63.Bölüm - Yakalanma

645 59 12
                                    

Eylül : ne konuştuğumuzu merak ediyorsan söyleyeyim, Serkan ailesini bulmuş...

Rüzgar : anladım... peki bunu neden seninle konuşmak istiyor?

Eylül: anlatabilecek kadar yakın olduğu başka kimse yok. Aslında iyi de oldu, güzel bir konuşma oldu, rahatladım

Rüzgar : nasıl yani?

Eylül: ikimiz de tamamen arkadaş olarak kalacağımızı konuştuk. Ama sonuçta o benim en yakınım, bu durum seni rahatsız etmez umarım çünkü hayatımın sonuna kadar onu çevremde tutucam...

Rüzgar : rahatsız değilim, eğer olsaydım seni çoktan alıp götürmüştüm. Herkes çizgisini bildikten sonra benim için sıkıntı yok güzellik...

Tüm gece bebekle ilgilenmekten yorgun olan Songülle Güney sabah zor uyanmışlardı...

Güney : kapı mı çalıyo?

Songül : galiba... baksanaa

Güney : of çok uykum var, kalkıcak halim yok...

Songül : hadi sevgili...

Güney sürüne sürüne kalkar yataktan. Kapıyı açtığında Zehra ve Sedefle beraber gelen polis memurlarını görür...

Zehra : hah! İşte bunlar memur bey... Çocuğumu, evladımı kaçırdılar benden... ben çocuğumun kokusuna hasret kaldım tüm gece.. caniler, vicdansızlar!

Güney : ne oluyo memur bey?

Polis : Güney Ertürk siz misiniz?

Güney : evet benim... sorun nedir?

Polis : Çocuk kaçırmaktan hakkınızda şikayet var beyefendi... sizin ve eşiniz Songül Ertürk'ün...

Songül gelir o sırada...

Songül : ne çocuk kaçırması, ne diyorsunuz siz memur bey?

Polis : bu hanımefendi, sizin onun çocuğunu kaçırdığınızı söylüyor...

O sırada bebek ağlamaya başlar, sesi kapıdan duyuluyordu...

Zehra : hah! oğlummmm... canım oğlum... annen geldi... anne burda merak etme oğluşummm.. memur bey size söylemiştim.

Polis : evi aramak zorundayız

Songül : gerek yok ben bebeği getiririm.

Songül içeri gidip kucağında bebek ile geri gelir. Güney hemen kucağından alır ve Songülün kulağına eğilir...

Güney : ağır kaldırmak yok diye kaç defa söyledim sana?

Songül : öf Güney!

Polis : suçunuzu kabul ediyorsunuz yani?

Güney : ne suçu memur bey? Berat yani bu bebek Songül'ün kardeşi...

Polis : nasıl yani?

Songül : evet, o benim kardeşim.. annesi olacak bu kadın onu hasta etmiş, kardeşime ben bakmak istedim. Üstelik onu alacağımı söylemiştim zaten, habersiz falan da değildi...

Polis : Zehra hanım... bebek ablasındaymış, şikayeti bu yüzden mi yaptınız?

Zehra : yaparım yapmam size ne be? Çocuk benim çocuğum!

Polis : biz gidiyoruz...

Eylül ve Rüzgar da emlakçıya gitmişti...tek tek civardaki evleri geziyorlardı, Rüzgar bir türlü beğenememişti...

Rüzgar : bunu da beğenmedim..

Emlakçı : nasıl birşey istediğinizi söylerseniz daha rahat yardımcı olurum

Rüzgar : alt tarafı bu mahallede düzgün bir ev istedim, bu kadar mı zor yani?

Emlakçı : düzgün derken yeni ve modern evlerden bahsediyorsunuz sanırım

Rüzgar : hele şükür

Emlakçı onları başka bir eve getirir. Tek katlı, müstakil, ufak bir evdi, içi eski gibi dursa da bir havası vardı...

Eylül : vay be..

Rüzgar : sevdin mi?

Eylül : sevmek mi? Burası muhteşem.. eski ama havalı... çok pahalıdır kesin..

Emlakçı : evet.. diğer gezdiğimiz evler içinde en pahalı olanı bu. Sanatçı bir aileye aitti, sahibi bir ressamdı...

Rüzgar : ben de sevdim burayı... kararımı verdim. Burası...

Emlakçı : fiyatını konuşmadık...

Rüzgar : kiralıyorum zaten, dert değil o yüzden.. ne zaman taşınabilirim?

Emlakçı : bugün taşınabilirsiniz eğer deposito verirseniz?

Rüzgar : tamamdır..

Rüzgar parayı verdikten sonra Eylüle döner...

Eylül : delisin sen...

Rüzgar : belki biraz... (göz kırparak)

Rüzgarın telefonu çalar, kimin aradığına bakar ve açar...

Rüzgar : ne var?.... Ne? Delirdin herhalde.. sen aptal mısın? Ya da beni aptal mı sandın?...Kes sesini! Böyle aptalca şeyler söyleceksen bağırırım!

Rüzgar telefonu arayan kişinin yüzüne kapatmıştı...

Eylül : kimdi? Neden bu kadar sinirlendin?

Rüzgar : boşver, onunla günümüzü mahvetmeye değmez

Eylül : Rüzgar... söylesene...

Rüzgar : Melis... gerizekalı kız beni sinir edip durdu

Eylül : boşver.. hadi evi temizleyecek birşeyler bulalım, burası baya tozlu

Rüzgar : ben yarın birini getirirdim? Temizlik mi yapacaksın?

Eylül : ben yapmıcam, beraber yapıcaz

Rüzgar : ne? ben anlamam o işlerden...

Eylül : çok kolay ben sana öğretirim...

Rüzgar : ha ha ha çok komik

Eylül : hadii

Markete gidip temizlik malzemeleri ve yiyecek birşeyler alırlar...Rüzgar onları öderken Eylül de arabadaydı. Rüzgar'ın telefonuna mesaj gelmişti, Eylül bakıp bakmamak konusunda kararsız kalmıştı ama istemese de gözü kaydı. Telefona baktığında şaşırmıştı...

Kalanların ArdındanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin