79.Bölüm - Arama Çalışmaları

586 60 9
                                    

Serkan, Güneyin çıkmasını beklerken sanki yıllar geçmişti. Dakikalarca Güney çıkmayınca Serkan da suya atlar.

Serkan suda Güneyi ne kadar arasa da bulamaz. Hemen gerekli yerleri arayıp yardım ister, Songül'ü arayacak cesareti yoktu...

Rüzgar ise kızların evinin tam karşısında kaldırıma oturmuş Eylülü bekliyordu. Kaç saat geçmişti, Eylül hala yoktu. Cemre gelir yanına...

Cemre : burda bekleyeceğine arasana kardeşimizi! Senin yüzünden kimbilir nerde? Başına ne geldi kimbilir

Rüzgar : bana sinirlendi o ama eve gidecekti, öyle demişti... kahretsin ya! Neden izin verdim ki gitmesine...

Cemre gidince Rüzgar yeniden kaldırıma oturmuş bekliyordu...

Eylül birşey olmamış gibi gelince Rüzgar birden ayaklanır ve Eylüle sıkıca sarılır...

Rüzgar : çok korktum... iyisin dimi?

Eylül: nerde olduğum seni ilgilendirmez, dokunma bana!

Rüzgar : nerede olduğunu sormadım zaten, onu sonra konuşuruz. Sadece iyi misin onu sordum

Eylül : dünden sonra nasıl olabilirsem....

Eylülün eli yüzüğüne gitmişti. Rüzgar bunu farkedince hemen Eylülün elini tutar.

Rüzgar : sakın... sakın çıkartayım deme!

Eylül: bağırma bana!

Rüzgar : telefonun da kapalı dünden beri... anlatamadım bir türlü. Artık dinleyecek misin?

Eylül : hayır...

Rüzgar : dinleyeceksin! İnanıp inanmamak sana kalmış...

Eylül : doğruyu söyle, aldattığını itiraf et... yalanlarla oyalama beni...

Rüzgar : seni aldatmadım, aldatmam da... Ama Melis...

Eylül: Melis ne?

Rüzgar : o beni çağırdı yanına, bebeğin babasının ben olduğumu falan söyledi. Ama sonra bebeği susmamıştı, ateşi var dedi hastaneye götürmem için yalvardı. Ben de onu öyle bırakamadım, hastaneye götürdüm. Telefonumu açmış.

Eylül: hımm...

Rüzgar : hımm ne?

Eylül : mesajımın nasıl silindiği anlaşıldı...

Rüzgar : yapmıştır beklerim...

Eylül : gerçekten böyle bir ihtimal var mı?

Rüzgar : nasıl yani?

Eylül : o bebeğin senin çocuğun olabileceği ihtimali...

Serkan korkusundan kimseye haber verememişti. Evet belki bunda onun suçu yoktu ama tartışmasalardı bu olmayacaktı. İster istemez Serkan kendini suçlu hisseder...

Görevli : beyefendi, üzgünüm, arkadaşınızı bulamıyoruz

Serkan : ne demek bulamıyoruz?! Burda düştü o! Burda! Nereye gidecek başka! İyice arayın onu, Güney buralardadır...

Görevli : aramaları bugünlük sonlandırıyoruz...

Serkan, arama kurtarma ekibiyle gelen ambulanstakilerin verdiği battaniyeyi üstünden atarak oradan çekip gider. Gidebileceği tek kişi vardı, onu yargılamayacak tek kişi... Eylül...

Rüzgar : hayır... hayır yok... bak, yalan söyleyemem, seni tanımadan önce ben bir çok kızla birlikte oldum...

Eylül: Melisle de...

Rüzgar : evet Melisle de... bir çok kızla... sen bunları bilerek beni kabul ettin, ama seninle çıkmaya başladığımdan beri diğer hiç bir kız umrumda olmadı...

Eylül : o zaman... uzun zamandır sen... ben belki de sana yetemiyorumdur sonuçta seninle bi-

Rüzgar sokağın ortasında Eylülü öperek susturmuştu.

Rüzgar: bir daha sakın böyle birşey söyleme... bak, sen bana neler yaşadığını anlattın, ben bunlara rağmen seni böyle birşeye zorlayamam anladın mı beni? Ve böyle birşey için soluğu başka kızların yatağında alıcak değilim...

Eylül : tamam... daha ilerisini dinlemek istemiyorum

Rüzgar : düşüncesi bile kötü dimi? Ben de dün evde Serkanı ve seni görünce böyle hissettim... bir anlığına çılgına döndüm işte

Eylül: bu da özür şeklin mi?

Rüzgar : işe yaramadı mı?

Eylül: en azından açık sözlüsün... fazlasıyla

Rüzgar : beni affettin mi güzellik? Sana o kadar çıkışmamalıydım. Öfkeme hakim olma konusunda hala çabalıyorum, biliyorsun

Eylül: bilmiyorum... gerçekten biraz -....

O sırada Serkan gelir, kıyafetlerinden su damlıyordu...

Serkan: Eylül!

Eylül: Serkan ?! Bu ne hal?

Serkan : boşver şimdi Eylül... çok kötü birşey oldu... çok kötü...

Eylül: nooldu?

Serkan : Güney... Güney denize düştü sonra... sonra yok, gitti... kayboldu

EyRüz : ne?!

Rüzgar : ne demek kayboldu lan?!

Serkan : yok işte, sudan çıkmadı... kahretsin ki o sudan çıkmadı... aradım ama yok, yoktu...

Eylül: Songül?! O nerde?

Serkan : söylemedim, söylemeyemedim, noolur bana yardım et Eylül...söyleyemem, ben bunu söyleyemem ona...

Eylül: tamam sakin ol... cidden nasıl söyleriz bunu? Yıkılacak... evine gidelim...

Üçü de Güneylerin evine gider. Songül herşeyden habersiz, oğluyla ilgileniyordu...

Songül : Eylül... bu ne hal? Nooluyo?

Eylül : Güney...

Songül : nooldu?

Eylül : Songül... Güney... Güney kayıp...

Songül : ne? Nasıl yani?

Eylül: denize düşmüş... sudan çıkmamış...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin