Bölüm-1

19.2K 548 21
                                    

Herkese Merhaba.Öncelikle hikayem vakit ayırıp okuyanlara cok teşekkür ediyorum.Daha burda çok yeniyim hatalarım olacaktır elbet bu yüzden hikayem hakkındaki fikirleriniz benim için çok değerli.Yorumlarınız ve voteleriniz bu hikayeye devam etmekte beni en çok motive edecek şeydir.Neyse fazla uzatmayayım iyi okumalar...

Hiç bir mutluluk sonsuz olmuyor ki yaşanılan acılar sonsuz olsun.Tek bir şey dışında"Ölüm"bitmek bilmeyen bir sızı her daim yüreğinin bir köşesinde öylece bekliyor ve en ufak birseyde kendini hatırlatıyor yavaş yavaş kanıyor bir tek eksilmiyor her daim var oluyor.Asljnda zaman su gibi akıp giderken çekilen acıda mutluluk da "an" olarak kalıyor hayatımızda...

Ezo kardeşine kavuşmanın mutluluğu ve heyecanıyla çıktığı yolda hastaneye vardığında aldığı haberle yıkıldı.Yetişememişti kardeşine yine ellerinden kaymıştı.Morga indiğinde kardeşinin buz tutmuş bedeniyle karşılaştı.Yakışmamıştı ölüm ceylan gözlüsüne daha çok gençti yine bırakmıştı kardeşi onu öpüp kokladı buz gibi yüzünü onun soğukluğu içini buz tutturduğu gibi dilinden tek bir kelam çıkmadı.
Sadece sarıldı defalarca öptü kokusunu alamadı kardeşinin.Dilinden çıkmayan sözleri gözleri sicim gibi akan yaşlarla karşıladı.Feryat etmedi içi yandı oylece sarıldı kardeşine.Kocasının dokunmasıyla kendine geldiğinde odada yalnız olmadığını babasının bir köşede öylece baktığını o an fark etti.Ne zaman gelmişti bu adam yada içerdeydide o mu fark etmemişti.Kendal Ağa ondan önce gelmiş saatlerdir morgda kızının başındaydı.Ezonun girişiyle çekilmişti kenara hoş kızının da onu fark edeceği yoktu.Ezoyla göz göze geldiklerinde çatallaşmış sesiyle:
"Bak orda yatana bak!koskoca Kendal Ağa herkesin önünde el pençe durduğu herkesi kollayan Kendal Ağa bir tek kızların mi fazlalık geldi sana hadi o şanın şöhretin yaşatsın kardeşimi nerede gücün kudretin diye bağırıp yapıştı yakasına bu benim canımı ikinci alışın benim kardeşimi ikinci öldürüşün bende sana verilecek can kalmadı.O pis ellerile kardeşime dokunup kirletme sakın sakın yaşatmak seni duydun mu beni yaşatmam..
Kendal Ağa'nın kızının sözleriyle ağzından tek kelime çıkmazken Ağıt Ağa karısını çekti aldı yanına Ezo kardeşini tekrar öpüp kokladı.Tam çıkarken Kendal Ağa:
"Nalın bende kalacak"dedi.
Ezo duyduğu cümleyle dondu kaldı.Gözü yaşlı arkasına dönüp gülmeye başladı öyle çok güldü ki herkes delirdi sandı. Ağıt ağa karısına tam dokunacakken Ezo engelledi.
"Hangi yüzle?Babasının gözünün içine bakıp parmağını sallayarak:
"Sana o kirli vicdanını temizletmem değil Nalini saçının bir telini bile vermem" çıktı kapıdan çıkmasıyla da Ağıt Ağa'nın kollarına yığılması da bir oldu.

Hanife ile Ali zorlu bir gece atlatmış Nalin bir gece boyunca müşahede altında kalmıştı.Sabah erken saatlerde hastaneye feryat figan Mehmet'in annesi babası ve abisi gelmişti.Hasta yatağındaki torununu görmek bile istemeyen yılan diliyle ölmüş bir kadının ardından demedigini bırakmayıp Mehmet'in naaşını aldıkları gibi gitmişlerdi.Ali çıkış işlemlerini yapmış tam çıkacaklardı ki Kendal Ağa'nın adamları durdurdu.Kendal Ağa gözleri dolmuş bı şekilde Nalinin önünde diz çöküp sıkıca sarıldı.Narin kokuyordu miniği.Şimdi Narindi sakladığı merhameti sevgiyi Naline gösterecek bir dediğini iki etmeyecekti.Nalin önce yabancılık çekse de dedesi olduğunu onun için geldiğini Hanife teyzesini ve Ali amcasını istediği zaman görebileceğini söyleyip bundan sonra onunla yaşayacağını anlattı.Hanife ile Ali için ayrılmak çok zordu Nalinden sıkıca sarılıp doyasıya öpüp koklayıp vedalaştılar emanetleriyle.
Kendal Ağa özel uçakla Nalin narin ve torununun naaşını alıp Diyarbakır'a
geri döndü.

