⚜️8⚜️

67.3K 2.1K 158
                                    

Ahrazdan...

Ofise girdiğimde Yağız koltukta tek başına oturmuş gülüyordu.

Allah'ım sen kardeşime yardım et ! Oda aklını yitirdi !

"Yağız ! Sana geldiler mi abicim !? Tek başına mal mal gülüyorsun !?"

"Abi- ! Hahahahahahaaaa ! Akay- ! Hahahahahahaaaa !

Gülmekten konuşamıyordu gerizekalı !
Masadaki suyu alıp yüzüne çarptım.

"Abi ! Ne yapıyorsun ya !"

"Heh ! Şimdi adam akıllı anlat !"

"Şimdi senin Akay varya ?"

"Eeee !"

"Heh ! İşte ben odaya geldiğimde yüzü beş karış kendi kendine konuşuyordu."

"Allah affetsin ne diyim onu da kaybettik demek !"

"Eeee ?"

"İşte sordum falan,dedi ki ; çevremde ki herkes evlenip çocuk doğuruyor ! Bir ben evde kaldım dedi !  "

"Eeee ne var bunda  gülecek !?"

"Dedi ki ; yeter artık bende en yakın zamanda kendime koca bulup evleneceğim dedi "

Demek evlenecek ha ! 

"Bana bak lan ! Laf eklemiyorsun değil mi !?"

"Hiiiih ! Olur mu öyle şey abicim !?"

"Bence sen elini çabuk tut ! Kız gitti gidiyor haberin olsun !"

Haklıydı ! Elimi çabuk tutmam gerekiyordu !

Kapı açıldığında içeriye elinde iki tane kahve ile  Akay girdi,birini önüme koyup kendi masasına oturdu.

"Eeee hani bana kahve !?"

"Yok size Yağız bey !"

+++++++++

Yağız gittikten sonra biz de çalışmaya başladık.
Akay üzerindeki ceketi çıkarınca bütün dekoltesi meydana çıktı resmen !

Oha lan ! O göğüsler ne ! Hiç kapatmayaydın gülüm !

"Ahraz bey !"

"Ha ?"

"Daldınız gittiniz.Hangi projeyi getireyim ?"

"Karlıcadaki arsanın projesini getir."

**************

Akaydan....

Sandalyeye çıkıp projeyi almaya çalıştım.
Bu topuklularla da zor oluyor ya !

Bir ayağımı yere indirdim. Tam diğerini indircekken ayağım yan dönüp burkuldu.

Bir anda kendimi kaslı kollarda buldum.
Burnuma dolan ferah ferah deniz kokusu ile ciğerlerim bayram etmişti.
Başımı kaldırıp baktığımda Ahrazımın sert ama bir o kadarda yumuşak çehresiyle karşılaştım.

Beni kucağına alıp koltuğa oturttu.

Hemen dışarıya çıkıp  ;

"Biriniz ilkyardım çantasını ile buz getirsin !"

Sonra yanıma gelip önümde çömeldi.

Ayakkabımı çıkartıp o yumuşacık elleri ile dokunmaya başladı.

Çok acıyordu ya !

"Kırık yok ama incinmiş kötü gözüküyor !"

O sırada Tuğçe gelip çantayı bırakmıştı.

Allah'ım rezil oldum resmen !

"Ahraz bey özür dilerim inanın bilerek olmadı !"

"Hala huylarından vazgeçememişsin"

"Ha ?"

"Hala boşuboşuna suçun olmadığı halde özür diliyorsun ,ha bide hala sakarsın  !"

Yüzümü utancımdan eğdim.

O ayağımla ilgilenirken hala başımı kaldıramamıştım.

Bir elini çenemin altına koyup başımı kaldırdı.

"Madem değişmekten bahsediyorsun ,önce başını dik tutmayı,güçlü olmayı öğren !"

Başımı olumlu anlamda salladım.

Sonra eğilip anlıma bir öpücük kondurdu.

"Aferin benim kızıma !"

Allah'ım öptü ! Ahraz Atlas beni öptü !

Düşüncelerimi bölen Tuğçe nin gelmesi oldu.
Elinde sprey gibi birşey vardı.Ahraz beye verip çıktı.

"O ne ?"

"Uyuşturucu sprey ,eve gidene kadar ağrısını keser ."

Tekrar önümede eğilip spreyi ayağıma sıkdı.
1-2 dakika sonra ağrıyı hissetmiyordum.

Sonra çantadan sargıyı çıkartıp sardı.

O sırada telefonum çaldı.
Cebimden çıkartıp baktım.

"Kim o ?"

"Dayım."

"Ver bana !"

"Ama-"

Ben konuşana kadar elimden alıp açmıştı bile.

"Buyur kardeşim ?"

"......"

"Küçük bir kaza geçirdi de şuan meşgul !"

"......"

"Yok ya büyük birşey değil sadece ayağını burktu. Birazdan getiririm."

"......."

"Tamam görüşürüz."

Kapatıp telefonu geri verdi.

"Getireceğim derken ?"

"Bu halde tek başına gidemiyeceğine göre ben götürüceğim seni !"

Ama olmaz ki ya ! Sonra d iğer çalışanların diline düşerim ya ! Sonra diyecekler ki ;
"Bak bak koskoca Ahraz  Atlas ! Asistanını kucağında yaşıyor !"

"Şuan ne düşünüyorsan hepsini unut ! Kimsenin düşünceleri umrunda olmasın !"

"Ama-"

"Az önce ne dedim sana !? Güçlü olacaksın demedim mi ?!"

"Dediniz !"

"O halde sorun yok !"

Ceketimi ve çantamı bana verip beni kucağına aldı.

Elimi nereye koyacağımı bilemediğim için boynuna doladım.

Tek eliyle kapıyı açıp çıktı.

Tüm gözlerin üzerimizde olduğunu hissedebiliyordum.
Çünkü etraftan fısıldaşma sesleri geliyordu.

Başımı daha çok boynuna gömüp erkeksi kokusunu içime çektim.

Biraz şevkat,biraz güç,biraz cesaret ve birazda aşk kokuyordu.

Yüzüme vuran serinlik ile dışarıya çıktığımızı anladım.

Arabaya bindiğinizde yüzüm kıpkırmızı olmuştu.

PATRON vs ASİSTAN Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon