⚜️37.BÖLÜM YENİLENDİ⚜️

22K 789 41
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR DUYURUDA DA BAHSETTİĞİM GİBİ  2 SENE ÖNCE YAZDIĞIM BİR KAÇ ERGENCE HATALAR DAN DOLAYI YAZDIĞIM 2-3 BÖLÜM HİKAYEDE KOPUKLUĞA NEDEN OLDU SİZLER VE BEN BU DURUMDAN RAHATSIZ OLDUĞUM İÇİN BİR ŞEKİLDE DÜZELTMEK AMAÇLI ARAYA YENİ BÖLÜMLER YAZARAK HİKAYEYİ ELİMDEN GELDİĞİNCE NORMAL BİR ŞEKİLDE İLERLETMEYİ AMAÇLIYORUM.

❤️❤️❤️❤️👑❤️❤️❤️❤️❤️❤️

Genç kız gözlerini makinalarla dolu bir yoğum bakım odasında açmıştı.

Bir yandan kurumuş dudaklarını ıslatırken diğer yandanda derin derin nefes almaya çalıştı.

Karşı pencereye baktığında Barlas, Vuslat ve Mercan vardı.

Gerçekten annesi ve abisydi değil mi onlar ?
Unuttuğunu sandığı abisi ve annesiydi . Ne komikti değil mi, bir zamanlar annesi yok diye geceleri ağlayan ya da okulda parklarda annesi ile gezip tozan çocukları gördükçe koşa koşa mezarlığa gidip meğersem boş bir mermer parçasına sarılıp ağladığı gerçeğini fark etmesi onu katlanılmaz bir kedere sürüklüyordu.

Genç kızın yaşadığı o anılar bir bir filim şeridi gibi gözlerinin önünden akıp giderken hıçkırğını tutmak için avuçlarını sıkı sıkı ağzına kapattı, bu saaten sonra kimseye acı çektiğini göstermek istemiyordu.

Hayat gerçekten acımasızdı. Göz göre göre bir çocuğun elinde kalan son kibrit çöpünü de göz göre göre yakmıştı.

....

"Hadi bir kaşık daha iç güzelim."

Akay artık bıkmış olacak ki Barlasın elindeki kaseyi alıp yere fırlattı.

"Sana istemiyorum diyorum ! Neresini anlamıyorsun !? Hiç birinizi istemiyorum ! Gidin ! Defolun !"

Barlas artık nerdeyse sabrının sonlarına geliyordu. Nerdeyse Akay uyandığından beri bir şeyler yemesi için, biraz daha iyi olması için elinden geleni yapıyordu.

"Tamam ! Gideceğim ! Hatta herkes gidecek ama yanlız kalamazsın . İstediğin birini çağır senle birlikte kalsın."

"Dayımı çağır. Sadece o kalsın."

"Tamam. Çağıracağım."

Barlas dışarı çıktığında Vuslat ve Mercan da ayaklandı.

"Durumu nasıl ? Birşey yedi mi kızım ? Ağrısı falan varmı ?"

"Sakin ol Mercan teyze. İyi iyi de bizi istemiyor. Sadece Ateşi istiyor."

"Olmaz ! Bu saaten sonra yanlız bırakamam kızımı !"

"Anlıyorum ama elimizden gelen bir şey kalmıyor. Bizi görmek onu daha da üzüyor. Bile bile bunu ona yapmaya hakkımız yok."

Barlas bu sözleri Mercana söylerken içinde bir yerlerde kendisine kıçıyla gülen bir Ahraz olduğunu hissetmişti. Az önce Akayı üzmeye hakkımız yok demesine rağmen kıza günlerdir hatta  aylardır en büyük acıyı çektiren kendisiydi. Bunun farkında olupta hala hislerine söz geçirememesi onu zor duruma sokuyordu.

....

Ateş Akayın durumunu öğrenir öğrenmez  evden acele ile çıkıp kısa sürede hastaneye  gelmişti.

Resepsiyona gidip Akayın odasını öğrendi.

Odaya geldiğinde kapıda ablasını ,yiğenini ve Barlası gördü.

Uzun zamandır onları görmüyordu. Ara sıra gizli gizli açtığı telefonlar dışında.
Şimdi ise onları tekrardan burada bulunması her ne kadar absürt kaçsa da eninde sonunda bu durumun yaşanacağı elbette bariz bir şekilde ortadaydı.

....

Genç kız odanın içerisindeki soğuk yatağın içinde kıvrılıp sırtı kapıya dönük bir biçimde uzanıyordu. Biliyordu ki herkes dışarıda ondan gelecek bir onay kelimesi bekliyordu. Kolay mıydı bunca yaşanmışlıkları unutup sonradan trajikomik bir kaza ile tüm gerçeklerin ortaya dökülmesi. 
Bitde üzerine yüz yüze baktığı insanlar göz göre göre her şeyi bilmelerine rağmen gerçekleri saklamaları da cabasıydı.

