Sonsuza dek

13 0 0
                                    

Bu aynı maddenin içinde, Nolalı'nın sonsuz evreninde bir rüyada konuşma idi. İki âşık, Lucieta ve ben belki de farklı zamanlara uyanmaktan da korkarak, birbirimize sarıldık. Artık bekliyorduk:

"Sence ne olacak Lucieta, ayrılacak mıyız, sonsuzlukta kimsenin umurunda mıyız?" bu söylerken kızın saçından yüzüne düşen bir tutamını düzeltiyordum.

"Hayır, ayrılmaktan söz etme, kimse burada olduğumuzu bilmiyor, sadece Nolalı. Ona planını sormalıyız", dediğinde biraz daha bekleyecektik. Sonunda boşluğa konuştum:

"Giordano Bruno, işte buradayız, dostum dediklerin, mücevherlerim dediklerin... Sorularımızı duymuş olmalısın..."

Boğuk bir ses, onun sesi:

"Elbette, hep sorular, sizi birbirinizden sizin dışınızda kimse ayıramaz ve benim umurumdasınız. Sizler sonsuza kadar yaşayacaksınız Lucieta ve bu öykülerin anlatıcısı... Ve ben de sizin dostunuz olacağım."

Daha sonra Nolalı bize uyanmamızı söyleyecekti:

"Uyanın güzel hayatınıza, bir başka zamana, geleceğe, umudu gerçekleşen insanların dünyasına, gidin dolaşın, mutlu olun, geleceğin dünyasında savaş yok, engizisyon veya çıkarcılar yok sadece mücevherler var, tıpkı sizin gibi", birden yanımızda rahip elbisesi ile belirecekti. Lucieta artık dayanamıyordu, gözyaşlarını tutamıyordu.

Sordu:

"Sen gelmeyecek misin?"

Nolalı gülümsedi:

"Hayır, Rönesans'ın kızı... Benim zamanın derinliklerinden çıkartmam gereken daha çok mücevher var."

"O zaman bu bir veda", diyecektim.

"Sonsuzlukta dostum", elimi sıktı Lucieta'nın çenesine yavaşça dokunup:

"Cesaret", dedi ve bir yıldız gibi ışıklar saçarak uzaya karıştı.

Ardından:

"O yıldızlardan tozları getirendi Lucieta..."

"O Nolalı Giordano Bruno..."

"Sonsuza kadar dostumuz."

El ele geleceğin dünyasını karşıladık Lucieta ve ben, cesaretle ve artık Nolalı'nın evreninde birer yıldız ışığıydık. Sonsuza dek.

-Son-

Rönesansın ÇocuklarıWhere stories live. Discover now