25.BÖLÜM

6.4K 816 85
                                    

 " Sen bu sözü hatırladığın müddetçe, gitmene izin vereceğim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

 " Sen bu sözü hatırladığın müddetçe, gitmene izin vereceğim...!"

Pamir' i karanlık koridorda yalnız bırakıp içeri girdiğimde kulaklarımda hala bu sözler yankılanıyordu. Kalbimde buruk bir sızı yer etmişken bedenim içeri girmiş olsa bile aklım, kalbim, ruhum hala kapını arkasındaydı. Pamir' le... Bir süre sırtım kapıya dayalı şekilde boş gözlerle ayaklarımı seyrettim. Kapanan kapı sıradan bir kapı değildi. İçeriyi ve dışarıyı adeta ayrı iki dünyaymışcasına ikiye ayırıyordu. Hislerim çok güçlüydü fakat aramızda bu kapı varken bana sadece birkaç adım uzakta olan Pamir' i hissedemiyordum. Huzuruma ulaşmama engel olan bu kapı, bakalım bana bunun karşılığında neler sunacaktı...?

Kendimi biraz daha toparladıktan sonra kafamı kaldırıp etrafı incelemeye başladım. Öncelikle oldukça aydınlık olan bu oda koridordan kat be kat sıcaktı. Buna kesinlikle sevinmiştim. Odada hiç meşale bulunmamasına rağmen duvarlar, zemin hatta tavan adeta ışık saçtığı için burası oldukça parlak görünüyordu. Sessizlik hakimiyeti elinde bulundururken: Krem, pudra, kırık beyaz gibi soft renklere sahip duvar taşları huzurlu bir ortamdasın, güvendesin hissi veriyordu. Sessiz, sakin, temiz, huzurlu, hareketsiz ve aydınlıktı. Zemin buz mavisiydi ve sanki bir buzun üzerinde yürüyormuşsun hissi veriyordu. Sanki donmuş bir gölün üzerindeydim. Çoğu üçgene benzeyen motiflerle süslenmiş zeminde eski Elementa harfleri ile yazılmış birçok yazı vardı. Duvarlarda da aynı şekilde bir şeyler yazıyordu! Ve ben ne yazık ki bunların hiçbirisini okuyamıyordum. Evet! Bana okunduğunda anladığım bir dili okuyamıyor olmak zoruma gidiyordu! Neyse ki Pamir' e tek başıma içeri girmeden önce tam olarak neler yapmam gerektiğini sormuştum. O da burası hakkında bildiği her şeyi anlatmıştı.

Aslında Altemur sadece içeride beklememi, ara ara buraya gelip ateşi kontrol etmemi istemişti. Yani verdiği emir bu doğrultudaydı. Fakat ben buraya kadar gelmişken, böyle bir şansa sahip olmuşken onu sonuna kadar kullanacaktım. Bu yüzden Pamir' e sorduğum: O ateşin sorularımı nasıl cevaplayacağıydı! Başta sorumu cevaplayıp cevaplamamak arasında kararsız kaldıysa da sonunda anlatmıştı:

"Elini tepede gördüğün beyaz alevlerin arasına daldır ve gözlerini kapa. Ateş, zihnine sorularının cevaplarını yansıtacaktır. Tabii hangi sorularını yanıtlar, ne kadarını öğrenebilirsin bilemiyorum. Üstelik bunun bir garantisini de yok. Yani hayatında bilmediğin hangi kesiti göreceğini bilemeyiz.

Fakat atlamaman gereken en önemli şey: Elini uzun süre ateşte tutmaman gerektiği! Yaşam ateşi geçmişin ile geleceğini içinde barındırıyor. Sen bu boyuttan geçmişe ya da geleceğe açılan bir kapıdan içeri gireceksin. Ve oradan bir kesiti göreceksin. Tabii ateşin izin verdiği kadarını. Eğer, ateş seni yakmaya başladığında geri çekilmezsen, seni bu odaya hapsedecektir! Görmen gerekenden fazlasını görmek istemen, bu odadan çıkamamana sebep olacak. Çünkü ateşin dışarı sızmasına izin vermediği bilgiler bu odadan dışarıya taşınamazlar. Beria sakın ola ki, elin yanmaya başladıktan sonra da bir şeyler görmek için çabalama! Anladın öyle değil mi? Yalnızca, elin yanana kadar ki gördüklerinle idare etmelisin. Olur da... Elinin ateşe değer değmez yandığını hissedersen hemen geri çekil! Bu, ateşin sana gösterecek bir şeyi olmadığına işarettir. Zorlaman bir işe yaramayacağı gibi seni bu odaya mahkum eder!"

AYKIRI:2 UYANIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin