8.BÖLÜM

354 91 9
                                    

Yarısı içilmiş yarısı boş her biri bir yerde olan whiskey şişeleri, bira şişeleri, cips kabukları, kime ait olduğu bilinmeyen darmadağın kıyafetler. Mide bulandırıcı bir şekilde ağır kokan alkol kokusu. Yarı çıplak bir şekilde koltuklarda yatan kadınlar ve ortalarında yarı çıplak bir Sehun.

Evet Chanyeol ve Baekhyun'nun karşılaştığı manzara buydu.
Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı uzun olan. Biliyordu Sehun'un bir şeyler karıştıracağını.
Ama en azından Chanyeol gelecek diye erkenden bu berbat durumu ortadan kaldırabilirdi.

Baekhyun hayretler içinde etrafı inceliyordu. Sanırım dünyalılar hakkında biraz yanılmıştı. Yüzünü buruşturarak 'Ne kadarda pis bir gezegen' diye geçirdi içinden.

Chanyeol gördüklerinin şokunu atlatabildikten sonra aklına Baekhyun gelmişti. Hıza gözlerini kapattı küçük olanın. Aslında bunun için biraz geç kalmıştı.

"Sen yukarıya çık ve sağdan ilk odaya gir, ben birazdan geleceğim."

Küçük olanın omuzlarından tutup arkasını çevirmiş ve elini gözünden çekmişti. Küçük olan bir şey söylemeden hızlı adımlarla merdivenlere doğru ilerledi.

Baekhyun gittikten sonra Chanyeol sinirle Sehun'un yanına ilerledi ve sehpanın üzerinde ki yarısı içilmiş Whiskey'i alarak Sehun'un yüzüne boşalttı.

"NOLUYOR LAAN."

Sehun bağırarak yerinden sıçramıştı.
Karşısında Chanyeol'ü görünce ellerinin tersiyle gözlerini ovaladı ve tekrar baktı. Hayır şuan lanet olası bir kabusun içinde değildi, Chanyeol gerçekten karşısındaydı.

"Evet Sehun seni dinliyorum."

Ağarlığını bir ayağının üzerine verip kollarını çaprazlayarak konuşmuştu Chanyeol.

"Hy-hyung. Be-ben açıklayabilirim."

Bunun neresini açıklayabilirdi ki.

"Açıkla o zaman Sehun."

"Hyung aslında bunlar gerçek değil, bunlar zihninin sana oynadığı bir oyun. Kendine gel ve etrafa tekrar bak."

Sehun böyleydi. Köşeye sıkışınca hep saçmalamaya başlardı.

Chanyeol 'sen ciddimisin' dercesine bakıyordu Sehun'a.

"Hala aynı şeyleri mi görüyorsun Hyung?"

"Saçmalamayı bırak Sehun."

Chanyeol zaten sinirliydi ve Sehun onu daha da sinirlendiriyordu.

"Sen şizofreni hastalığının zavallı bir kurbanısın hyung. Hastaneye gitmelisin."

"SEHUN ARTIK SAÇMALAMAYI BURAK BENİ DAHA DA SİNİRLENDİRİYORSUN."

Chanyeol'un bağırmasıyla Sehun korkarak bir adım geri gitmişti.
Tamam saçmalamak bir işe yaramamıştı. Zaten ne zaman yaramış ki? Yapacak bir açıklaması da yoktu zaten. Her şey açıkca ortadaydı işte, başını eğip Chanyeol'ün cezasını bekledi.

"Sadece 3 saat! 3 saat içinde burayı eski haline çevireceksin Sehun."

"Tek başıma mı?"

Başını kaldırıp şaşkınlık içinde sormuştu Sehun.
Kesinlikle şansını fazla zorluyordu.

"Sence?"

"Ama Yeoolll bir süre hizmetcin var onlar temizler, hem ben 3 saat içinde nasıl temizleye bilirim burayı?"

Kendisini acındırmaya çalışarak konuşmuştu.

"Umrumda bile değil Sehun 3 saat sonra burayı bıraktığım gibi bulmak istiyorum."

DEAD KİNGWhere stories live. Discover now