-İlk işin biter bitmez çalışma salonuna, yanıma gel, dedi. Sesi sertti ve gerginliğini ele veriyordu.

-İyi ama yaşam ateşi...

-Biliyorum. Sen benim yanıma geldikten sonra oraya birlikte gideceğiz. Yerini bile bilmediğini söylemiştin öyle değil mi? Böyle zor bir görevi tek başına sana yüklemeleri beni huzursuz etti. O yüzden seninle geleceğim. Seni yalnız bırakamam. En azından ilk seferinde yanında olmak istiyorum. Tamam mı? Ona soru sormadığım halde uzun uzun hislerini ve düşüncelerini anlatmıştı. Yapmak istediği şeyin altında yatan sebepleri bana tek tek açıklayıp, yanımda olmak için benden müsaade istemişti. Benim için endişelendiğinden, yanımda olmak istediğini söylemişti...

-Peki... Buradaki görevim biter bitmez seni bulacağım, dediğimde Pamir belirgin bir şekilde rahatlamıştı. Benim için gerçekten endişeleniyor olmalıydı. Derin bir nefes aldıktan sonra bana bir adım daha yaklaşıp omuzlarımdan tuttu. Gözlerindeki huzursuzluğu o an fark etmiştim. Kafası mı karışıktı? Sanki bana sormak isteyip de soramadığı bir şeyler vardı. Gözlerime bir süre daha baktıktan sonra:

-Ben artık gideyim. Baş muhafızlar orduyu toparlamaya başlamıştır. Sen gelene kadar genel bir düzenleme yaparım, dedi ve gitmek için hamle yaptı. İçgüdüsel bir hareketle öne doğru adım atıp bu kez de ben onu tuttum. Tabii omuzlarından tutmak bir hayli komik olacağı için dirseklerinden yakalamıştım. Bakışlarımız kesiştiğinde boğazımı temizledim ve:

-Bu gece... Yani Ater' i hissetmeden hemen önce... Konuşmamız yarım kalmıştı, dedim. Göz bebekleri cümlemin etkisiyle genişlemişti. Konunun bir hayli dikkatini çektiğini görmek hoşuma gitmişti. Derin bir nefes aldıktan sonra devam ettim:

-Rüyanda ne gördüğünü bilmiyorum ama... Yani aklına takılmışsa diye söylemek istedim. Sadece... Sanırım söyleyeceklerimi daha önce planlamadığım için içimde ufak bir tereddüt oluşmuştu. Suskunluğum dakikaları arşınlarken, Pamir:

-Seni dinliyorum, Beria. Dedi. Onun gözlerime beklentiyle bakmasıyla cümlemi tamamlamaya karar verdim.

-Bana gitmeyeceğine söz ver demiştin ya... Konuşmamız yarım kalmıştı.

-Devam et...

-Ben... Yani olur da bir gün gitmek zorunda kalırsam... Yani... Sen gitmemi istemiyorken, hatta herkes buna karşı çıktığı halde gitmek zorunda kalırsam... Benden sakın nefret etme olur mu? Kaşları ufacık çatılmıştı. Gözlerindeki pus içimde bir sıkıntı doğururken, yeni kelimelerimi bir cerrah titizliğinde cımbızla seçiyordum.

-İnan bana gitsem bile bir yolunu bulup, geri döneceğim! Gidişim seni terk ediyor olduğum anlamına gelmeyecek... Yani belki 'Gitmeyeceğim!' diye söz veremem sana ama... Bir gün mutlaka bir yolunu bulup, sana geri dönece... Beni kendine doğru hızla çekip sarıldığı için cümlem yarım kalmıştı. Kollarım kollarının altında kitli kalırken, bana o kadar sıkı sarılmıştı ki hareket edemez hale gelmiştim. Soğuğu iliklerime kadar hissederken, kulaklarımda kalp atışım yankılanıyordu. Ve benim kalbimin vuruşuna eşlik eden bir başka kalp daha vardı bu gece... İlk kez kulaklarıma dokunmuştu, Soğukların Efendisi' nin buz tuttuğuna inandığı kalbi...

Bir süre öyle kaldıktan sonra kollarını yavaşça gevşetip beni serbest bıraktı. Gözlerime bakmaktan kaçınarak:

-Artık gitmeliyim. Buradaki işini hallettikten sonra çalışma salonuna gelirsin, dedi ve hızla uzaklaşmaya başladı. Yüzümdeki tuhaf sırıtış onun bu tavrıyla iyice genişlemişken, olduğum yerde yaptığım bir kaç gerinme hareketi ile birbirine geçtiğinden şüphe ettiğim kemiklerimi kütürdettim. Daha önce kimseye sarılmamış olduğu o kadar belliydi ki... Ayarsız... Bay ayarsız... Biraz daha sıkı sarılsaydı kaburga kemiklerimden bir kaç tanesi kırılıp akciğerime saplanabilirdi. Bana böyle sarılmışken, gözlerine bakmayı bırakıp, nasıl uzaklara giderdim...? Her neyse... Sonuç olarak daha önce hiçbir sarılış kalbimi bu kadar hızlı attırmamıştı. Ya da daha önce hiç kimsenin kalp atışını duyduğuma bu denli mutlu olmamıştım. Çok... Çok büyülüydü... Kalbi, kalbimin gölgesi olup atışlarımın peşine düşmüştü... Ve ben bunu bir kez daha yaşamadan... Bu ana yeniden şahit olmadan, hiçbir yere gitmeyecektim!

AYKIRI:2 UYANIŞWhere stories live. Discover now