Ama ortada her ne olursa olsun  inkar edilemeyecek gerçekler vardı.
Mesela bir annesi vardı. Mercan Madenci.
6 yıllık hayatı boyunca öldü bildiği kadın. Ya da şöyle söyleyelim , babasının kurduğu bir tiyatro sahnesindeki en trajik perde.

Babasının temiz bir geçmişi veya geleceği olmaması su götürmez bir gerçek olduğunun farkında olan genç kız yinede bir insanın bu kadar ileri gidebileceğini tahmin edememişti. Peki ya diğerleri ? Onlar nasıl buna müseamma göstermişti ki ? Ya sevdiği adam?
-her ne kadar acı çekse veyahut çektirilsede hala kalbinin odacıklarında bir yerde sessiz sedasız sevdiği kişi ?

En çokta merak ettiği buydu o nasıl buna razı gelmişti. Zaten şimdiki hal ve hareketleri , abisi olan kişiye karşı tutumu ile çok bariz bir biçimde oratdaydı her şeyden haberdar olduğu.

Akayın gözleri yavaş yavaş uykuya teslim olurken zihninde bir sürü cevapsız kalmış soruylar onu sonu görünmeyen bir labirentin içierisine sürüklüyordu 

....

" Bunun bu şekilde olması gerekmiyordu, bu şekilde öğrenmesi onu oldukça derinden etkileyecek."

"İsteyerek yaptığımız bir şey değildi."

"En azından Akayın orada bulunma durumunu göz önüne alıp ona göre davranabilirdiniz! Allah aşkına madem her şeye bir kulp bulmayı beceriyorsunuz bunun içinden sıyırılmayı nasıl düşünüyorsunuz söylermisiniz bana !?"

"Dayı sakin ol lütfen kimse böyle olsun istemezdi. Söylesene kim ister evladının bile bile acı çekmesini veyahut kardeşinin üzülmesini ?"

"Vuslat . Nasıl yaşanan bu durumu bu kadar normalleştirebilirsin ?!"

Mercan bir köşede oturmuş ortada geçen konuşmaya şahit oldukça gayet gergin olan sinirleri daha da bir katlanılmaz bir hal almıştı. Zaten Ateşin son yarım saatir söyledikleri Mercanın iplerini koparan son sözler di .

"Ne saçmalıyorsun sen be ! Ne normalleştirmesi ? Kolay mı sanıyorsun sen bir annenin yıllardır kızının hayatta olduğunu bile bile kendi varlığından bir haber yaşamasını beklemesi ya da gizli gizli yılda bir kaç defa bazende hiç,  sokak köşelerinde saatlerce okuldan çıkıp arabaya binene kadar ki bir kaç saniyelik zaman içerisinde bir nebezede olsa yüzünü görebilmeyi beklemesini bilemessin! Çünkü siz benim ne çektiğimi ne yaşadığımı bilemezsiniz çünkü siz aynı şeyleri yaşamadınız! ben mi istedim kızımdan ayrılmayı ? Ben mi istedim daha karnımda doğmamış yavrumu kaybetmeyi ya da sırf kocamın vurdumduymazlığı yüzünden taciz edilmeyi , ben mi istemi ha ! Ben mi istedim!?"

Mercan  sonlara doğru kısılan sesiyle bitmiş bir şekilde kendini hastanenin soğuk betonlarına bıraktı. Kimsenin söylecek ne sözü ne de gösterecek tepkisi vardı. Zaten herkes biliyordu yaşanılan olayları,çekilen acıların ne olduğunu.

Barlas ortada dönen huzursuzluktan zaten en başından beri bir hayli huzursuzdu. Ve Akayı daha fazla kırıp üzmeden bir çıkar yol bulmanın derdindeydi.

Her ne kadar Akaya olan öfkesi kırıklığı geçmemiş olsada neticede ona olan aşkı ve sevgisinin de hiçe sayamazdı.
bu yaşanılan durum ikisi arasında imzalanan bir ateşkes gibiydi. 

" Bu şekilde eskileri kurcalayark bir yere varmayız. Şuan ki tek derdimiz Akaya bu durumları nasıl onu daha fazla üzmeden aklında hiç bir soru işareti kalmayacak bir biçimde ona tamamen gerçekleri anlatark açıklamak olmalı. Eğer biz ona daha fazla yalan söylersek babasının ona yaptığı şeyle aynı duruma düşmüş oluruz."

"Barlas haklı.Bu bizim içinden tek başımıza çıkabileceğimiz bir durum değil. Bizim ağzımızdan çıkan tek bir yalnış kelime onu daha derin sorulara yöneltip onu zor duruma sokabilriz. En azından her şeyi anlatmadan önce hem bizim için hem de onun için bir psikologla görüşmeliyiz. En iyi çıkış yolunu bize o gösterecektir."

                                                                                                                                     

PATRON vs ASİSTAN Where stories live. Discover now