《19》Değişiksiniz.

En başından başla
                                    

Ahenk ortamıza girip kolunu omzuma atınca, yüzümü buruşturdum.

"Niye geldin?"
"Bensiz çaklıtlı süt içerseniz, gelirim tabii."
"Sakin ol şampiyon sana da var."

Atakan çantasından muzlu süt çıkarınca, kıkırdadım. Ahenk muzlu süte savaş açmış bir insan olarak bundan hoşlanmayacaktı.

"Bu ne lan! Maymun muyum ben?"

Atakan omuz silkip sütü geri koydu.

"Utku'nun en sevdiği."
"Biri benden mi bahsetti?"

Utku sırıtarak, aramıza giren Ahenk'in yanına oturdu. Ardından Ender, Polat, Pars ve Zümrüt oturunca gözlerimi devirdim. Beş dakika yalnız kalamıyorduk.

"Bediz nerede?"
"Ormana gitti."
"Ya kaybolursa siz nasıl arkadaşsınız?"
"Atakan, ormana zaten kaybolmak için gitti."

Gözlerini devirip Utku'yu ittirdi. Utku ise, çantasından muzlu sütü almakla meşguldü.

"Maymun."

Ahenk tiksintiyle süte bakınca, Utku kaşlarını çattı ve sütü daha büyük iştahla içmeye başladı.

●○•°●○•°●○•°●○•°●○•°●○•°●○•

Biz piknik için bir şey getirmediğimizden, sevgili sınıf arkadaşlarımız bizi kovmuştu. Biz de bu yüzden, orada bulunan şirin bir kafeye oturmuştuk.
(Yatılı Okul Texting 1. Bölüm okuyun)

"Oha sarışın!"

Ahenk öndeki masada oturan çocuğa gözlerini büyüterek bakınca, biz kızlar olarak gözlerimizi devirdik. Aslında çocuk tipsiz sayılmazdı, yakışıklı bile sayılırdı. Bizden büyük olduğu yüz hatlarından belliydi. 18-20 yaşlarında olan, yeşil gözlü çocuğa benden büyük olmasa, 'evlenek mi lan!' diyebilirdim. Gerçi hala diyebilirim ama muhtemelen benim için uzaklaştırma emri çıkarttırırdı.

Üzücü.

"Hayırdır daldın?"

Atakan'ın imalı sesiyle, çocuğu dikizlemeyi kestim. Zaten çoktan masadan kalkmış dışarı çıkıyordu.

"Gitti sarışın!"

Ahenk'in mutsuz sesiyle, Utku elini saçından geçirip bir şeyler mırıldandı.

"Ben bir lavobaya gidip geliyorum."

Ahenk, elindeki telefonu cebine sokup kafenin WC'sine girdi.

"Ben de elimi yıkayayım."

Utku da masadan kalkınca omuz silktim.

"Zümrüt sen bir gelsene!"

Polat'la Zümrüt gidince Ender ve Pars'a öldürücü bakışlar attım.

"E, ben de kalkayım o zaman." Dedi Ender ve kaçtı.

Telefonuyla uğraşan Pars'ı, bakışlarımızla kovmaya başladık. Hissetmiş olacak ki kafasını telefondan kaldırdı.

"Neden öyle bakıyorsunuz?"
"Sen gitsene Pars."

Pars Atakan'a kaşlarını çattıktan sonra, sandalyede daha fazla yayıldı.

"Hayır."
"Haydi git Bediz'i bul sen."
"Banane."
"Oğlum gitsene lan!"

Atakan yerinden kalkınca, Pars da kalktı.

"İyi be ne haliniz varsa görün."

Pars çıkınca, Atakan sandalyesine oturdu.

"Sonunda tek kalabildik."
"Tek derken?"

Yatılı OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin