Soylunun istediği

7 0 0
                                    

Mocenigo: "Bana bildiğin her yöntemi, her şeyi öğretmelisin Bruno. Seni buraya çağırma sebebim bu."

Nolalı:"Sana tüm bildiklerimi öğretmeye kalkarsam dostum, bu çok zor olurdu; iki ömür süresi daha harcasam tüm aklımdakini aktaramam. Sana anlatacağım genel esasları, kuralları ve tekniği, hafızanın nasıl bir yapıyı hayal etmek olduğunu..."

Mocenigo: "Hmmm evet, bu işime yarayacaktır ama benim başka bir istediğim daha var..."

Nolalı alaycı bir gülümseme yerleştirecekti yüzüne. Şimdi neyin geleceğini biliyor gibiydi. Karşısındaki adam deli gibi görünmemek ama aynı zamanda, bir filozof-rahipten isteyeceği şeyi açıklamak için adeta kıvranıyordu. Soğuk terler döken Mocenigo sözüne devam etti:

"Bana daha önemli, daha kalıcı bir şey anlatmalısın."

Nolalı alay ederek:" Örneğin evrenin sonsuz olduğunu, bu sonsuzlukta sonsuz yıldız ve tıpkı bizim güneşimizin etrafında dönen dünyamız gibi, bu yıldızların etrafında da sayısız dünya olduğunu ve yaşamın buralarda da olduğunu, Tanrı'nın bu sonsuz evrenle bir olan, bir bütün olan natura naturans ve natura naturata ilkeleri ile açıklandığını mı anlatayım istersin? Ya da tüm bunların senin veya benim ne kadar küçük olduğumuzu anlattığı gibi, sonsuzlukta kaybolma şansının olmadığını söyleyip avunmanı mı sağlayayım?"

Mocenigo şaşkın ama hezeyanlar içinde: "Hayır, hayır bunlar ilginç teoriler ama benim ihtiyaç duyduğum şey, şey..."

Adamın böyle kıvranması artık sıkıntı vermeye başlamıştı. Nolalı bir cümle kurdu ve tekrar alaycı gülümsemesini takındı: "Kitabım 1582 yılı De Umbris Idearum & Ars Memoriae'i okumalısın o zaman öğrenim kolaylaşacak..."

Venedikli soylu artık hezeyanlarını dile getirecekti: "Bruno bana bir şey öğretmelisin; senin büyü ile ilgilendiğini biliyorum. Bana, bana... Bana ölümsüzlüğün sırrını öğretmelisin. İşte tek istediğim, diğerlerini boş ver."

Nolalı, bu sözleri duyunca daha fazla dayanamadı kahkahalarla güldü, aslında bekliyor gibiydi bunun geleceğini: "Hahahaa haahahaa ölümsüzlük, ölümsüzlük, büyü, gerisini boş ver ha... Hahaha HaaHa."

Başlarda adam, istediğini söylemenin rahatlaması ve Nolalı'nın alay ettiğini anlamaması sebebi ile kendi de güldü: "Ha haaahaa evet tam olarak istediğim bu Bruno, seni bunun için çağırdım"

Nolalı biraz daha güldü: "Ha hahhaa haaa..." Ve yüzünü mum ışığına yaklaştırdı. Şimdi kokutucu bir yüz ifadesi ile cüppesinin kapüşonu başına çekilmiş iken konuşacaktı. Bu görüntü Mocenigo'nun bir anda yaptığının ne kadar ciddi olduğunu anlaması ve korkması için yeterli olmuştu:

"Şimdi beni iyi dinle Mocenigo. Öncelikle bende böyle büyü güçleri yok, ben büyücü değilim, ölümsüzlük büyü ile elde edilebilen bir şey olsaydı hiç şansın yoktu yani, en azından benimle. Sonra gerisini boş ver dediğin şeyleri bilmeden ölümsüzlüğe ulaşabileceğini mi sanıyordun. Hiç sanmıyorum. Sonsuzlukta bir şansın olabilir belki ama ben sana sadece bildiklerimi öğretebilirim. Ölümsüzlük mü? Bunun için çok çalışmalısın dostum çok ve belki sonunda ölümsüzlüğe de ulaşamayabilirsin."

Mocenigo şimdi bu cevap ile hayal kırıklığına uğramış olacaktı ki korkutucu yüze nefretle baktı: "Sen sen bana öğretmek istemiyorsun. Büyülerini gizliyorsun, hep kitaplarından söz ediyorsun. Artık açık konuşalım ben Venedik'te nesiller boyu gelen soylu bir ailedenim ve seni korumak için elimden geleni yapıyorum. Morosini veya diğerlerinin umurunda değilsin. Morosini onlar konseyinde olabilir ama ben de önemli biriyim. Fosca ile olan yakınlaşmanı da biliyorum, Morosi'nin küçük sevgilisi ile ilgini. Şimdi durumun açık artık bana ölümsüzlük sırrını vereceksin. Senden tek istediğim bu. Ve bir daha gülme."

Nolalı kahkahayı basacaktı: "Ama dostum sana söylerdim Haha haha haaaaa. Ben bir büyücü değilim, ben bir filozofum. Politik oyunların beni korkutmuyor ama sana yine de söylerdim. Elimizdeki hiçbir şey seni mutlu edemez. Belki bir gün ölümsüzlüğü de buluruz ama sabretmelisin."

Adam kızgın, odayı terk etmekte olan Nolalı'nın ardından bağıracaktı:" Sırrını sonsuza kadar saklayamazsın, beni oyaladığını ve ölümsüzlüğün sırrını büyülerin ile çözdüğünü biliyorum, sana biraz daha zaman vereceğim, geri dönüp anlatman için yoksa yapacağımı biliyorum. Nereye gidiyorsun sözüm bitmedi... Dur Bruno sana söylüyorum."

Nolalı bıkmış ve bu mantığı bulanmış adamdan uzaklaşmak istemişti, çıkarken şunu söyleyecekti: "Fosca'nın malikânesine gidiyorum beni davet etmiş, o çok güzel bir kadın ve akıllı. Dediğim gibi benden buraya gelirken istediklerini yaptım, fazlası için tüm çalışmalar bile yeterli olamayabilir. Seni uyardım, unut bunu bende böyle bir büyü sırrı yok."

Gondola yönelen Nolalı'nın ardından Mocenigo:"Sana birkaç gün daha müddet. Geri dönmen için. Canın cehenneme Giordano Bruno."

Nolalı gülerek, gondolda uzaklaşır:" Senin de canın cehenneme Venedikli önemli adam, soyluların soylusu Giovanni Mocenigo. Hahaha hhaahha."

Rönesansın ÇocuklarıDove le storie prendono vita. Scoprilo ora