《23》Prensip Meselesi.

En başından başla
                                    

İbrahim'in bakışları bizimle Bediz arasında giderken duruşunu dikleştirdi.

"Olmaz o yabancı. Yani düşman. Onu sınıfa alamayız."
"Sensin lan yabancı"

Olayı duyan sınıfımız etrafta toplanırken bazıları iyice havaya girip Bediz'i esir almayı öneriyorlardı.

Bediz İbrahim'i ittirmeye çalışsa bile hayvan kadar çocuğu yerinden kıpırdatamıyordu.

"Ne yapıyorsun İbo?"
"Sen karışma Erva'm"

Erva gözlerini devirirken Ender İbrahim'e sinirle bakmaya.

"Bu ajanı içeri almıyorum diye bana kızdın mı Erva'm"

Erva gözlerini belertip kafasını sallayınca İbrahim'in ağzından salya aktığını gördüm. İbrahim yine kapıya dönerken içeri alacak gibiydi ama Bediz ondan önce davrandı.

"Demek sen Enver Paşa'nın gömlekleri karıştırıp damat Feritle ittifak kurup Amerikan mandası altına girmek istediğini söylememi engellemeye çalışıyorsun. " İbrahim düşünüp anlamadığı soru için karar verdikten sonra
"Evet. "
"O zaman hainsin. "

Saniye geçmeden İbrahim'e kafa atan Bediz onun sarsılmasına neden oldu, bunu fırsat bilip onu itekleyerek içeri girdi.

"Ahenk'i almaya gelmiştim Ke-Mal hoca istedi. "
"Yine mi lan? Bu sefer beni kandıramaz."

Bediz ve Ahenk kapıdan çıkarken İbrahim Erva'ya yalakalık yapıyordu.

Oturduğu yerde tost yiyen Polat'a bakmadan sırama oturdum.

Bakmadıysan tost yediğini nereden biliyorsun?

Gözüm kaydı.

"Polat, Atakan nerede?"
"Ne yapacaksın onu?" derken sesi sinirliydi.

"Efta da ortada yok o da"
"Bilmiyorum"

Tostunu yemeğe devam ederken bende geometri kitabımı çıkarıp dinlemediğim konuyu çalışmaya başladım.

Başladım ama kafam çok karışıktı. Ne kadar çok çabalasam da odaklanamıyordum.

Bu sırada Ahenk ve Bediz zıplayarak yanıma geldiler.

"Ne oldu?"
"Hiç, telefonumu unutmuşum."
"Yalan yalan. Bir tane ilaç verdi. "

Kafamı sallayıp kitabıma döndüğümde anında kitabımdaki iki el kitabın kapaklarını kapatarak önümden çekti. Bu Bediz'di. Ona sinirle bakarken bu sefer Ahenk çenemden tutup sağ tarafa çevirdi.

"Zümrüt, "
"Hıı?"
"Bunun anlamını biliyor musun?"
"Sarışın bir çocuk mu?"

Ahenk çenemi öteki tarafa çevirdi.

"Yanlış odaklanmışım."

Bu sefer gösterdiği Polat'tı.

"Görebiliyor musun?"

Bediz'in abartılı gizemli sesine kafa salladım.

"Bunun ne anlamı var?"
"Siz tam bir ... ineksiniz."

Ahenk'in söylediği şeye göz devirip elini çenemden çektim.

"Daha anlamlı şeyler söyleyeceğini zannettim. "
"Yani, ders çalışma demiyorum ama çok ağırlık verdiğin şey ders çalışmak değil kendi hayatın olmalı. "
"Geometri sınavından 86 almışsın."
"Çünkü."
"Çünkü? "
"Çalışmadım."
"Çalışsan daha iyisini yapardın. Bu sıralar Utku senin aklını karıştırdı. "
"Anne? Zümrüt'ün kılığına mı girdin? "

Yatılı OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin