11.BÖLÜM

8.5K 860 255
                                    

 "Oyun bitti, perde kapandı ve herkes ait olduğu yere döndü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

 "Oyun bitti, perde kapandı ve herkes ait olduğu yere döndü..."

Yerleşkeye kadar hiç konuşmadan gelmiştik. Pamir kulağımı silmem için bir mendil vermişti. Zaten bir kaç saate kadar kulağımdaki o çizikten iz bile kalmamıştı. Yaralarım şaşılacak derece de hızlı iyileşiyordu ve o çizik benim için gerçekten de ciddi bir şey değildi. Ama canım yanmıştı! Hatta hala yanıyordu. Sebebi o saçma kesik değil, Pamir' in sözleriydi! Acımasızca kalbime sapladığı sözleri...

Haklı olabilir miydi!? Her defasında ona güvendiğimi söyleyip, bana güvenmediğine kırılırken, kızarken dönüp kendime hiç bakmış mıydım? Hayır! Onu yargılarken, kendi güvenimin gerçekliğini hiç sorgulamamıştım. Ona gerçekten güvenmiş miydim? Yoksa dediği gibi sadece güvendiğimi mi sanmıştım? Eğer güvendiysem neden gerçekten bana zarar vereceğine ihtimal vermiştim? Neden delicesine saf bir korkunun bedenimi ele geçirmesine izin vermiştim? Huzuru bulduğumu iddia ettiğim adamın karşısında neden korkudan tir tir titremiştim!?

Saatlerdir odamın penceresinin kenarına tünemiş hayatımı, yaptıklarımı, duygularımı önüme sermiş gerçeği bulmak için her birini ayrı ayrı irdeliyordum. Hayatımın, yaşamamın, burada olmamın sebebini bulmaya çalışıyordum.

Kimdim ben? Buraya neden gelmiştim? Ben gerçekten de buraya mı aittim yoksa buraya hiç gelmemeli miydim? Yaşamımla giden hayatlara değer miydim? Hedeflerime ulaşabilecek miydim? Annem... Başarabilecek miyim? Seni bulabilecek miyim?

Annem, sana geri dönebilecek miyim?

Mimi' ye olanları anlattığımdan beri durmayan göz yaşlarım gözlerimin iyiden iyiye yanmasına sebep olurken ne yemeğe gidecek halim kalmıştı ne de kütüphanedeki nöbetçilerle uğraşacak enerjim... Olan enerjimiyse Mimi' ye yemeğe inmem için beni zorlamaması konusunda dil dökmeye harcamıştım. Dün akşam kütüphanede olanları duyduğundaysa birkaç gün oraya gitmemem konusunda nutuklar dinlemiş, Erbatur'un gözüne batmamamı sıkı sıkıya tembihlemişti. Aslında haksız da sayılmazdı. O adam zıtlaşmam gereken son konsey üyesiydi. Bana öyle gelmiyordu, yani bu konunun elementlerimizle bir alakası yoktu. Aralarında en sert ve otoriter olanı Erbatur' du. O adam yakalanmam gereken son kişiydi. Canımı yakmaktan zevk alacağı, bana olan bakışlarından bile belli oluyordu!

Bu günlük Mimi' yi dinleyecek, kütüphaneye gitmeyecektim. Ama uzun uzun ara da veremezdim. 6. Kuşağı daha fazla bekletmeye hakkım yoktu. Annemi daha fazla bekletemezdim. Pamir' in bitti demesiyle bu oyunu bitirecek değildim. Bunu yapamazdım. Bu karar ne bana ne de ona düşerdi. 6. Kuşağın hiçbir suçu yoktu ve zaman aleyhimize işliyor, onlara hak etmedikleri ızdırabı çektirmeye devam ediyordu. Kısacası oyunu bitirmem söz konusu değilken, elimi daha çabuk tutmam gerekiyordu. Tüm bunlar zihnimin duvarlarına kazınmışken, diğer taraftan kalbimin duvarları kanıyordu...

Pamir yoktu... O yokken bunların anlamı da yoktu. Hayatım anlamı o olmuştu. Ve şimdi o yoktu! Bense anlamsızca çabalamak zorundaydım. O vazgeçtiğinde benim kararlılığım sarsılmamıştı belki ama gücümden güç gitmişti. Sanki tüm anlamlar yavaşça silikleşmiş, bu iş basit bir mecburiyete dönüşmüştü...

AYKIRI:2 UYANIŞWhere stories live. Discover now