⚜️10⚜️

58.3K 2.1K 73
                                    

Aradan 3 hafta geçmişti. Bu süre zaafında ev halkı ayağa kalkmama izin vermemişti.

Ama bana da acıyın! Yazık günah lan ! Götüm eridi yatmaktan !
Yeter artık bu gün ayaklanıyorum !.

Burkduğum ayağımı yavaşça yatakdan indirip doğruldum.

Oh be ! Sonunda ayaktayım ! Bir iki adım atıp tekrar yerimde kaldım. Siktir ! Acıyor ya !

Kapıya ilerleyip göz gezdirdim. Allah'tan kimse görünmüyor du.
Merdivenlere yaklaşıp aşağıya bakdım.
Açıkçası gözüm korkmadı değil.

Hadi Akay ! Yapabilirsin ! Yavaş yavaş basamakları inmeye başladım.

5-6 basamak derken  son 3 e geldim.
Tam bir basamak daha inecekken korkulukları tuttuğum elim kaydı.

Sert zeminle öpüşmeyi beklerken kendimi kaslı kollar arasında buldum.

Dayım diye söylemiyorum. Bayağı bir kaslıdır kendisi.

"D-dayı !"

"Akay !? Ben sana demedim mi yerinden kalkmak yok diye !"

Dayım beni koltuğa oturtup karşıma geçdi.

"Ama dayı benimde anla ya ! Ben hayatımda hiç bu kadar boş durmadım ! İnsan sıkılıyor bir zaman sonra ne yapim ?!"

"Bak güzelim. Anlıyorum ama sende beni anla. Korkuyorum başına bir iş gelecek diye . Sen benim herşeyimsin ! Kıymetlimsin ! En önemlisi annenin emanetsin bana ! Ya ben orda olmasaydım ? Ya yine düşseydin !?"

"B-ben özür dilerim. Haklısın çok sakar,düşüncesiz biriyim ! Bana bakdığın yetmezmiş gibi birde dertlerimle uğraşıyorsun !"

" O kdar laf söyledim bunumu çıkardın güzelim !"

Yanıma oturup gözyaşlarımı sildi.

"Senin bana dert olduğun falan yok ! Aksine seninle ilgilenmekten ,dertlerine  elimden geldiğince derman olmaktan gurur duyuyorum benim güzel prensesim !"

......

Sabah uyandığımda 10:30 du. Düne göre ayağım daha az ağrıyordu.

Ama bu gün son ! O şirkete gideceğim ! Hem Ahraz beyciğimi de görmüş olurum .

Dolabından siyah bilek pantolon,beyaz askılı bluz ve beyaz airmax larımı çıkartıp giydim.

Bu sefer daha dikkatli biçimde aşağıya inip bahçeye çıktım.

Tam arka kapıdan çıkacakken Caner abinin sesini duydum.

"Nereye küçük hanım ?"

"I-ı şey ! Şeye canım !"

"Neye ?"

"Hiç öyle biraz dolaşayım dedim "

"Yemezler küçük hanım."

"Of Caner abi ya ! Tamam ! Şirkete gitmek için arkadan çıkayım dedim !"

"Maalesef küçük hanım Ateş bey sizin dışarıya çıkmamanız  için talimat verdi."

"Ama bana bu sabah gidebilirsin  dedi."

"Madem iznin var neden arkdan çıkmaya çalışıyorsun ?"

Of buda simülatör gibi mübarek !

"Tamam ara dayımı. Bide sen sor !"

"Arıyacağım zaten ."

Aramasan şaşardım ! Şimdi sıçtın kızım !

"İyi günler Ateş bey . Küçük hanım dışarıya çıkmak istiyor. Ve banada haberiniz olduğunu söyledi."

"......"

"Peki efendim."

Sonra telefonu bana uzattı.

"Efendim dayıcım."

"Bunun hesabını sonra sorucam prenses. Şimdi çıkmana izin veriyorum. Ama kendini çok yormayacaksın tama mı ?!"

"Tamam !"

.......

Şirkete girdiğimde insanların garip bakışları altında eziliyordum.

"Patronun kucağında çıktın sen naberrr ?"

İç sesimin kafasına bir  taşı geçirip susturdum.

Ahraz beyin odasına geldiğimde kapıyı çalıp içeriye girdim.

"Akay ne işin var burda !? Senin dinlenmen gerekiyordu ! Ateşin haberi var mı ?"

"Allah aşkına sizde yapmayın Ahraz bey !Evde ölüyordum sıkıntıdan !"

"İyi geç otur yerine."

Ben yerime geçerken Yağız beyde içeri girdi . Masama oturup projeleri incelmeye başladım.

Ama Yağız beyin sorusu kendi tükmğümde boğulmama yetti bile .

"Eeee Akay ! Senin koca arayışı. Nasıl gidiyor ?"

PATRON vs ASİSTAN Where stories live. Discover now