın ifadesine eşlik eden sorusuna karşın dirseğimi karnına geçirmiş ardından üzerime çöken hayreti bir çırpıda atıvermiştim. Elimden geldiğince doğal davranmaya çalışarak uzun zamandır görmediğim aileme karşı beklenmedik ziyaretlerinden haberim varmışçasına misafirperver yaklaşmış –en azından ben öyle düşünüyordum- akabinde iki yeğenim bana doğru koşarken ikisini de hemen kollarımın arasına almış özlemle başlarına ve yanaklarına öpücükler kondurmuştum.

Kamer artık neredeyse anormal bir şekilde boyu bana ulaşacak olan küçük yeğenimi zorlanmadan kucağına almış onların sohbeti eşliğinde içeri geçmiştik. Selim amca millete soluk aldırmadan herkesi sofraya oturtmuş bu sırada bir türlü Hira'dan bakışlarını çekmeyen Kamer yüzünden kaş göz yapmaktan neredeyse gözlerimin akacağını hissettiğim bir anda nihayet beni görmüş peşimden mutfağa gelmişti.

"Ailemi burada görüyor olmak senin için çok zor, tahmin edebiliyorum "yemek masasına boş gitmemek adına tezgâhta duran ekmek sepetini elime aldım "geleceklerini bilmiyordum. Ailemi ben davet etmedim "dedim gergin bir ifadeyle.

"Sen davet etmiş olsaydın da bir şey demezdim "ellerini ekmek sepetini tutan ellerimin üzerine koydu "ne olursa olsun burası senin evin. Elbette aileni çağıracaksın "ekmek sepetini kendine çekerken teması bana epey fazla gelmiş ellerimi hemen geri çekmiştim.

"Benim için bir sorun yok "kuzguni gözleri gözlerimi buldu "bir tatsızlık olmayacak "dedi güven vermek isteyerek. İçten içe babama saldırmaması ya da saldırı esnasında babamı koruyacak olan eniştemi yumruklamaması için dua ederken onu başımla onaylamış birlikte mutfaktan çıkarak masada yerimizi almıştık.

Hepimizin oturduğumuz sandalyelere yapıştığını düşündüğüm yemek faslında Selim amca ve eniştem ömürlerine yetecek kadar fazlaca konuşmuş babam sohbete pek katılmadığından arada annem sohbete dâhil olmuştu.

Nihayet yemek faslı bittiğinde artık giderler diye düşündüğüm esnada salondaki koltuklarda yerlerini almışlar üstüne bir de Türk kahvesi istemişlerdi. Kuyruklarımı peşime takarak –bunlar iki ablam ve yeğenlerim oluyordu- birlikte mutfağa geçmiştik.

YORGUNWhere stories live. Discover now