Ezo kendine Narini sayıklayarak gelmeye başladı.Ağıt karısının perişan halini gördükçe daha da perişan oluyordu.Bakmaya koyamadığı gözlerinden akıttığı her göz yaşı yüreğini dağlıyordu.Biraz daha kendine gelince beni Naline götür dedi.Agit Ağa Kendal Ağayla Diyarbakır'a döndüğünü söyledi.
"Bizde gidelim bırakmam "dedi.Ağıt
Ağa sevkatle karısının yüzünü iki avucunun arasına alıp" gidicez delalamin bir gün daha kalıp dönücez bizde hem bak burda kimler var deyip Halime ve Bekir içeri aldı.Ezo boş boş kocasına baktı.Agit ağa Narinin en yakınları deyince sıkıca sarıldı Ezo Hanifeye,uzun uzun anlattırdı kardeşini mutluluğuna şahit olamadı ama en derinlerinde hissetti.Hastaneden çıkıp Narinin evine gittiler Hanife de emanetini teslim etti.Eline aldığı kutuda sayısız mektup vardı kardeşinden kendine ulaşmayan sabaha kadar hepsini tek tek okudu en son mektubunda kendine kocasına birşey olursa Nalini ve doğacak yavrusunu ona emanet ettiği yazıyordu göz yaşlarına okudu son sozlerini.Kaçısina bir türlü anlam verememisti onu da bu mektuplarda en acı şekilde öğrendi.Meger neler çekmişti meleği.Sabaha kadar herşeyi en ince ayrıntısına kadar planladı.Ucak saati gelince Hanife ve Ali vedalaşıp birgün annesi ve babasıyla yaşadığı yeri görmek ister diye evi Nalinin üzerine satın alıp anahtarlarını da Hanifeye arada bir bakımı için teslim ettiler.Nalin için özel olan herşeyi yanlarına alıp Diyarbakır'a döndüler.Kardesi bugün toprağa verilecekti.Tüm Diyarbakır bu olayla çalkalanmış ama korkudan bir tek kişi bile ağzını açıp tek kelime soramıyordu.Önce konağa uğrayıp üstünü başını değişip tüm olanı biteni anlattı.Beriwan duyduklarıyla göz yaşına boğulurken çocuklara da en uygun şekilde Nalini anlattılar.Sonra mezarlığa doğru yola çıktılar.Cenazede Bekir iti de vardı ses etmedi Ezo dualar edildikten sonra herkes tek tek dağılırken Ezo Berivan mezarın başına geçip toprağını okşadı.Kardesine ömrü boyunca "Emanetine"gözü gibi bakacağını söyleyip ayağa kalktı aynı şekilde beriwan da vermişti sözünü birlikte kol kola çıktılar mezarlıktan.Beriwan konağa dönerken ezonun daha işi bitmemişti görülmesi ve kapatılması gereken bir hesabı vardı.Bugun burda kardeşi yatıyorsa Bekirdi sebep Ağıt Ağa sözünde durup adamlarına aldırdığı Bekiri depoya götürttü.Ezoyu alıp depoya gittiğinde arabadan inmeden kendi halledeceğini söylese de dinlemedi Ezo ben halledecem dedi. Ancak öyle soğurdu içi öylede yaptı akla alınmayacak işkencelerle Bekiri öldürdü.Kardesine dokundugu parmaklarını tek tek kırıp diri diri toprağa gömdü.Bugün onun meleği yaşamıyorsa bu şerefsizin de yaşamaya hakkı yoktu.Yaotiklarindan en ufak bir pişmanlık duymadı da dünyadan bir pisliği eksiltmişti.Sira Nalini almaya gelmişti avukatlarla gittiği Azizoğlu konağında kılını dahi kıpırdatmadan Nalini almıştı.Nalin teyzesini görür görmez tanımıştı annesi anlatmıştı fotoğrafını göstermiş sıkı sıkı sarıldı teyzesine tıpkı annesi gibi kokuyordu.Kendal ağa sinir küpüne dönmüş eli kolu bağlı Nalinin gidişini engelleyememisti.Ezo Nalini arabaya götürmesi için Mirzaya dayısına teslim etti.Dedesini gören nalın yanına gidip bir elini yüzüne koyup "yine gelirim üzülme "deyip öpüp amcasıyla arabaya geçti.Ezo babasına tek kelime etmeden başı dik çıktı konaktan yapması gereken bir şey daha vardı gözleri Zilan kadını arıyordu ve buldu sonunda kolundan tutuğu gibi ahırın oraya götürdü çektiği videoyu zevkle izletti.
"Bak o çok sevdiğin oglun elimde nasıl can verdi "videoyu izletmeye başladı.Zilan kadın oğlunun acısına dayanamayıp gözlerini yumdukca Ezo saç diplerinden çekip zorla izletti videoyu bitmişti kadin tek evladı Bekirini öldürmüştü.Yalvaran gözlerle benimde al canımı dedi.Ezo:
"Yok sana öyle kolay ölüm benim annem(dayem) ne çektiyse sende çekeceksin evladını öldürdüğümu bildiğin halde tek kelime edemeyeceksin bu acıyla yaşayacaksın tıpkı annem gibi deyip eline doladigi saçlarıyla birlikte itip gitti.Arabaya binip Naline sıkı sıkıya sarılıp konağın yolunu tuttu...

SOL YANIM (TÖRE)Where stories live. Discover now