"Dileme" çenemden tutup kendine döndürdüğü de güzelce bana bakıp yüzünü yaklaştırdında ona daha çok yaklaşıp yatağa geri ittim. Şaşkınlıkla bana baktığında hızlıca kucağına oturup onu öpmemle şaşırsa da yüzümü tutup kendine çekti

"Okula gitmeliyim" gözlerim kapalı söylediğim şeyle bir kez daha öptüm onu.

"Biliyorum" beni tekrar öptüğünde hiç göndermek ister gibi bi hali yoktu.

"Sen beni bırakmalısın" hafifçe kafasını sallayıp belimden tutarak kendine çekmesiyle omuzlarına tutunup dudaklarımı dudaklarına bastırdım

"Hadi kalk"

"Beni zorluyorsun Derek" dudaklarını boynuma bastırmasıyla içim titrerken kafasını salladığını da hissettim.

"Biliyorum, seviyorum" onun yaptığı gibi dudaklarımı boynuna bastırmamla kafası geri giderken dilimi teninde gezdirdim.

"Angela! Gerçekten gitmeliyiz yoksa kötü yerlere gidecek konu. Kalk" birkaç kez daha dudaklarımı dudaklarına bastırdıktan sonra kucağından kalkmamla gülümsedim.

''Koş git tişörtünü al gel bekliyorum.'' O benim dediğimin aksine sakince yatağına gitti ve yastığımın altına sonra 'ödünç almak' için bıraktığım için sakladığım tişörtünü buldu ve hemen üstüne geçirdi. Ona gözlerimi devirip tutması için elimi uzattım. O da hemen tutup hızlıca asansöre bindirdi beni. Daha okula yarım saat vardı ama içimden erken gitmek geliyordu. Neden bilmiyorum. Zaten 10 dakika içinde gelmiştik arka koltuktan çantamı alıp arabadan indim -ki Derek de inmişti- Derek'in yanına doğru yürüdüm ve karşısına geçip iki elini birden tutup ona biraz daha yaklaştım.

''Bugün ne yapacaksın?''

''Spor yaparım, ormana giderim ve belki bi şeyler daha neden ki?''

''Ne zamandır sevgiliyiz ben senin gün içinde ne yaptığını bilmiyorum da ondan. Bir de yine ne zamandır ne zamandır sevgiliyiz ne sevgililer gününü ne de yıl dönümümüzü kutlayabildik.'' Göz devirerek konuştu.

"Bir insan sevgilisine hediye almak isterse bir güne ihtiyacı yoktur da ondan kutlamadık sevgilim, yıl dönümü bi tık daha özel olabilir ama sevgililer günü, hayır"

''Şey affedersiniz, Angel benimle kimya hocasının yanına gelir misin şu mavi cam hakkında konuşucağız da.''

''Tamam Scott geliyorum.'' Derek'in yanağına dudaklarımı birkaç kez bastırdıktan sonra ondan ayrıldım ve Scott'un yanına yol aldım. Hızlıca Kimya hocasının Yanına geldik.

''Hocam bir camın – elimizdeki gibi- mavi olmasının nedeni nedir? Yani nasıl olur böyle bir şey?''

''Kimyasal bir etkileşim renk değişimine yol açabilir.''

''Peki ya bir silahın namlu alevi? Mavi ya da yeşil olabilir mi?''

''Namlu alevi, kızgın gazların silahtan çıkmasıyla oluşur. Gazın, bakır, baryum ve sezyum içermesi mümkün. Mavi ya da yeşil yanabilirler.''

''Peki ya bu camın rengini değiştirebilir mi?'' kadın bize şaşkınca bakarak

''Bunu Bir silahın yaptığını mı düşünüyorsunuz?''

''Olabilir.'' Dedim ve kadının elinde ki mavi canımı alıp dışarı çıktım. Arkamdan da Scott geliyordu hızlı bir biçimde dışarıya doğru yürüyorduk. O sıra da Stiles bizi gördü. Size yemin edebilirim ki çocuğun gözleri parladı resmen bizim dışarı doğru yürüdüğümüzü görünce. Hemen yanımıza gelip o da hızlı hızlı yürümeye başladı.

''39'a var mısınız?'' cevap vermeyip yürümeye devam ettik. Fakat hemen önümüze Bayan Martin çıktığında beni önüne alıp  Scott'u sol eliyle Stiles'ı da sağ eliyle itmeye başladı.

DARK { Derek Hale }Where stories live. Discover now